- 1390 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
KUŞ TERAPİSİ
hayata selam verdiğin vakte merhaba
şimdi kuşlar çok eski bir kente göçüyor ,sanki yüreğimin dağlarına değecek gibi
kanatlarını açmışlar ve göç yolunu arşınlıyor uzak fısıltıları ..
kuşlar ah siz kuşlar, görkemli bir hikayenin olur olmaz yerinde şaşkınlığı irdeleyen
halinizle beni sarhoş eden kuşlar. barışı çok eski çağlardan beri,ağzında bir zeytin dalıyla
hayatı ifşa eden kuşlar ..
bilirimki insan uçmadığı kadar yürümesini bilmeden adımlar önüne düşen ne varsa
taşı toprağı havayı suyu ezmeyi becerdiği kadar kuşlar kadar değer veremez doğaya
kuşların tüm inancı ,bir yuvaya kuru ot taşımayla başlıyor,üreme gelişme ve dahası
hayatı kavrama yeteneği ,bizlerdeki gibi anlık değil,bir ömürlük oluyor ...
basit anlatımların ,o doğal yanlarıyla hayatı uçarak tazeleyen bu sevinç
ve hüner canlıları .en büyük izlerini hep gökyüzünün ,o görünmez yollarına bırakıyor
insan elini uzatıp tutamadığı kadar gökyüzüne yabancı kalırken,kuşların bu isyan
kokan kıpırdanmaları ,yaşamın ne kadarda asi olduğunu kanıtlıyor ...
posta taşıyan güvercinlerden tutun,göçleri aşikar turnalara kadar ve oradan Anka
ve ismi çokta bilinmeyen renkli kuşlara düşürün yaşamın dengesini
görmek inanmaktır önce,kuşlardaki gerçeğin dengesi hep var oldu
ve olmaya devam ediyor.insanlarsa denge yitirimi bir duygu ağırlığı altında
hayatın katliamını yapıp ,uçamadığı gökyüzüne umutlar doğuruyor ...
bilincimi kuşların kanat seslerine yatırdığım vakit,gözlerime dolan heyecan tarifsiz,
aşkın hudutsuz halini ,bir insan olarak yanlışlarla ördüğüm ve pişmanlık duyduğum
o rastgele saklanış hikayelerimi ,kuşların kanat sesleriyle terapi yapar
sonra yenilerim ruhumu ,çözdüğüm kadar sürer hayat ve hayatın bir yerinde
yine bir kuşun gagasıyla tuttuğu alışkanlıklarımı ,göğsümün yuvasına koyar
ve renkli bir uçurtmanın rüzgarına saklarım hayatı ...
en fazla düşlerim öldüğü vakit ölürüm ,kuşların öldürüldüğü zamanla eş değerde yani
sapansız bir çocukluğu yaşadığım geçmiş,bir koca gülümsemeyle vuruyor dudaklarıma
kuşların o muhteşem şarkılarıyla ,en yüksek sesli dağlara tırmanışım
içimde kopan çığlığın resmidir. geriye yaslanıp kumsala konmuş bir martının
o cüssesiyle hayatı anlatışını izlemek,keyiflerin en kutsallarından ,inanmak
daha ileri gitmek ,bir kuş masalından yola çıkarak daha doğru bir şekil alıyor
kuşlar öğrendiğim sancıların düşünce hızıyla aklımdan uzaklaşması demek
düşlediğim kadar aşkın rayında giden bir vagon adamlığı tertipliyorum sevgiliye
çocuklara pamuk şekerinden bir düş çalıyorum kentlerin terk sessizliğinden
hep bir kuş inancıyla aralanıyor perdem,kuşların üzerine yayılan mavilere akıyor
pencere açılımları ,kapının önünde belenmiş bir kuş sokağı,ardımda sırtıma konmuş
kuşların müjde açan suretleri,elin ayağım uçuyorum işte,uçuyorum kuşlar içinde ..
bir kuşun resmine dalıp,sevgiliyi özlemek ,özlediğin özlemlerle uçurmak gibi kendini
o uzak yerin yar kokan memleketlerine ...
bir kuş zamanı düşlediğim her vakit ,çoğalıyorum hayatın anlamında ...