- 927 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CERBEZE HASTALIGI
« Fikr-i tenkit ve bedbinliğe istinad eden cerbeze, daima zâlimdir »
« O sâil-i meçhul, tekrar der: Cerbeze nedir? Müteferrik büyük işlerde yalnız kusurları görmek cerbezeliktir; aldanır ve aldatır. »
« Cerbezenin şe’ni, bir seyyieyi sümbüllendirerek hasenata galip etmektir. »
« İşte şu cerbezenin tavr-ı acîbi, zaman ve mekânda müteferrik şeyleri toplar, bir yapar. O siyah perde ile herşeyi temâşâ eder. Hakikaten cerbeze, envaıyla garâibin makinesidir »
« Cerbeze bir hâkimdir. Yalnız seyyiat tarafını konuşturmamalı; onun hasmı olan hasenatı da dinlemeli, sonra muvazene edip, mizan-ı haşirdeki hükm-ü âdilânegibi râcih gelene muhabbetle hak vermelidir. » Bediüzzaman Said Nursi
Cerbeze aklın ifrat mertebesi. Aldatıcı zeka. Hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterir.
Bunun en büyük örneği, dinsiz feylesoflar. Müthiş bilgili, müthiş zekalı ; mücerbiz feylesoflar.
Fakat mücerbiz olmak için, dinsiz veya feylesof olmak şart değil. Bizden birisi de olabilir.
Nasıl mı ?
Daima tenkit ederek ; daima bedbin olarak. Karamsar ruh haleti, dünyayı karanlık gösterir. Dünyayı karanlık gören, başlar felaket tellallığına. Batsın bu dünya diye feryad eder. Sanatçı derler ; fakat kimse bilmez mücerbiz olduğunu. Asıl sanatının cerbeze olduğu pek bilinmez. Sanatçı geçinenlere bir de bu gözle bakalım ; belki ortaya cok mücerbiz çıkar.
Bir gazeteci mücerbiz olabilir. Geçmişten, ordan burdan ‘’ müteferrik’’ bilgileri toplar, bir yapar. Işte bu der. Yazdıgı konunun topladığı müteferrik bilgilerle alakasını sorgulamaz. Sık sık duyduğumuz çarpıtma haberler, işte bu cerbezenin ürünüdur. Aklın ifrattaki halinin ürünüdür.
Yazan mücerbiz olunca, tahkik etmeyen okuyucu ister istemez mücerbiz oluyor. Etrafına neşrediyor sorgulamadan. Kul hakkına girer, fakat cerbezesi ona da kılıf uydurur. Hem de kudsî bir kılıf. Başlar müteferrik ayet, hadis saymaya. Dilsiz şeytan olmamak için konuştuğunu söyler mesela. Fakat bilmez her doğrunun her yerde söylenmemesinin de bir Kuranî düstur olduğunu.
Bardağın boş tarafına bakan da mücerbizdir. Cerbezesi bardağın bir de dolu tarafı olduğunu görmesine perde olur. Bu bardak boş der, susuz kalır ; susuz bırakır. Aldanır ve aldatır.
Sonra abartan da mücerbizdir. Habbeyi kubbe yapar mesela. Kubbeyi başınıza yıkar. Bir günahı bin yapar. Tekfir’e kadar varabilir bu mücerbizliğin sonu. Cerbezesini sistemleştirip, mezhepler çıkarır ; Cebr gibi ; Mutezile gibi.
Küçük gören de mücerbizdir. Bir kötülüğü, bin iyiliğe tercih ettiren sır budur. Iyiliği küçük, kötülüğü büyük görmek cerbeze değil de nedir ? Böylece, uhuvveti sarsan dinamitlerden biri olur cerbeze. Dostu düşman, düşmanı dost gösterir.
Mücerbiz adaletsizdir ve Allahın adaletinden de gafildir. Günahı bir yazan, hasenatı on yazan Allah, bizlere bir de adalet dersi vermiyor mu ? Bu haliyle cerbeze, haddini aşmaktır.
"İşte, bunlar gibi çok mazarrat-ı azîme, şu nev’i cerbezeden tevellüd ediyor."
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.