- 430 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bela kavramı,insanın belası, ibrahim as ın belası
"Bela" kelimesi sözlükte , yıpranmak anlamına gelmektedir. Elbise yada bez parçası yıprandı veya eskidi anlamında "beliyessevbü" denilir, yolculuk yapan bir kimseyle ilgili olarak yolculuğun yıprattığı dişi veya erkek deve veya kişi anlamında "belseferin" veya "belyi seferin" denmiştir. "Bellevtühü" onu denedim test ettim , burada sanki kendisini çokça denememden test etmemden dolayı onu yıprattığım eskittiğim söylenir. CİSMİ YIPRATTIĞINDAN DOLAYI ÜZÜNTÜ VE KEDER "BELAÜN" OLARAK ADLANDIRILMIŞTIR. (el müfredat)
Görüldüğü gibi kelime günlük dilimizde kullanıldığı şeklinin dışında bir anlama sahiptir vu kur’anın bir çok ayetinde insanın denemeye tabi tutulması anlamında kullanılmıştır. Bu kavram ayetlerde şu meallerde geçmektedir.
----- [068.017] Biz; vaktiyle o bahçe sahiplerini denediğimiz gibi bunları da denedik. Hani sabah olunca; onu mutlaka devşireceklerine ve biçeceklerine yemin etmişlerdi.
-----[007.168] Onları yer yüzünde ayrı ayrı topluluklar olarak paramparça dağıttık. Kimileri salih (davranışlarda) bulunuyor, kimileri de bunların dışında olan aşağılıklardır. Umulur ki dönerler diye, onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik.
-----[010.030] İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.
-----[047.031] And olsun ki sizi, içinizden cihada çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar deneyeceğiz.
-----[021.035] Her can ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz. Sonunda Bize dönersiniz.
-----[002.155] Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.
-----[007.163] Onlara, deniz kıyısındaki kasabanın durumunu sor. Cumartesi yasaklarına tecavüz ediyorlardı. Cumartesileri balıklar sürüyle geliyor, başka günler gelmiyorlardı. Biz onları, yoldan çıkmaları sebebiyle böylece deniyorduk.
-----[018.007] Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir zinet yaptık.
-----[047.004] Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; Allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz.
-----[005.048] Kuran’ı, önce gelen Kitap’ı tasdik ederek ve ona şahid olarak gerçekle sana indirdik. Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet; gerçek olan sana gelmiş bulunduğuna göre, onların heveslerine uyma! Her biriniz için bir yol ve bir yöntem kıldık; eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı, fakat bu, verdikleriyle sizi denemesi içindir; o halde iyiliklere koşuşun, hepinizin dönüşü Allah’adır. O, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirir.
-----[006.165] Verdikleriyle denemek için sizi yeryüzünün halifeleri kılan ve kiminizi kiminize derecelerle üstün yapan O’dur. Doğrusu Rabbinin cezalandırması süratlidir. Şüphesiz O bağışlar, merhamet eder.
-----[011.007] O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş’ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): «Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz» desen, kâfir olanlar derhal «Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir» derler.
-----[067.002] O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.
-----[016.092] Bir ümmetin diğerinden daha çok olmasından ötürü, aranızdaki yeminleri bozarak, ipliğini iyice eğirip katladıktan sonra bozan kadın gibi olmayın. Allah onunla sizi dener. And olsun ki, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size kıyamet günü açıklar.
-----[005.094] Ey İnananlar! Gıyabında Kendisinden, kimin korktuğunu ortaya koymak için, (ihramlıyken) elinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şeyle Allah and olsun ki sizi dener. Bundan sonra kim haddi aşarsa ona elem verici azab vardır.
-----[027.040] Kitabın bilgisine sahip olan biri: «Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm» dedi. Süleyman, tahtı yanına yerleşivermiş görünce: «Bu, şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınayan Rabbimin lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; fakat nankörlük eden bilsin ki Rabbim müstağnidir, kerem sahibidir» dedi.
-----[086.009] Bütün sırların yoklanacağı gün,
-----[003.186] And olsun ki mallarınız ve canlarınızla sınanacaksınız; hiç şüphesiz, sizden önce Kitap verilenlerden ve Allah’a eş koşanlardan çok üzücü sözler işiteceksiniz. Sabreder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bu üzerinde sebat edilecek işlerdendir.
-----[008.017] Onları siz öldürmediniz fakat Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmamıştın, fakat Allah atmıştı. Allah bunu, inananları güzel bir imtihana tabi tutmak için yapmıştı. Doğrusu O işitir ve bilir.
-----[002.124] Rabbi İbrahim’i bir takım emirlerle denemiş, o da onları yerine getirmişti. Allah, «seni insanlara önder kılacağım» demişti. O «soyumdan da» deyince, «zalimler benim ahdime erişemez» buyurmuştu.
