- 850 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
OY MADIMAK MADIMAK DÖN DE BİR YOL BERİ BAK.
İnsan benim gibi boş gezenin boş kalfası olunca haliyle vaktinin büyük bir çoğu bilgisayar başında geçiyor.
Efendim... 2 Temmuz 2014e yakın günlerde de 2 Temmuz 2014te de bilgisayar başındaydım tabii ki herzamanki gibi...Her zamanki gibi büyük bir çoğunluk olan, aşkının gaz sancısı barsaklarında birikmiş kır saçlı er kişiler ve onlardan en birkaç misli çok sayıda olan aynı dertten muzdarip hatun kişiler, ancak erotik filmlerde göreceğiniz resimlerle süsledikleri ilahi aşk (!) şiirlerini paylaşmaya devam ediyorlar; geleceğimizin teminatı gençlerimiz ise ’ Lan ..mına kodumun manyağı, -olum harbiden s..kiksin sen, tipini s...min lavuğu ’ gibi nezih ve kibar cümlelerle(!) birbirleriyle muhabbet ediyorlardı sanal alem ortamında. Ancak tabii ki bu iki kesime bakıp ’ Eyvah ki eyvah bu memleketin haline’ demek son derece yanlış olur. Çünkü bu memlekette düşünen, düşündükçe bir şeyler üreten (!) kafalar da vardı. İşte o kafalar face book denilen sosyal paylaşım ağını mesajlarla resimlerle doldurmuştu. Artık yeni trend, duyarlılıkların bu sosyal paylaşım sitelerinde ifade edilmesiydi çünkü. Ne kadar paylaşım o kadar alkış. Ne ka mangır, o ka küfte....
Aslında beklediğim bir şeydi. Her sene 2 Temmuzda olduğu gibi bu sene de yine ’ Sivas’ı unutma’ ile başladı günler önceden uyarılar. ’ Sivas’ı unutma’ Derken Gök Medreseyi, Sivas Kalesini ya da Sivas Kongresini kast etmiyorlar tabii ki. Hani ’Sivas’ı unutma’, yani ’ 2 Temmuz 1993 te Sivasta yaşanan katliamı unutma’ diye hatırtlatanlara ’Sivas kongresi ne zaman yapılmıştır? Bu kongrenin önemi nedir’ Diye sorsanız eminim %90 ı cevap veremeyecektir ya neyse..Konumuz o değil.
1993ten beri her sene yaşanır bu. ’ Sivas’ı unutma.’ Artık öyle bir hal almıştır ki Sivas kelimesi neredeyse katliamla eş anlamlı hale gelmiştir. ’ 1993 Katliamını unutma’, ya da daha kısa olarak ’2 Temmuz 1993ü unutma ’ dense neyse ama yok ’ Sivas’ı unutma ’ Bu şekilde söylenince Sivas ile katliam kelimesi aynı manada kullanılmış olmuyor mu?
Her neyse..Bu da değil anlatmak istediğim.
1993ten beri devamlı aynı oltayı atarım ve aynı sazanlar takılır oltaya.
Derim ki ben gibi sünni olanlara : ’ Yahu alevileri anlıyorum. 2 temmuz 1993te 37 Canları yanarak öldürüldü. Onların -Unutursak yüreğimiz kurusun - Demeleri normaldir. Kürtleri de anlayabilirim çünkü yanarak ölenler içinde Kürt de vardı sanırım. Peki sana ne oluyor. Sen alevi değilsin, Kürt değilsin.’ Sonra istediğim cümleyi söylemesini sağlamak için daha da damarına basarım: ’ Alevinin derdi seni mi gerdi kardeşim..Sana ne oluyor da -Sivas’ı unutma, unutursam yüreğim kurusun diyorsun?’ Diye gazı veririm. Bu gazı alan vatandaş başlar: Sevgi, barış, kardeşlik, hoşgörü, insan hakları ve saire, ve saire, ve saire... ’ Hocam ’ der bizim sazan ve devam eder ’ İnsanlar yandı orada hocam. İnsanlar öldürüldü, memleketin aydınları yakıldı yobazlar tarafından. Buna tepki göstermek için ille de alevi olmak mı gerekiyor? İnsan olmak yeterli değil mi?’
