- 695 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
LEYLA-FİNAL
2.Bölüm:
Salon alkıştan inliyordu. Oyunu çoktan nihayete ermişti ve defalarca selam veren oyuncu kadrosu daha da coşturmuştu seyirciyi.
Muazzam bir senaryo, inanılmaz replikler derken ekip ektiğini biçmişti.
En ön sırada oturan Suat bir kez daha hayran kalmıştı nişanlısına. Gerçek bir sanatçı idi müstakbel nişanlısı; her açıdan takdire şayan ve inanılmaz güzel…
-Başardım, başardım, nidaları ile aniden gözlerini açtı Leyla ve boş gözlerle baktı etrafına.
Gülümsedi tatlı tatlı, belli ki hala rüyasının etkisindeydi. Üstelik aylar sonra gördüğü ilk rüya.
Uzun zaman sonra ilk kez böylesine uzun ve deliksiz bir uyku çekmişti. Ve işin açıkçası inanılmaz toparlanmıştı vücudu. Saatin kaç olduğu hakkında ise hiçbir fikri yoktu.
Cep telefonuna uzandı ani bir refleks ile. Saat çoktan gece yarısına geçmişti. Bu da demek oluyordu ki altı saatten fazla uyumuş ve inanılmaz gevşemişti vücudu.
Gelen çağrılara baktı, defalarca aramıştı Suat onu.
-Boş ver, diye mırıldandı. Adam çoktan uykuya dalmış olmalıydı.
-Sabaha ararım, diye onu geri aramaktan vazgeçti.
Belli ki Suat’ın verdiği ilaç etkisini göstermişti.
Uyku mahmurluğu bir yandan tatlı bir uyuşukluk kaplamıştı vücudunu. Oldum olası ilaç kullanmayan bir insan olarak alışkın olmadığı bir duygu idi bu.
Bu uyku onu en az iki gün idare eder ve kalan ezberlerini de salim kafayla yapardı artık.
Kalkıp mutfağa yöneldi yeniden. Kaldığı yerden devam edecekti yanında içeceği koyu bir kahve eşliğinde.
3.Bölüm:
Artık her şey yolunda gidiyordu Leyla açısından. İyi kötü yola girmişti hayatı. Provalarda ise inanılmaz bir performans sergiliyordu. Muazzam bir ekip, yetenekli oyuncu arkadaşları derken galaya da sayılı günler kalmıştı doğrusu.
Yeni destekçisi ilaçlar tam manasıyla cankurtaran gibi imdadına yetişmişti Leyla’nın. Bu durumdan fazla söz etmiyordu nişanlısına. Normalde onun tavsiyesine uymuyordu zira. Alması gerekenin iki üç katı ilaç aldığı için konuya da hep geçiştiriyordu Suat konuyu açtığında.
Telaşlı geçen günler ilk etapta hayatını yoluna koyduğu izlenimi uyandırıyordu. Bunu görmek oldukça mutlu ediyordu Suat’ı. Hiçbir ayrıntıya girmiyorlardı bir araya geldiklerinde.
Gerçi durumun vahametinin bir o denli farkındaydı Leyla. Ve söz vermişti kendine. Gergin geçen günler sona erdi mi ilaçları tamamen bırakacaktı. Her nasılsa çantasında bulundurmayı da ihmal etmiyordu. Provalara ara verdiklerinde bile ilaç sayesinde iki üç saat kestirmek bir alışkanlık haline gelmişti.
Gala öncesi son prova da tamamlanmıştı nihayetinde. Stres had safhadaydı. Dekor ve kostümler son hazırlık aşamasındaydı. Her şey neredeyse tamamlanmış gibiydi.
İlk gösterimde basın da salona alınacak ve bu da tanıtımda büyük rol oynayacaktı. Akabinde şaşalı bir düğün ile taçlandıracaktı mutluluğunu Leyla. Her şey inanılmaz yolunda gidiyordu ona göre: Gerek kariyeri gerekse özel hayatı mutluluğunu daha da pekiştirmişti.
Oyundaki rolü gereği, sevgilisinin ihaneti ile sarsılan genç bir kadını canlandıracaktı. Ve sonlara doğru sergileyeceği intihar sahnesi ile kapanacaktı perde. Sevdiği adamın yüz çevirdiği genç ve güzel ve bir o kadar mutsuz ve depresif…
Soluklanmak için kulisteki koltuğuna attı kendini Leyla boylu boyunca. Uykusuzluktan gözleri yanıyordu yine.
-Bu son, diyerek üç ilaç birden yuttu.
Çantasında kalan son iki tableti gayri ihtiyari tuvalet masasına bıraktı.
-Artık ihtiyacım kalmayacak, derken gülümsüyordu gözlerinin içi. Öylesine mutlu ve heyecan doluydu ki diğer yandan.
Hayatında ters giden ne varsa üstesinden gelmiş ve yepyeni bir hayata yelken açmıştı. Yalnız da değildi üstelik. Ve bir o kadar başarılı ve tanınan bir oyuncu olacaktı.
Son on iki saati de atlattı mı yeni bir dönemece adım atacaktı.
OYUN GÜNÜ…
Salon hınca hınç doluydu o gece. Talep fazla olduğu için seyircilerin bazısı sandalyede izleyeceklerdi oyunu. Suat ise şans dilemek için kulise gitmişti ama genç kadın öylesine heyecanlıydı ki, kapıdan kibarca geri çevirmişti genç adamı.
Akabinde katılacakları davette yeteri kadar hasret giderecekleri için fazla üstelemedi Suat.
