- 855 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
o genç..
bir sabah vaktiydi...medine de zamanı vakitlere bölünce dönünce canlı canlı yaşıyorsunuz ordan kalan sadece hatıralar değil an, saniye, hatta saliseler bile sizinle geliyor... insanlara anlatinca ne biliyim hiç yemedikleri bir yemeğin lezzetini anlatmak gibi birşey oluyor ne kadar anlatsam da tatmadan anlasılmiyor ama ben yine de paylaşıyorum orda ki gözlem ve yaşadıklarımı belki hiç fikrinde olmayan insanların gitmesine vesile olurum. sosyal medya olsun başka yerler olsun anlatıyorm anlattikca anlıyorum çünkü... aslında sabah vaktinden sonra orda kalmak yerine gidip otelde dinlenmeyi tercih ediyordum ama gitmemize 1 gün kala bi sabah biraz ravzanin karşısında oturayim dedim. önce Şemsiyeler yavaş yavaş açılmaya başladı gelen kafileler ravzanin önündeyken Türk kafilelerden birinden bi gence gözüme ilişti yakın olduğum için konuşulanları duyuyorum tabi. genç hıçkıra ağlıyordu öyle ki onun halinden etkilenip elimde olmadan bende ağlamaya başladım bilmiyorum bir erkeğin ağlaması bir kadının ağlamasından daha dokunaklı geliyor bana arkadaşı sordu "neden bu kadar ağlıyorsun" konuşamıyordu hiç unutmuyorum ağlamaktan yorulmuştu arkadaşı ısrarla "neden ağlıyorsun. .." diyordu güneş baki kabrini kıpkızıl bir renge bürüyerek doğuyordu o görüntü hiç gözlerimin önünden gitmiyor.. o genç söyle dedi; "güneş buraya doğuyor ama Kalbimiz kirli asıl güneş burda bizim kalbimize dogamıyor vallahi ben layık değilim ya Rasûlullah diyordu..." kafiledeki herkes ağlamaya başladı ravzanin önünde lambalar tek tek sönüyordu hepsi sönünce o yeşil içine alıyor duruyorsunuz zaman duruyor.. boğazımda bir düğüm aklımda o gencin sözleri var hep ...o sabah her sabah aklıma gelir güneş kalbimize doğmuyor... insan özlüyor çok özlüyor...