Evet resmen yutmuştur zokayı bizim balık . ’ Demek insan olmak ha?’ diye sorarım...Öfkelidir sazan , burnundan soluyarak cevap verir: ’ Evet insan olmak, siz bunun ne demek olduğunu bilmiyorsunuz besbelli ’
Nasılsa ’ Ben hep sevgi, barış, kardeşlik olsun, insanlar ölmesin istiyorum. Bizim tepkimiz insanların öldürülmesine, alevinin katledilmesine tepki koymak için ille de alevi mi olmak gerekiyor’ laflarını yutturacağım için beklerim. Cevap bile vermem ilk etapta..
Neyi beklerim peki? 5 Temmuz’u beklerim. Bakalım bizim yüreciği insan sevgisi ile lebaleb olan sevgi, barış, kardeşlik , hoşgörü vesaire, vesaire, vesaire ile Erzincan tuluğu gibi dolmuş sevgi pıtırcığımız, kelebekken reankarnasyonla insan olan kardeşimiz, 5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamı için de ’ Unutursam yüreğim kurusun ’ Diyecek mi? Öyle ya madem tüm davası ’ İnsanlar ölmesin’ davasıdır o halde Başbağlarda öldürülen 33 can için de bir şeyler demesi lazım gelir ki 2 Temmuz 1993 te Şırnak - Çelik karakolunda şehit edilen on altı Mehmetçikten vazgeçtim. Onların öldürülmesi vak’a-i adiyedendi o zamanlar. O kadar sıradandı ki günümüzde bile hâla bazıları o yıllar için ’ terörün bitme noktasına geldiği yıllar ’ der. Nasıl bir bitmeyse artık...Neyse konuyu dağıtmayalım yine.
Bu sene de durum geçen senelerden farklı değildi.
Oturdum saydım. Benim arkadaş grubum içinde yirmi kadar arkadaşım 2 Temmuz 2014 tarihinde ( aslında daha önceden başlamışlardı ) ’ Sivas’ı unutma’ yazdılar. ’ Unutursam yüreğim kurusun ’ yazan öğrencilerim oldu . ’ Aydınlarını yakan bir millet karanlıkta kalmaya mahkumdur’ diyen oldu. Sanki millet cadı avına çıkan engisizyon papazı gibi yakmak üzere aydın avına çıkmış gibi...Velhasılı Sivas için gerek alevi gerek sünni pek çok insanın söyleyeceği pek çok laf varmış, söylendi.
Bu gün 5 Temmuz...Bir tane olsun Başbağlar katliamını kınayan paylaşım yok. E hani bir katliamı kınamak için ille de alevi olmak değil, insan olmak yeterliydi?
Şimdi merak ettiğim şu: Başbağlarda katledilen 33 Canı mı insandan saymıyorsunuz yoksa sizin insanlığınızda mı bir problem var?
Evet Başbağlarla ilgili tek bir paylaşımı bir arkadaş iki gün önce yaptı ’ Başbağları unutma ’ diye. Peki hem Sivas hem de Başbağlar katliamını kınayan var mıydı. Ya da her iki katliamdan dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren? Vardı. Sadece bir kişi. Genç bir arkadaş.
Bana hiç kimse sevgi, barış, kardeşlik, ’İnsanlar ölmesin ideali’ filan demesin. Bir kulağımdan giriyor ötekinden çıkıyor. Bunun başka bir adı var ama maalesef o adı bulamıyorum. Madımak katliamında hayatını yitirmiş olanlara can, Başbağlar katliamında yaşamını yitirenlere patlıcan muamelesi yapılmasını anlayamıyorum ve buna bir isim de veremiyorum.
