- 990 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
KELİMELER YALNIZ, CÜMLELER SERHOŞ...
Sanki fırtına öncesi doğanın uzaklardan gök gürlemeleriyle ortamı yoklaması gibi sakin ve buğulu sesiyle ud, sonra kanun, keskin ve saldırgan sesiyle, bardaktan boşalan iri taneleriyle asırlık çınarı döven yağmur gibi ortama hakim oldular ve en coşkun gönülleri de önlerine katıp tüm başı dumanlı meyhane müdavimlerini ağdalı bir hüznün içine bıraktılar.
Bu ağdalı hüzünle bedenler de ağırlaştı. Her cümle ağızdan çıkarken kalmak mı gitmek mi çelişkisiyle zamanı tüketmeye başladı.
Büyümüş, ağızlarda dönmekte zorlanan diller kemiksizliğin ayırdına vardığı bu alkollü zamanlarında beynin elinde oyuncak en köşelerde zincirlenip, unutulmaya mahkum, ayarsız cümleleri dinlemeye kapalı kulaklara avaz avaz haykırdılar.
Normalde bir arada telaffuz edilmeyen en mahrem cinsel arzuların içine gizlenmiş gün yüzü görmemiş küfürler, hüzünlü aşk cümlelerine eşlik etti.
Ortamın en sade, en hayatın içinden cümleleri ayık ya da yeterince içememiş garsonların tezgah arkasına savurdukları müdavim siparişleriydi.
- Kadehim iki oldu, biri yeni diğeri kulüp... Biram soğuk , fıçı olmazsa da şişeden olsun...
*Öykümde kullandığım fotoğraf/resim bana ait değil, internetten alıntıdır.