ASRIN VAHŞETİ: HOCALI SOYKIRIMI
’’Şu gecenin sabahı, şu kışın baharı,ne kadar muhakkak ve kat’i ise Hasr’ın sabahı berzah’ın baharı da o kadar muhakkak ve kat’i dir. Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır.’’
Bediüzzaman Said Nursi
ASRIN VAHŞETİ: HOCALI SOYKIRIMI
Coğrafi konumu
Hocalı kenti Dağlık Karabağ’da Hankentinde 10 km Kuzey-doğuda, Karabağ dağ silsilesinde yer alıyor. Hocalı bölgesi ile Bakü arasındaki mesafe 375 kilometredir. İlçenin arazisi dağlıktır. en yüksek yeri Kızkalesi ve Kırkkızdır.
Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin Sovyet ordusu tarafından işgal edilmesinden sonra tüm ülke dahil Hocalı’da da sovyet emperyalizminin egemenliği başladı.
Hocalı, Dereleyez, Kaladeresi köyelerini kapsayan Hocalı muhtarlığı 1978 yılıına kadar, asıl ismi Hankenti olan, fakat Sovyet döneminde ismi kasıtlı olarak değiştirilerek ’’ Stepanakert’’ diye isimlendirilmiş bölgenin içinde, 1990 yılına kadar da Askeran iline bağlı olarak faaliyet gösterdi. Hocalı ilçesi 1991 yılının Kasın ayının 26’sınada Askeran bölgesinin içinde oluşturuldu.
SSCB’nin çöküşünden sonra Azerbaycan’ın bağımsızlık kazandığı dönemde, yani 1991 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun kararıyla Hocalı, şehir statüsü aldı.
Hocalı soykırımının Zemini
Asrın en acımasız soykırımını gerçekleştiren Ermeniler; iddia ettikleri 1915’te yaşananların öcünü, Hocalı Türklerini katlederek alacaklardır. Ermenilerin kini, Karabağ’ın 7 Temmuz 1923’te Azerbaycan’a bağlanması ile başlamıştır. Problemler de bundan sonra zuhur eder.
1887’nin 18 Kasım’ında Fransa’da Aganbekyan’ın ’’Dağlık Karabağ Ermenilerindir ve bu topraklar Ermenistan’a ilhak edilmelidir’’ şeklindeki açık beyanatı Azerbaycan Türkleri ile Ermeniler arasında sürtünmeyi hızlandırır.
1988’de dağlık Karabağ’da konuşlanan Ermeniler; mitinglerde Karabağ’ın Ermenistan’ın bir toprağı, bir uzvu olduğu yönünde bir söylem atarlar ortaya. ’’ Karabağ Komitesi’’ adlı komite cem eden Ermeniler, Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a bağlanması ve bunun resmen tanınması amacıyla bürokratik faaliyet başlatılır. Bu komite tarafından oluşturulan silahlı gruplar Karabağ’a yerleştirilir ve 25 Temmuz 1990’da Gorbaçov, SSR Kanunları haricinde silahlı grupların kurulmasını yasaklayan ve silahların saklanması halinde silahlara el konulmasını hedefleyen bir kanun doğrultusunda Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere silahlar toplatılır.
1988 yılında Azerbaycan topraklarının yüzde 20’den fazlası işgal edilmiş ve 1milyondan fazla insan göçmen durumunda yaşamak mecburiyetinde bırakılmıştır. 8 milyon nüfusu olan Azerbaycan’da bir milyondan fazla insan diğer bir ifade ile ülkede yaşayan her 8 kişiden birisi göçmen durumundadır. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si Ermenistan tarafından işgal edilmiştir ve nüfusun yüzde 13’ü kendi tarihsel yurtları içerisinde göçmen durumundadır.
Karabağ olayları başlayana dek Azerbaycan Türkleri 78 köyde yaşamakta iken olayların akabinde sadece 5-10 Azeri köyü kalır. 1990’ın Ağustos ve Eylül aylarında Ermenilerin saldırıları doğrudan Azerbaycan Türklerine yöneliktir. Yollar kesilir, otobüsler basılır, bir çok köy enkaza dönüştürülür ve tamamen haritadan silinme noktasına getirilir. Bütün bu vakalar, katliamın sadece arifesidir aslında.
Soykırıma Adım Adım
Ermeniler Rus ordusundan aldıkları silahlarla sık sık Hocalı’ya ateş açıyor, evleri yakıyor svil ahaliyi, ihtiyarları, kadın ve çocukları latlediyorlardı.
Eylül ayının ilk on gününde Ermenilerin saldırıları ve baskınları sonucunda Dağlık Karabağ’da Azerbaycanlılardan 10 kişi öldürülmüş, 21 kişi ise ağır yaralanmıştı,
Hocalıya son ulaşım 31 aralık 1991 tarihinde olmuştur. 1 Kasım tarihinden başlayarak Hocalıya giden yolun Askeran’dan geçen kısmının beton sütunlarla kapatılmasıyla gidiş-geliş durdurulmuş oldu. Bu, Hocalı’nın çevre illerle karayolu ilişkisinin kesilmesi, çevre bölgelerden dışlanması demekti. 2 Ocak’tan sonraysa hocalıya verilen elektrik kesildi.