Diğer yandan yönetmen oldukça tedirgindi gösteri öncesi. Finalde sergilenecek intihar sahnesi bir şekilde endişelendiriyordu adamı. Öncesinde Leyla’nın başına doğrultacağı silah ile intihar etmesi ön görülse de son anda vazgeçilmişti. Açıkçası Leyle istenen performansı sergileyememişti. Her nedense oldukça zorlanmıştı bu sahneyi oynarken. Ve en sonunda varılan karar doğrultusunda son sahnenin seyri değişti. Terk edilen sevgili, ilaçla hayatına son verecek ve oyun nihayete erecekti.
Sonunda alkışların eşliğinde başladı gösteri. Koca salonda tek bir çıt dahi yoktu. Oyuncular oynamıyor adeta yaşıyorlardı biçilen rollerini. Leyla bir peri kızı gibi o kadar güzel ve alımlıydı ki. Sahne üzerinde bir oraya bir buraya süzülüyor ve inanılmaz bir ahenkle güçlü bir seyir yaratıyordu. Diğer oyuncular da farklı değildi Leyla’dan. Uyum had safhadaydı. Tek bir aksilik dahi çarpmıyordu göze.
Oyunun bitimine dakikalar kala o meşhur veda sahnesi nüksetti sahnede. İhanetle sarsılan genç kadın geçirdiği sinir krizi neticesinde, masanın üzerinde duran ilaçlara yönelip bir hışımla yutmuştu hepsini.
Bir ölüm sessizliği kaplamıştı tüm salonu. Boylu boyunca yerde yatarken Leyla, perde kapandı.
Aniden ve büyük bir coşkuyla büyük bir alkış tufanı koptu seyirciden. Bir yandan tempo tutuyor bir yandan da deli gibi alkışlıyorlardı. Basın mensupları da dâhil olmak üzere herkes hem fikirdi oyunun muhteşem sergilendiğine dair.
Fakat perde açılıp oyuncular selam vermemişlerdi henüz.
Bir anda kesildi alkışlar ve yerini derin bir uğultu aldı. Seyirci haklı olarak tepki göstermeye başlamıştı. Onbeş dakikadan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen ne bir açıklama yapılmıştı ne de tek bir hareket görmüşlerdi kapanan perdenin arkasından.
ON İKİ SAAT SONRA…
Büyük yankı uyandıran bir başyapıtın sahnede sergilenmesi eş güdümlü bir başarıyı da taşıyacaktı. Ne var ki galanın üzerinden on iki saat geçmişti ki gazete manşetleri acı bir haberle ulaştı okuyucusuna:
‘’Gala gecesinde yaşanan büyük dram!’
Genç ve başarılı tiyatro oyuncusu Leyla K.’nın şüphe dolu ölümü.
Sahnelenen oyunun son sahnesindeki intihar sahnesi gerçek oldu.Sanatçının şok yaratan ölümünün ardından, cesedi otopsi için adli tıbba götürüldü.
Yapılan ilk inceleme neticesinde kanında yüksek miktarda uyuşturucuya rastlanılmıştır.
Genç kadının bir kaza neticesinde yaşamını yitirdiği iddia edilmektedir.
Oyun esnasında rol gereği alması gereken ilaç görünümlü şeker drajelerinin gerçek ilaçla değiştirildiği şüphesi üzerine inceleme başlatılmıştır.
İlaçların yanlışlık sonucu alınıp alınmadığının tespiti için başlatılan geniş çaplı araştırma doğrultusunda ilgili kişiler adliyeye sevk edilmiş ve sorgulamaya gidilecektir.
Konu ile ilgili devam eden soruşturma kapsamında gerekli her türlü araştırma, derinlemesine yapılmaktadır.
Genç kadının nişanlısı Dr. Suat A. , ilaçları tedarik ettiğiniN anlaşılması üzerine şüpheli sıfatıyla tutuklanmıştır.
Genç kadına Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz.’’
YORUMLAR
Değerli yazar, elimizden kayıp giden bu dar zamanlarda,baki kalan dostların yazıları ki bunu artık ben bile anladım. Geciktirmeyin, hüzünse hüzün, neşeyse neşe yazın....Her yazı yeni güne bir günaydın olacak inanın, yazın, yazmazsanız yeni günden mahrum olacağımızı unutmayın. Biz ki her yeni yazıdan kendimize yeni bir yazı devşiririz. Yani, bir birimii besleriz ...
Gülüm Çamlısoy
Zira öylesine alıştım ki kalemimin varlığına. Çok sesli bir dünya zira. Bir tek ben değilim ki haykıran. Nicesi, nice kalem, nice kelam...
Amacım da bu: Geç kalmışlığın telaşıyla acele etme ihtiyacı hissetmem.
Sevgiyle kalın...
Ve yürekten teşekkürlerimle...
Leyla'nın her şey yoluna girdi, girecek hissi bizi de kucaklamıştı oysa...Yaşam ve ölüm, varlık ve yokluk ne kadar da iç içeymiş oysa! Leyla'ya üzülürken Suat'a da üzülmeden edemiyor okuyucu. Ne güzel ve umut dolu ufuklar vaadiyle başlamışlardı di mi? Kader...
Yazar bizi biraz üzdü ama eline sağlık diyip, bize yeni ufuklar açmasını sabırsızlıkla bekliyoruz...
Gülüm Çamlısoy
İç içe hüzün de neşe de. Anımız belirli değil oysa...
Güzellikler sizinle olsun, efendim...
Saygı ve hürmetlerimle...