Tabii ki burada sadece Madımak için ağıtlar yakıp gayrısını sallamaylara yüklenmemek gerek çünkü bu durumun tersi de söz konusudur. Hiç bir zaman sesleri Madımakçılar kadar çıkmasa da Başbağlarcılar da Madımakçıların acılarını tınlamamaktadırlar.
Görüyorsunuz ya şurada bile bir Madımakçılar- Başbağcılar ayrışması çıkıyor ortaya.
Uzun sözün kıssası kimse alınmasın ve gücenmesin ama ( kendimi de dahil ederek söylüyorum ) i-ki-yüz-lü-yüz.
Lafa gelince sevgi kardeşlik, birlik, beraberlik, ’ gelin canlar bir olalım ’ Ama icraata gelince nanay... ’ Sivas’ı unutma’ yazanı Başbağlar’da, ’Başbağları unutma’ yazanı Sivasta görmedikçe ( Ki göremiyoruz maalesef ) hiç kimse sevgi kelebeği rolüne soyunmasın.
Gerçekten inanarak ve gerçekten hissederek Madımak katliamı için de Başbağlar katliamı için de ’ Unutursam Yüreğim Kurusun ’ Diyebildiğimiz gün bu ülkede pek çok şey değişecektir aksi takdirde mesela sırf başbakan Rabia işaretini benimsedi diye Rabia’nın kim olduğunu bile bilmeden ( Ki bir kadın evliyadır. ) ondan ’ Orospu ’ diye bahsedersek hiç bir yere varamayız.
Ülkemiz sınırları dışında cereyan bir iç savaş bile Sisi’ci-Mursici olarak bölüyorsa,Sisiciler Mursicilere hain ve düşman; Mursiciler de Sisicilere aynı gözle bakıyorsa başka söze hacet yok aslında. ( Ki yemin edebilirim en az %70 vatandaşın Sisi kimdir, Mursi kimdir neyin nesi kimin fesidir bildiği yok..Sadece liderinin ağzına bakıyor. O Sisiciyse Sisici, Mursiciyse Mursici..)
Kimi ’ Ben başbakanın g.tünün kılıyım’ Diyen cahil kadını görüyor sadece, kimi de ’ Ben Nutuktan başka kutsal kitap tanımıyorum ’ Diyen okumuşu...
Başbakanın danışmanı, polisin etkisiz hale getirdiği birine tekme atıyor... Gösteriyorsun ’ Yahu bak bu yapılan hukuk dışı bir davranış ’ diye, vatandaş hemen buluyor bir kaset ve gözünün içine sokuyor: ’ Baakk senin o genç dediğin, danışman beyin arabasının lastiğine tekme atmış. Hakketmiş demek ki.’ diyor.
Devletin koskoca başbakanı -kendisine ’katil’ demiş olsa bile- neticede bu ülkenin bir vatandaşı olan şahsın kendisine karşı olmasa da yaşadığı acıya saygı gösterek ’ Acınızı anlıyorum’ demesi gerekirken , en azından susması gerekirken 15 yaşındaki ve de ölmüş olan bir çocuğu seçim propagandasında konu yapıyor. Haydi bir anlık bir hata diyelim lakin onbinlerce insan yuuhhh çekiyor.
Padişaha yemek olarak patlıcan gelmiş. Padişah kızmış. ’Ben sevmem patlıcanı ’ demiş..Padişahın dalkavuğu başlamış patlıcanın aleyhine verip veriştirmeye...Bir müddet sonra padişah ’ Bana patlıcan yemeği yapın çok severim patlıcanı’ deyince dalkavuk başlamış patlıcanın ne mübarek bir sebze olduğunu anlatmaya...Saray halkı dayanamamış. ’ Yahu daha geçende sen patlıcanın aleyhine bir sürü laf söylemedin mi. Şimdi övüyorsun.’ Deyince yapıştırmış dalkavuk: Ben patlıcanın değil , padişahın dalkavuğuyum. Aşağı yukarı hepimiz bir padişahın dalkavuğuyuz. İsim mevzubahis değil.
