- 643 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KÖŞKÜM VAR DERYAYA KARŞI
Doğaya hayvanlara bir de eskilere olan düşkünlüğüm tutku derecesindedir. Bunların başında eski eserler. Eski güzel insanlar ve köşkler gelir. Köşklerin içindeki yaşamlara kitaplarda ve filmlerde rastladım yalnızca.
Kocaman geniş bahçeler içindeki köşklerin bahçe duvarlarına yaslanır huşu içinde dakikalarca seyrederken ne hayallere dalardım o eski zamanlarda..
Şimdi ne köşklerden eser kaldı ne hayallerimden.
Tarihi ve resmi anlamda ülkenin en ünlü ve en önemli köşkü sayılan Çankaya Köşküne çıkmak hiç kısmet olmadı. Adaylığımı koysaydım yolum düşer miydi bilmem ama ilk icraatımın ülkeyi ateşe vermek! olacağını bilmenizi isterim. Çünkü bu cehennemden başka türlü çıkış yolu yok!
Ancak bir tarihte ECEVİTLERİN oran sitesindeki evlerini görmüşlüğüm var. Rahşan Hanımefendinin yarım kilo kıymayla bir hafta idare ettiğini. Aynı etek-bluzu rengi atana kadar giydiğini. Bu nedenle de toplumun çoğunluğunun kendisine kapıcı karısı! Yakıştırmasını yaptığını da iyi bilirim. Ülkenin öncelikle insan kimliği. Sağlam kişiliği. Lekesiz devlet adamlığı ve eşsiz Beyefendiliğiyle akıl ve gönüllerde yer etmiş olan Bülent Ecevit’i özlem şükran ve rahmetle yad etmek isterim.
İnanıyorum ki ülkeler ve idareler kavramı var olalı beri böylesine hayal ve gerçek dışı bir ülkenin varlığını tarih yazmamıştır. Yazmayacaktır da.
Başta sözde gazeteci sözde aydın ve sözde politikacıların dillerine pelesenk ettikleri:
Bu ne biçim demokrasi?
Bu nasıl bir hukuk sistemi?
Osmanlıya duyulan bunca özlem ne için?
Bu güne değin bu ülke böyle bir diktatör görmüş müdür?
Siz bu halkı koyun mu sanıyorsunuz?
Biz daha önce bu günlere geleceğimizi söylemiştik!
Gibi söylemler ve anlık gündemlerle günlerini heba ederken.
Bir deli bir kuyuya bir taş atmış bin akıllı çıkaramamış diye çok güzel ve tam da zamanımıza uygun bu söze nazire olarak diyorum ki:
Akıllılar kuyuların başında taşları çıkarma yarışına girerken. Toplumun tamamına yakını da kulu kölesi olduğu iktidarla birlikte kuyular dolusu rantı sırtlarına vurup Allah Kuran Din İman avazlarıyla cennettin yolunu tutmuş durumdalar!
Cennet dediğin nedir ki oysa. Altından ırmaklar akan yemyeşil bir mekan. Birkaç hurma ağacıyla imanlı her erkeğe memesi tomurcuklanmamış huri kızları!
Bunları ben söylemiyorum elbette. Kuran. İslam alimler ve ünlü camilerin kapılarına asılan yazılar söylüyor. Ne gitmişliğim ne görmüşlüğüm ne de geri dönmüşlüğüm var!
Kendimi her zaman akıl fukarası olarak addederim. Ancak görüyorum ki benim kadar ileriyi görebilen akıllı biri çıkmamış bu ülkede! Ben bunları henüz çocuk yaşımda düşünüp idrak etmeye çalışıyordum.
Çeşitli şekillerde yok edilen yakılan talan edilen ve yerlerine köşkler gökdelenler inşa edilen bütün ormanlar kağıt-kaleme dönüşseydi yine de bu ülkede yaşananların bir cildini yazmaya dahi yetmezdi.
Bunun yanı sıra bu toplumun ürünü olan öyle birine rastladım ki…Ülkenin vahametinden daha vahim! Bir milli felaket! Rabbimin yarattığına! bile inanası gelmiyor insanın. Bir insanın kusurları topluma zararlı yanları olabilir ancak her anlamda böylesine ahlak yoksunu olabilir mi?
Böylece ben sınavımı tamamladım sanıyorum. Yani artık ‘şaşıracak’ başka bir şey kalmadı gibime geliyor.
Ne diyor eski zaman şarkıları.
Sazlar çalınır Çamlıca ’nın bahçelerinde.
Bülbül sesi var şarkıların nağmelerinde.
Neyleyim köşkü neyleyim sarayı. Gönül sarayları gerek insan olana bence.
Köşkler saraylar mallar mülkler dileyenin olsun. Bir lokma bir hırka bana yeter de artar bile.
Asıl dileğim Yaradanın beni hoşnut olduğu kullarından eylemesi.
TÜLİN ÖZTUNÇ
YORUMLAR
Sevgili gönül insanı, sevgili bilge yürek, sevgili aydınlık menzil,doğru söyleyenleri dokuz köyden kovarlar,arifleri, asalet öz, medeniyet ,cesaret sahibi,kul hakkını yemeyenleri ,zan ,gıbet, kumpas yapmayanları
bizden olmayanları, bizim gibi düşünmeyenleri kafalarını kesip ciğerlerini çiğçiğ yemeyenleri müslüman insan saymazlar,
Cennetin anahtarları artık bazılarının elinde, koyun sürüsü iteatkar ümet kulları peşinde,arzularına sunulacak sizinde değiniz gibi,iman güçlerin tatmini için meme uçları yeni tomurcuklanmış hur-i melekleri ,yeşil milyon dolarlar dolu ayakkabı kutuları ,osmanlı misali altın keseleri baş uçlarında,gönüller hovarda,halvet için tüm imkanlar hazır nazır, yeşil saraylarda başlar secdede,eller duada ümmet el etek için niyazda
Rahmetli Ecevitin dürüstlüğü kalmış havada, insanlık omurgasızlaşmış asalet özi cesaret, medeniyet vicdan fazilet tozlu raflarda,hak hukuk adalet ayaklar altında
Çok duygulandım, yazıda adeta yüreğimi düşüncelerimi, menzilimi buldum
Manidardı
Saygılarımla
___* * * * * * * * * *____
DEVRİM DENİZERİ
Biz ve bizim gibiler cennetini kendi güzel dünyalarında yaşııyorlar sanırım.
Görüşmek umudu ile.
Şiir dolu yarınlarla.
Esenlikler.