- 461 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUSA VE HIZIR'IN ANLATTIKLARI
Orada kendisine tarafımızdan rahmet sunduğumuz ve katımızdan dolaysız biçimde ilim öğrettiğimiz bir kulumuzu buldular.
Musa ona: «Allah’ın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim?» dedi.
Dedi ki: «Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin.»
(Böyleyken) «Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?»
(Musa:) «İnşaallah, beni sabreden (biri olarak) bulacaksın. Hiç bir işte sana karşı gelmeyeceğim» dedi.
Dedi ki: «Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar.»
Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: «İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın.»
Dedi ki: «Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?»
(Musa:) «Beni, unuttuğumdan dolayı sorgulama ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma» dedi.
Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: «Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.»
Dedi ki: «Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?»
(Musa:) «Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre ulaşmış olursun» dedi.
(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip onlardan yemek istediler, fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı. Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti. (Musa) Dedi ki: «Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin.»
Dedi ki: «İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.
Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.»
Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü’min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve küfür zorunu kullanmasından endişe edip korktuk.»
Böylece, onlara RABBlerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik.»
«Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. RABBin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) RABBinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin onlara karşı sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu.»
Su ilimdir, Gemi akıl. Allah ilmiyle insanı çepeçevre sarmıştır,fakat her şeye akıl erdirmeye çalışan insan bir çok şeyin sırrına eremez. Çünkü akıl sınırlıdır ve sınırlı olanla sınırsız olan kavranamaz. Geminin delinmesi insanın gönül gözünün açılması ile mümkündür.Gönül gözü açılan insan alenen birçok şeyi gördüğü için sınırları kalkmıştır.Artık o taşınan değil taşıyan sınırlı olan değil sınırsız olandır..Her fiilin failini Allah bilmekle mümkündür. Bu insanın insanın teslimiyeti ile ilgilidir
Çocuk insanını nefsidir ve salih kimseler nefsini daha küçükken mümin eder.Aksi taktirde büyüdükçe başa çıkması zorlaşır.Bu insanın dilemesi ve Allah’ın nasip etmesi ile ilgilidir.Hakkın tüm sıfatlarının İnsanda görülmesi ve yerinde kullanılmasıdır.
Duvar insanını gözündeki putlar ve manevi anlamdaki perdeleridir.Define ise Allah ile bir olup ona ulaşmaktır. Her insan bu makama eremez.Burası alimi cahil eder, sadece yetim makamıdır (ki bu makam Hz Muhammed (S.A.V) in makamıdır). Allah istediğine verir. Yetimlikten kasıt insanın Allah’tan başka kimsesinin olmamasıdır.Putların kırılmış perdelerin kalkmış olması gerekir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.