SEVGİYLE YIKA BEYNİNİ
Evet hatırlıyorum. Bu masanın üzerindeki kırmızılarda gözyaşlarım olmalı. Ayaklarım da yere değiyor artık daha güvenli. Aslında yıllardır hiç olmadığı kadar. Yeri gelmişken anlatayım size de. Odamın penceresi burası. Daha önce sayısız kez dışarı baktığım yer. Ama bu seferki başka işte. Şimdi bakınca o kaçmak istediğim aydınlık yok. O aydınlığı içime almışım belli ki. Her yer güzel. Odamdan kaçmak, aydınlığa koşmak için değil keyif için bakıyorum şimdi. Göğün yüzü gülümsüyor bana. Güneş göz kırpıyor bütün ihtişamıyla. Kuşlar bambaşka keyif katıyor manzaraya. Şükür diyorum. İçimin karanlığını öldürmüşüm ben. Şükür. Yeniden hayat bulmuş göğün yüzü. Yeniden hayat bulmuş odam. Yeniden hayat bulmuş tüm evler. Renklileri yıkamış Nermin teyze. Öylece rengârenk sallanıyorlar balkonda. Gökkuşağı gibi. Sahi hiç bu gözle baktınız mı balkonda asılı duran çamaşırlara?
Nasıl mı oldu bu? Biraz anlatayım size. Öncelikle şunu bilmemiz gerektiğine inanıyorum. Karşımıza çıkan etrafımızda olan hiçbir insan tesadüf değildir. Etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır. Hep böyle değil midir? Bu insanlar bizi ya iyi bir yere götürürler ya da bir şey öğretirler. O yüzden bu güne kadar hayatıma giren hiçbir insan için ‘Keşke tanımasaydım’ demedim. Sevmedim ‘keşke’ kelimesini. Sevemedim. ‘Keşke şöyle yapsaydım! Belki böyle olurdu’ gibi cümleler kurmadım. Hayır, hayır siz de kurmayın. Ne yaşandıysa; yaşanması gereken ve herkesin yaşayabileceği olağan şeylerdir. Yaşayalım ve dersimizi alalım diye. Elbette karşılaşılan güçlükler karşısında yaralanıyoruz. Bırakın yaralasın. Zaten bu güçlükler değil midir bizi güçlü yapan? Ve sevgi değil midir eylemlerin en güçlüsü? Hayatımızda her şey güzelce akıp giderken mutlu ve olumlu olmak kolaydır. Ama bu akış değiştiğinde güçsüz kalırız kimi zaman. Mutsuz ve olumsuz olmaktansa kötü olana da sevgiyle yaklaşırsak asıl gücümüz o zaman çıkmaz mı ortaya? Çünkü sevmekle başlar her şey. Geçmişte ne yaşamışsak ve şu an ne yaşıyorsak bizi mutsuz ve olumsuz olmaya iten her şeyi sevginin gücüyle mutluluğa dönüştürmekte bizim elimizde. Üstelik çok kolay bir eylem. Hiç yorucu değil. Yapacağımız tek şey kalbimizi ve içimizi tüm iyiliklere tüm güzelliklere açmak. Zor mu bu? Siz sorun kendinize. İhtiyacımız olan ya da arzu ettiğimiz şeyleri elde etmek için duyduğumuz çaba ve stresi bir yana bırakalım. Çünkü bunların hepsi tam zamanında ve yerinde gelip bizi bulacak zaten. Dediğim gibi sevmekle başlıyor her şey. Sevgi evrensel. Bütün kâinat sevgi sayesinde ayakta. Sevgi her yerde. Atomun da insanın da içerisinde sevgi.
Kendinize iyi bakın. Tüm kalbinizle sevin. Sonuna kadar hayatın tadını çıkarın. Güneşi içinize alın. Önüne bulutlar bile geçse o her zaman parlamaya devam eder. Hep aydınlıktır. Hayatınızdaki her gün ve her insan bir hediyedir. Kıymetini bilin!
Diyerek kapattı not defterini tekerlekli sandalyesi üzerinde ayakları yere daima sağlam basan ve hayata her zaman gülen gözlerle bakan Muhammed…
MERVE CEYLAN