Sözün özü: Sevdiğimiz zaman Allah için değil de padişahlarımız için sevdiğimiz müddetçe gerçek kardeşlik hiç bir zaman olmayacaktır ve de hiç kimse bana barıştan, sevgiden, insanlıktan filan bahsetmesin.
Şu anda maalesef hepimiz; evet istisnasız neredeyse hepimiz Allah için değil, padişahlarımız için seviyoruz ya da nefret ediyoruz.
Bir de gözümüze at gözlüğü takılmış gibi hep aynı yöne bakıyoruz. Yahu türküde bile diyor:
Oy madımak madımak, dön de bir yol beri. bak.
YORUMLAR
yani ben sanırım böyle bir yorum yapmıştım abi....her zaman söylüyorum amaç sivasta öldürülenler değil onları siyasi bir amaç olarak kullanmak..eğer amac orda öldürülen insanlarsa.ondan 3 gün sonra başbağlarda öldürülenler insan değilmiydi....niçin ordaki katlıamı bu insanlar protesto etmiyorlar.amaç üzüm yemek değil bahcıyı dövmek....çok güüzel tespitler hocam yüreğin dert görmesin....
KINAMAYSA EĞER
Sivası’ ı kötüle.
Başbağlar’dan söz etme.
Bir insanı öldürmek,
Tüm insanları öldürmektir..
Nasıl acı duymam.
Canlar orada kıyılırken,
Diri diri yakılırken.
Katliam yapılırken.
Dünyanın bir yerinde de olsa,
Yatağımda rahat uyuyamam.
İnsansam eğer,
Şiir de yazıyorsam.
Canileri niye alkış tutayım.
Katliamı savunayım.
Oyun oynanırken yurdumda..
Niye figüran olayım.
Tek gözle bakmam olaya.
Sazınız tek taraflı çalmasın .
Aydınlar , yazarlar..
Başbağlar ’ı da kınayın.
Ben ikisine de yanarım...
Ayni duyarlığı , hassasiyeti umarım gösterirler 5 Temmuz Başbağlar katliamı için de
yazarlar şair arkadaşlarım.
Daha önce 2011 de yayınladığım bir şiirim.
Yazdıklarına katılmamak mümkün değil,at gözlüğü olanlara o gözle bakanlara..
Tebrik ederim saygılarımla.
Hocam çok güzel ve doğru söylüyorsunuzda ne varki doğru konuşanı dokuz köyden kovmuşlar onun içinmidir bilinmez senden ölmüşse candan sayılmaz benden ölmüşse buna can dayanmaz siyasetini oynadığımız süre bu hep böyle olacak gibi yoksa vampire yaşamak için kan gerekecek bu kanı bulabilmesi için bu yolu takip etmesi gerek aksi takdirde kansız kalacak bilmem bu yazınızdan birileri ders alırmı en azından almaları için umayım insanlık adına saygılarımla selamlar
Bence hakka muhalif, hakikate muhaliftir.Bence insana muhalif , cana muhaliftir.Bence zihniyet temizliği gerekir.Zihniyete muhalif ise, işemek ile facebook da küfürlü konuşmayla eş değer gibi.
Hammurabi Kanunları'nın uygulandığı dönem m.ö 18 y.y.Oysa bizim yaşadığımız dönem 21.y.y ilk cegreğindeyiz. Akıl hesabını size birakıyorum.
İsa, Musa, Davut aşkına ;İnananlar için Muhammed'in hatrına
Saygılar, Sevgiler Değerli Hocam
sami biberoğulları
Kıyamete yakın dünyanın cahiliye döneminden de kötü günler yaşayacağı söylenir hep..O günlerdeyiz sanırım.
Selam ve sevgilerimle.