-----[089.015-16] Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman, o: «Rabbim beni şerefli kıldı» der. Fakat her ne zaman da sınayıp rızkım daraltırsa: «Rabbim bana ihanet etti.» der.
-----[076.002] Biz insanı katışık bir nutfeden yaratmışızdır; onu deneriz; bu yüzden, onun işitmesini ve görmesini sağlamışızdır.
-----[003.154] Kederden sonra, bir takımınızı kendinden geçirecek şekilde size huzur ve emniyet indirdi; oysa bir takımınız da kendi derdlerine düşmüşlerdi. Haksız yere Allah hakkında, cahiliye devrinde olduğu gibi inanıyorlar. «Bu işte bizim bir fikrimiz var mı?» diyorlardı; De ki: «Buyruğun hepsi Allah’ındır». Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlar. «Bu işte bizim fikrimiz alınsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. De ki: Evlerinizde olsaydınız, haklarında ölüm yazılı olan kimseler, yine de devrilecekleri yere varırlardı. Bu, Allah’ın içinizde olanı denemesi, kalblerinizde olanı arıtması içindir. Allah gönüllerde olanı bilir.
-----[003.152] And olsun ki, Allah, size verdiği sözde durdu. Onun izniyle kafirleri kırıp biçiyordunuz, ama Allah size arzuladığınız zaferi gösterdikten sonra gevşeyip bu hususta çekiştiniz ve isyan ettiniz; sizden kimi dünyayı, kimi ahireti istiyordu; derken denemek için Allah sizi geri çevirip bozguna uğrattı. And olsun ki O, sizi bağışladı. Allah’ın inananlara nimeti boldur.
-----[004.006] Yetimleri, evlenme çağına gelene kadar deneyin; onlarda olgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin; büyüyecekler de geri alacaklar diye onları israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan, iffetli olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, yanlarında şahid bulundurun. Hesap sormak için Allah yeter.
-----[033.011] İşte orada, inananlar denenmiş ve çok şiddetli sarsıntıya uğratılmışlardı.
-----[002.049] Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık; bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.
-----[007.141] Sizi kötü azaba sokan, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
-----[014.006] Hani Musa kavmine demişti ki: «Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, sizi işkencenin en kötüsüne sürmekte ve oğullarınızı kesip, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtardı. İşte bu size anlatılanlarda, Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.»
-----[037.106] Doğrusu bu apaçık bir deneme idi.
-----[044.033] Ve onlara âyetlerden öylesini vermiştik ki onda açık bir ni’met ile imtihan vardı
-----[002.249] Talut orduyla birlikte ayrıldıktan sonra, «Doğrusu Allah sizi bir ırmakla deneyecektir, ondan içen benden değildir, onu tatmayan eliyle sadece bir avuç avuçlayan müstesna şüphesiz bendendir» dedi. Onlardan pek azı hariç, sudan içtiler. Kendisi ve kendisiyle olan inananlar ırmağı geçince, «Bugün Calut ve ordusuna karşı koyacak gücümüz yok» dediler. Kendilerinin Allah’a kavuşacağını bilenler ise: «Nice az topluluk çok topluluğa Allah’ın izniyle üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir» dediler.
-----[023.030] Şüphesiz bunda sizin için birtakım ibretler vardır. Çünkü biz, kullarımızı böyle denemişizdir.
-----[020.120] Derken Şeytan ona vesvese verdi: ey Âdem! sana kılâğuzluk edeyim mi Huld ağacına ve çürümez(yıpranmaz) mülke? Dedi
Bu kelime ve türevlerinin geçtiği bütün ayet mealleri yukarda sıralandıktan sonra görülürki , Allah cc yaratmış olduğu insanı ebedi hayatındaki yerini dünyada iken hazırlaması amacıyla imtihana tabi tutmaktadır. Kur’an imtihana tabi tutulan insanların bu imtihana ne şekilde cevap verdiklerinin örnekleri ile doludur.
Yine kur’an iman edenlerin tabi tutulduğu imtihanları ve bu imtihanlara nasıl bir cevap verdiklerinin örnekleri ile doludur. Hayatımızda başımıza gelen her türlü olayın insanın imtihanı ile ilgili olduğu unutulmamalı ve bizden önceki mü’minlerin bu imtihanlara karşı olan teslimiyetleri bizlere örnek olmalıdır. Bu örneklik çerçevesinde atamız ibrahim as ın oğlu ismail as ile olan imtihanını saffat s. ayetleri bağlamında görelim.
100 - "Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!"
101 - Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
102 - Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
103 - Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah’a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
104 - Biz de ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! "
105 - "Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."
106 - "Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik)
107 - Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.
108 - Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
109 - Selam olsun İbrahim’e...
110 - İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
111 - Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.
112 - Ona bir de salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak’ı müjdeledik.
113 - Hem ona hem İshak’a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var.
