1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1159
Okunma
Bundan takriben altmış yıl önce evimizin güney kısmında bulunan bir Hüsne bibim vardı. Çok yaşlıydı.Bende o zamanlar küçük çocuktum o zamanlarda evlerimiz tümden toprak kerpiçten yapılmıştı .Yurdumuzun güney bölgesi(Akdeniz bölgesi)
sıcak olur. Yaz mevsimi gelince otlar arasında damların arasında yılanlar çiğenler, akrepler çirit atardı. Hele yanlışlıkla dokunulduğunda veya sıcaktan rahatsız olduklarında ısırdı mı belki de insanları ölündürdüğü bile olurdu. Hüsne bibimde o zamanlarda kimler vermiş veya kimden almışsa bir beşlik parası varmış ama bu beşlik parasını kaybetmiş. Nasıl kaybetmiş nereye koymuş da bulamıyor veya çaldırdı mı? veya yılanlar çiğenlar yuvası olan dileklerine mi aldı gütürdü bilen yok sormadığı hısım akrabası kalmamış iki gözü iki çeşme kıymetli beşli cağını çıkın çıkın içinde kat kat yaparak saklarmış. Ama yine de sahip olamamış. Hüsne bibim ne yapsın gözü görmüyor kulakları duymuyor. Ama kaybettiği beşlicağından da bir türlü vaz geçemiyor. Çareyi akrabalarının eşlerine ağıt yakmakta bulmuş. İşte ağıtları.
Ocaklıkta olur maşa
Karıştırırlar köşe köşe
Bahri’nin gelini eşe
Beşlicamı görmedin mi?
Beşlicaam beşlucaam
Kara gözlü beşli caam
Bahçalarda olur kiraz
Toplarlarda biraz biraz
Hösün Avni’nin gelini Iraz
Beşlicamı görmedin mi?
Beşli caam beşlicaam
Kara gözlü meşli caam
Tarlalarda olur kılıf
Gelinlerde olur zilif
Ahmet’in gelini Elif
Beşlicaamı görmedin mi?
Beşlicaam beşlicaam
Kara gözlü beşli caam
Der dururmuş Hüsne bibim. Kim bilir belki yılanlar akrepler çıkını bulunduğu yerden çekerek yaşadığı deliğe götürmüş de olabilir Bende halâ =Hüsne bibimin beşli cağını arıyorum. Şayet bulabilirsen bozdurup şu ramazan günü onun hayrına dağıtacağım.
Bu yazımı ramazan sohbeti olarak kabul buyurun. Saygılarımla.
06.07.2014/ Hasan TAŞDEMİR