- 900 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Oyum kime
Oyum kime
Muhittin Çoban
Cumhurbaşkanı seçimi geldi çattı.
Adaylar belirlendi.
Tavırlarda belirleniyor.
C.Başkanı seçimlerinde tavrım(ız) ne olacak, yani kime oy vereceği(z)m?
Bunu kendimden saklamadım, sizden de saklamayacağım.
Üç aday var.
C.Başkanılığına aday gösterilmek için yirmi mebusun imzası gerek, şartlardan biri bu. Bu şartı yerine getirmek çok kolay değil. Yirmi mebusun partisinden atılmayı göze alması gerek, bunu göze alabilecek mebus yok şu anda parlementoda.
Aday belirleme süreci demokratik mi?
Değil, hiç değil!
Demokratik yollarla belirlenmeyen adayları halk oylarıyla Cumhur yapacak.
Bu şu demek: Önünüze servis edilen yemek bu, istersen yeme!
Yani baştan yenik (Halk olarak) giriyoruz seçim sürecine.
Kim bu adaylar peki?
Biri malumunuz; Erdoğan.
Diğeri CHP ve MHP’ nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu.
Yani biri Hasan, diğeri Kel Hasan!
Aralarında çok fatk yok. Zaten kendiside diyor AKP içerisinde çok yakın dostlarım var, Abdullah Gül yakın arkadaşım... Bugüne kadar içinde bulunduğu kurumlarıda göz önüne alırsak nüans farklar var.
Seçimlerde kazanma şansımız olmasada doğru ortak bir adayla halkın karşısına çıkma şansımız vardı, bu şansı bir kez daha kaybettik, birleşik muhalefet hareketini yaratamadık; HDP kendi insiyatifini kullanarak kendi içindeki en uygun adayı çıkardı. Ama bu halkın, solun, sosyalistlerin adayı olmadı; Kürt halkının adayı olmaktan öte gitmedi, gidemezde. Solun ve Alevilerin sempatisini bu seçim sürecinde biraz olsun kazanırsa % 6’lık olan oy oranlarını % 7’ lere, sekizlere çıkarabilir, ancak bu kadar!
İki turlu bir seçimle karşı karşıyayız. İlk turda en çok oyu alan iki adayla ikinci tura gireceğiz.
İkinci Turun adaylarıda belli, Erdoğan bir süpriz yapmazsa, ki bu çokta süpriz olmaz!
İlk turda oyum HDP’ nin adayı Selahattin Demirtaş’a.
Neden mi?
Üç adayın en iyisi çünkü.
İlk tur seçimlerinde pek sorun yok, anlaşılır bir yanı var.
İkinci turda tavrım(ız) ne olacak?
İkinci turda da üç alternatifimiz var.
Ya Erdoğan’a oy vereceğiz, ya İhsanoğlu’na, ya da ‘boykot’ edip sandığa gitmeyeceğiz.
Sol tavır, devrimci tavır, sosyalist tavır, yani insani tavır hangisi?
‘Boykot’ devrimci bir tavırdır, reddedilecek bir tavır değildir.
Boykot aynı zamanda bir protestodur, bana dayattığın adayı, bana dayattığın sistemi, bana dayattığın yanlışı reddediyorum demektir. Anlaşılmayacak bir yanı yok, hiç yok!
Lakin doğru zamanda kullanılırsa.
Bir doğruyu doğru yapan, doğrunun doğru zamanda kullanılmasıdır; doğruyu yanlış zamanda kullanırsanız doğru bir anlam ifade etmez, kabul görmez kitlelerce, yanlışlaşır.
Erdoğan’a oy vermem mümkün değil, akıl sağlığımı kaybetmedim.
Kim olduğunu, ne yapacağını biliyor(uz)m.
Bunu çok kişide biliyor; ve diyor ki: “Hayallerimin adayı kazansın diye değil, (hayallerimizin adayı yok çünkü) kabuzlarımızın adayı kazanmasın diye.”
Ve bakıyoruz halk şöyle bir mizahta geliştirmiş: “Ver oyunu Ekmel’e, Erdoğan’ı tekmele!”
Halkın azımsanmayacak kadar büyük kesimi Erdoğan’dan kurtulmak istiyor. Çünkü bu halk kendisine işkence çektirecek kadar mazoşist değil.
Devrimci tavır olan ‘boykot’ seçeneğini bu seçimde kullanırsam, sandığa gitmezsem, bana dayattığınız iki yanlışıda protesto ediyorum dersem ne olacak?
Çok açık: Sandığa gitmemek, oy atmamak Erdoğan’ın hanesine artı oy olarak yansıyacak.
Benim gibi protesto edecek olan kesim sol kesim olacak. Bizim bu aşamada AKP’ nin seçmenini etkileyip protesto ettirme şansımız yok; bu iyi biline!
Yüzde altmış gibi bir oy oranıyla seçilmiş olacak olan Erdoğan’ın kontrolü imkansızlaşacak. Ve söyle diyecek:
“Ben halkın oyuyla seçildim, bu koltuğa oturdum, ben partiler ve parlemento üstüyüm...”
Bu durumda daha da güçlenecek olan Erdoğan toplumun dokusunu daha hızlı değiştirecek, şiddetini artıracak, hırsızlığına devam edecek.
Burda şunu diyebiliriz: Erdoğan seçilsin, şiddetini artırsın, böylece halkında aklı başına gelir, örgütlenir ve direnir, Tayyip’i yıkar.
Halkın, aklının başına gelmesi için, Faşizme karşı örgütlenmesi için, direnişe geçmesi için Faşizmin daha da azgınca saldırmasının koşullarını yaratmamız mı gerekiyor? Bu bir devrimcinin isteyeceği, izleyeceği bir yol olmalı mı?
Halk nasıl mazoşist değilse, devrimcilerde akıl sağlığını yitirmiş insanlar değil.
O zaman bir seçim, bir tercih yapmalıyız.
Erdoğan’ın önü kesilmeli, seçilmesini engelleyemezsekte fütursuzca adım atmasını engelemeli, bir adım atmadan düşünmesini sağlamalıyız; ya da yerine geçecek olan kişiye de şu mesajı vermeliyiz: “Sen de Erdoğan gibi olursan tekmeyi yersin!”
Solcular ve sosyalistler halkın karşısına somut, inandırıcı, geçerli ve tercih edecekleri söylemlerle, politik kararlarla çıkmalı, yoksa kıçına tekmeyi yer, ciddiyetini yitirir, güvenirliliği kalmaz.
Gönlümüzdeki adayımızı seçme şansımız yoksa, kimi istemediğimizi gösterme şansımız var.
İşte bu gerekçelerden dolayı ikinci turda oyum İhsanoğlu’na.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.