Hocalı’yı dört taraftan kuşatan Ermenistan; Taş çeşme, Mehdikent, Ballıca, Hasanabat, Piremeki, Noraguh ve Mirzecan gibi Ermenilerin sık oturduğu köylere 515 kişilik silahlı birlik, 3 Alazan füzesi, 10 adet zırhlı araç, 3 adet piyade zırhlı aracı ve bir kaç tank yerleştirmiştir.
26 Şubat 1992’de asrın en vahşi, en kanlı, en acımasız soykırımı neticesinde Hocalı Köyü tamamen katledilmiştir. Maalesef ki katliam sürecinde Hocalı, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması altında değildir. Korumasız Hocalıların cesetlerinin uzun süre alınamaması da durumun ne ölçüde vahim olduğunu göstermektedir.
Ermenistan sılahlı kuvvetlerinin planlı olarak yapmış olduğu katliamlarda 106’sı kadın, 63’ü çocuk, 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan Türkü işkence yapılarak katledilmiştir. 487 kişi ağır yaralanmış. 1275 kişi Ermeniler tarafından rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur.
Ermeniler, katlettikleri Hocalı Türklerinin gözlerini oymuş, kafataslarının derisini soymuş, hamile olanların karınlarını yırtmış ve delmişlerdir.
Hocalı’nın da içerisinde bulundğu bölgenin ormanları tahrip edilmiş; okullar, çocuk yuvaları, kütüphaneler, tarihi eser ve müzeler, hastaneler, poliklinik ve sağlık ocakları işgal edilmiştir.
Hukuk Bazında Hocalı Soykırımı
Hocalı soykırımına katılmış Ermenilerin ve onların yardımcıları yaptıkları insan haklarına aykırılıklar, uluslar arası hukuki antlaşmaların- Cenevre Sözleşmesi, İnsan Hakları Beyannamesi, Vatandaş ve Siyası Haklar Konusunda Uluslararası Sözleşme, Ateşkes Zamanında ve Askeri Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi’ne karşı olarak işlenmiş bir soykırımdır.
Ayrıca Hocalı soykırımı9 Aralık 1948’de BM tarafından kabul edilen ve 12 Ocak 1951 tarihinde yürür-lüğe giren Birleşmiş Milletlerin ’Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşmesi’ 2. Maddesinde yer alan ’’ milli, etnik, ırk veya dini bir grubu kısmen veya tamamen imha etme’’ biçiminde tanımlanan Jenosit/Soykırım kavramı ile tamamen örtüşmektedir.
Ermenilerin Hocalıda yaptıkları katliam BM Soykırım Antlaşmasında, Soykırım gerçekleşmiş sayılacağı koşullarını sayan 2. maddesinde yer alan beş bendin ikisi ile uyum göstermektedir. İlgili maddede soykırımın gerçekleşmesi için bu bentlerde düzenlenen eylemlerden birinin yeterli olduğu belirtilmektedir. Ermenilerin Hocalı’da yaptıkları toplu katliam BM Soykırım Anlaşmasında Soykırımı düzenleyen 2. maddenin a) bendinde yer alan ’’ bir grubun üyelerinin katledilmesi’’ ve b) bendinde yer alan ’’ grup üyelerinin bedeni ve akli açıda ciddi biçimde zarar verilmesi’’ koşulları ile bire bir uyuşmaktadır.
Soykırım Tanıkları ve Soykırımı yaşayanlar
Refik süleymanov; soykırım mağduru yaşananları şöyle söylemktedir: ’’ Önümüzde, bizden biraz uzakta Ermeniler bir grup insanın etrafını sararak, işkence edip alay ediyor; sonunda da katlediyorlardı. Rehinelerin çoğu kadın ve çocuklardı, gebe kadınlara bile merhamet etmiyorlardı. Kadınların çığlıkları kulaklarımızı sağır ediyordu. O kadar korkmuştum ki, kardeşim o korkunç sahneyi görmemem için başımı aşağı eğdi’’.
Cemal Ebdülhüseyin oğlu Heyderov’un söyledikleri: karakaya yakınlarındaki çiftlikten 2 km uzaklıkta Azerbaycanlıların berbat hale getirilmiş cesetlerini gördüm. Ermenilerin katlettiği çocukların göğüsleri paramparça edilmiş, yürekleri çıkartılmıştı’’ .
