- 978 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Sus
Harf harf erirken, yutkunduğum tüm sözcüklerden yüreğime bir hikaye uydurdum; sana dair, bana dair ve olmadığımız bize dair...
Sanır mısın ki sevgilinin yanaklarında gezinmiş bir elin kaleme hacet duyacağını ve dudaklarının sıcaklığını hissetmiş dudaklarımdan sitemkar sözcüklerin firar edebileceğini? San!
Bir insanı yücelten yaşadığı uzun ömrü değildir, o ömre ne kadar çok şey sığdırdığıdır; aşk gibi, sevgi gibi, sadakat gibi, dürüstlük gibi... Anlayacağın çınar misali...
Bilir misin kalmanın gitmekten daha çok cesaret işi olduğunu ve gidenlerin çoğunun klasik bahanelerle, üstüne üstlük kibar ruhları acı çekmesin diye bir bilinçaltı yönlendirmesiyle bütün suçu kalana yüklediğini. Bil!
Çek git göğümden şimdi, mavi kalsın orası! Yağ, istediğin coğrafyaya; senle gelecek yağmurlarla yeşerecek umutlarımı yine gömerim karanlık yalnızlığıma.
Hiç tanık oldun mu kumbara yürekli zavallılara! Nasıl harcayacaklarını bilmedikleri sevgilerini gün be gün yüreğinde biriktirenlerin, o gün geldiğinde, hesapsızca bütün varlıklarını kullanarak elde etmeye çalıştıklarının onlara nasıl yokluklar getirdiğine tanık olmadım deme, hiç inandırıcı olamadın bu sefer! Tanık ol!
Hey güzel gözlü çocuk, sadık ol tövbene. Fareler cirit atarken samanlıkta, sen peynir deyip gülümse fotoğraflara. Kimse layık değilken bir beyite, son ver bu içindeki vesveseye. Sadece sus!!!
YORUMLAR
Çok net ve pırıl pırıl bir yazıydı. Gündelik dilin kullanımı sırıtmıyordu hiç. Tebrikle.
emir___can
Senin gibi yazılarını takip ettiğim usta bir kalemden bunları duymak ayrı bir güzel.