...
Bir haziran gecesi; kaybolmuş tatlı hıçkırıkları, belki sevinç, belki acı... aynı ayın farklı hilalleriyiz, aynı duygularıın Allah bilir kaçıncı sahibiyiz... yastığa konduğunda uyku tutmayan başlar, hayallere konduğunda keder tutmayan onlar...
onların, onlar gibilerin, onlara benzeyenlerin, onlarla bezenenlerin ve bizim için diyelim ki;
ey gönül...
sessiz kalma, susma çok konuşan var diye, içinde salınan çocukluğu haykır önce, korkma geç kalırım diye...
mecnun ol, kapa gözlerini, bir salıncakta hayal et kendini, kuşlar kıskansın uçmaya yeltenen hayalleri, bağır hiç olmadığı kadar... çekinme ve merak etme beğenilmem diye, sen önce bir sev gerisi gelir yeni pabuçlar gibi yürüye yürüye...
yine diyelim ki; ey gönül...
ve bir daha diyelim ki; ey gönül...
sevdayla ve ayın’la ve kaf’la ve şın’la söylenmeli ve aşk konulmalı bu cümlemin sonu...