İbrahim as müşrik olan kavminden ayrıldıktan sonra ilerlemiş yaşına rağmen rabbine kendisine bir oğul vermesi için dua eder ve duası kabul edilerek bir oğlu dünyaya gelir. Rabbi onu imtihan amacı ile rüyasında onu kuban etmesini ister. İbrahim ve oğlu ismail as bu emre tereddütsüz teslim olurlar ve imtihanı başarırlar. Olayın kısa özeti bu kadar ama bu olayın ibrahim ve oğlu ismail as yönünden bakıldığında çetin bir imtşhan olduğu açıktır. Bir tarafta ileri yaşına rağmen bir oğula sahip olan ve onu çok seven ibrahim as diğer tarafta ömrünün baharında babası tarafından öldürülecek olan ismail as bu durumun zorluğunu bunlardan başkalarının anlamasına imkan yoktur.
Dikkat edilecek olursa bu emir ibrahim as a direk vahiy yolu ile değil yani "ibrahim’e oğlunu bizim için kurban et diye vahyettik"şeklinde değilde ona rüyasında verilmektedir. Çünkü böyle bir emir direk vahiyle verilmiş olsa idi kesinlikle bu emre karşı gelmek durumu sözkonusu olamaz ve bizler için ibrahim ve oğlu ismail as şahsında onların imtihanları bir örneklik teşkil etmezdi. İbrahim as gördüğü rüyayı önemsemeyip yada böyle bir imtihamı olur deyip es geçebilirdi ama o bu durumun kendisine bir emir olduğu konusunda hiç tereddüt etmeden durumu oğluna açıyor ve oğluda aynı onu gibi bunun bir emir olduğunu babasına söyleyerek " sana emredileni yap beni sabredenlerden bulacaksın" diyor.
Bu kıssada anlatılan oğlunu kurban etme hadisesi bizlere nasıl bir mesaj veriyor? diye sorularak, bu sorunun cevabı etrafında bu kıssa anlaşılmalıdır. Bunun tersine kıssa içinde dönüp dolaşarak "Allah hem insanı haksız yere öldürmenin haram olduğunu söylüyor hemde bir insanın haksız yere öldürülmesini emrediyor" şeklinde bir düşünceye dolanıp konunun imtihan içerikli mesajının anlaşılmaması tehlikesine düşülmesi sözkonusudur.
İbrahim as ve oğlu ismail as ın bu kadar sert bir imtihana tutulup bu imtihanı geçmeleri bizler için bir örneklik teşkil etmesi gerekmesine rağmen kur’anı hayat kitabı olarak görmekten uzak bazı anlayışlar etrafında okunan bu kıssa olayın böyle olmadığı,olamayacağı,olmaması gerektiği şeklinde yorumlara kadar işi götürmüştür. Burada yeri gelmişken bu kıssa ile ilgili olarak prof dr. şinasi gündüz hocanın da bu şekil bir hataya düşerek benzer yorumlarda bulunduğunu görmekteyiz. Sayın hoca bir tv konuşmasında olay ile ilgili görüşlerini anlatırken, "ibrahim as ın görmüş olduğu rüyayı bir emir telakki etmekle hatay düştüğünü " söylemektedir konu ile ilgili yapmış olduğu konuşmanın linki budur (www.youtube.com/watch?v=1yO6CKjc6u4)
Sayın hoca olayın israiliyat merkezli anlaşıldığını savunurken kendisi olayın anlatılma sebebinin imtihan merkezli olduğunu unutmuş görünerek olayı sadece kıssa içinde değerlendirme yanlışına düşmektedir. Saffat s. 105-106. ayetlerinde bu olayın sebebi anlatılmakta ve bakara s. 124. de " Rabbi İbrahim’i bir takım emirlerle denemiş, o da onları yerine getirmişti. Allah, «seni insanlara önder kılacağım» demişti. O «soyumdan da» deyince, «zalimler benim ahdime erişemez» buyurmuştu." bu emrin bir denenme olduğu vurgusu bu ayette de bulunmaktadır.
Kur’an kıssalarının tarihi olayları anlatmak değil o olaylar etrafında muhataplara mesaj vermek olduğu hatırlanacak olursa ibrahim ve oğlu ismail as ların bu kıssası bizlere Allah’ın emri ile çok sevdiğimiz bir şey arasında tercih etme durumunda kaldığımız zaman neyi tercih etmemiz gerektiği mesajını vermektedir, aksi yönde bir anlayışla okunacak olan bu kıssa modernist anlayışlara kurban edilerek imtihandan nasıl sıyrılırız sorusunun cevabını aramak mantıklı bir okuma olacaktır. Bu şekil bir durum israiloğullarının şahsında bakara kıssasında anlatılarak onların verilen bir emre " semi’na ve ata’na " demek yerine nasıl zora koştukları anlatılarak bunun yapılmaması gerektiği vurgulanır.
Rabbimiz bizlere içinde bulunduğumuz hayat içinde tabi tutulduğumuz imtihanları başarıyla geçerek cenneti hakeden kullarından kılsın amin.
EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.