Seriyye Talibova başlarından geçenleri şöyle anlatıyor: ’’ Ermeniler bizi bir ermeni mezarlığına getirdiler. Ahiska Türklerinden dört genci ve üç Azerbaycan Türk’ünü bir zamanlar Türkiye Türkleriyle savaşmış bir Ermeni’nin mezarı üstünde kurban kestiler. Ermeni askerleri ve eşkıyaları; çocukları, anne ve babalarının gözleri önünde işkence ile öldürdüler. Sonra cesetleri kepçe ile dereye döktüler. Bununla da yetinmeyen Ermeniler, iki genci getirdiler ve onların gözlerini tornavida ile deldiler.’’
Dış basında Hocalı Katliamı
Ukrayna’nın sesi gazetesinin mensubu V.Staçko da olayla ilgili şöyle söylendi: ’’ Savaşın yüzü olmuyor. Sadece çokça maske, kanlı göz yaşları, ölüm, mutsuzluk, yıkımlar.. Hocalı’da bebekler ne için katledildi? Ya anneler? Allah insanı cezalandırmak isteyince onun aklını alıyor’’
Violetta Parnova çokısa şekilde özetliyor olayı : ’’ Hocalı - İnsalığın faciası’’
Sunday Times gazetesi /8 Mart 1992 : ’’ Hocalı boş dükkanlar ve ağaçsız kirli yolları ile sehipsiz Azerbaycan kentiydi’’
Newsweek ( Kasım 29, 1993 ) : ’’ Ermeniler Azerbaycan’ın Dörtte birini işgal ettiler ve onlar neredeyse bir milyon Azerbaycanlı nüfusu yerindne, evlerinden etti. Ermenistan’ın Washington ’daki güçlü lobisinin parasal destek sağladığı ABD hükümeti de dahil olmak üzere deşete geldi’’
The Washington Time, 3/6/1992: ’’ Ermenilerin saldırısı Azerbaycanlıların ölmesine veya göç etmesine neden oldu. Yaklaşık 10.000 kişi Hocalılı saldırıda Ermenistan Ordusu tarafından katledildi. Azerbaycan televizyonu Hocalı üzerinden tahliye edilen ve cesetlerle dolu yük araçlarını gösterdi’’
’’Yaşasın zalimler için Cehennem’’
Bediüzzaman Said Nursi
Dipnotlar
Şamil Sabiroğlu- Efsane Bayramkızı ’’bir kış günü vahşeti hocalı , Ankara, 2012,’’ s 17,18,100,103
Türk Ocakları Ankara Şubesi ’’ Hocalı Soykırımı, Ankara, 2007,’’ s 43,44
Fatma Orakçı ’’Asrın Vahşeti Hocalı Soykırımı, Ankara, 2012’’ s 1,3
TBMM Dışişleri Komisyonu ’’ TBMM Dışişleri Komisyonu tarafından Hocalı Katliamı ile ilgili olarak yayınlanan bildiri, Ankara, 2012, s 1
Arif Sinan Bolatlı..
Adıyaman 2014
YORUMLAR
dünyanın neresınde olursa olsun katlıyamlar vahşettir ... kendi ırkdaşımız olunca bu bın kat fazla acıdır dıyoruz orta doğuda yasananlar çinlilerin türklerı katletmesi ..ama bakıyorsun bızı temsıl kabılıyetı yetı verdıklerımız ermenı soykırımı olmamıştırı savunuyor veya görmezden gelınıyor ..bu ülke içinmi çalışıyorlar başka ülkelerin plan proje adamlarımı dıyorum sıvıl toplum örgütleri insan hakları ermeni soykırımı olmamıştır dekteresi yayınlıyor ısvıçrede kazandığımız doğu perınçek ve oğlu mehmet perınçeğin bilim ünt çalışması kanıtı bıle yetmıyor bu kadar ihanet içindeki ülkemiz hala ayakta dırenıyor dız çökmüyor .... çok yazıkkı asıl ıhanet içimizdedır ...... hocalı katlıyamını görmezden gelip ermenılere bas sağlığı özür dıleyen bır basbakanımız var ve bu basbakan bu ülkede üç dönemdır yüksek oy alıyorsa bız vatan severler azınlıkta kalıyoruz muhalefetı hiç saymıyorum bıle stepne her iki partıde hallaç oğlu dışında ben ses duyamadım bu konuda mhp dende ..çok üzgünüm ..
asbasb
nil gölge
şiir yazmak okumak yeterli olmadığı gibi kişiyi kısır döngü dönüşüme sevk eder .zenginliğimiz bilgidir heleki vatan ilkelerimiz herşeyin üstünde olmalıdır ..edebiyat duygu sağnağı laylaylom gibi olmamalıdır ..... ben burada çok zayıf insan topluluğunda bulunduğumuda düşünmüyor değilim ... bazen kendimi yalnız bile hıssedıyorum ve sızın gıbı dokusu dolgulu gündem ve sorunlu yaralı yerlere parmak basanları gördüğümdede umudlanıyorum ..çok teşekürler ..devam edın ben bılgı bırıkımımle sıze destek vereceğim ...... benım en önemsedığim konular öz birlikteliğimizdeki duyarlılığımızdır ..