- 967 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ŞU ERMENİ MESELESİNE BİR DE BİZ DOKUNALIM BAKALIM-28-
Ermeni Meselesi dediğimiz ve 1915de yapılan tehcirin ve yine 1890-1922 yılları arasında yaşanan olayların soykırım mı değil mi olduğunu elimden geldiğince her iki tarafın da ileri sürdükleri belgelerle izah etmeye çalıştığım bu uzun yazı dizisine artık noktayı koyalım.
Resmi kayıtlara geçmiş şöyle bir sözden bahsetsem eminim ’ Hocam biz bunu demişsek o soykırım mutlaka yapılmıştır ’ Dersiniz.
İşte o söz:
’Tiflis’te çok güzel bir tarih müzesi kurulur ve içerisine bir Ermeni korkuluğu konursa, ancak o zaman rahatlarım.’
Bu sözü söyleyen şunu diyor: ’ Dünyadaki tüm Ermeniler yok olursa ve sadece bir tanesinin korkuluğu Tiflis’te bir müzede sergilenirse işte o zaman rahatlarım’
Şimdi...Bu söz Talat Paşaya aitse ya da bir Osmanlı Paşasına; biz o soykırımı mutlaka yapmışızdır değil mi? Yok heyecanlanmayın bu söz bir Türk Paşasına değil, bir Rus Subayına ait. Rus Generali Golıtsın böyle demiş. Peki bu generalin sözlerini alarak ’ Ermenilere karşı asıl soykırımı Ruslar yaptı. Ruslar kendi işgalci amaçları doğrultusunda hep Ermeni kanı dökülmesine sebep oldu’ Diyen kim? Bu da bir Ermeni ..Ermeni Tarihçisi Rafael Hamparsumyan...Ermeni bilimsel Akademisinde bu konuşmayı yaptıktan sonra adamın bir daha izine, tozuna rastlayan olmuyor. Adam ’"Biz Ermeniler, Türkleri suçluyor ve Osmanlı’da Ermenilere karşı soykırım yapıldığını söylüyoruz. Halbuki Ermeni milletini yeryüzünden silmeye ve bütün Ermenileri yok etmeye çalışan devlet Türkiye değil, Rusya’ydı." dediği için yok ediliyor.
Ermeni Meselesi gündeme geldiğinde hep gözardı ettiğimiz bir durum daha var: Osmanlı Devleti bütün 19. Yüzyıl boyunca ve 20. Yüz yılın ilk yarısında hep savaşmış ve büyük acılar, büyük kayıplar yaşamış bir devlettir. Gelin bunları bir hatırlayalım:
a) 1806-1812 Osmanlı Rus Savaşı b) 1827-1829 Osmalı-Rus Savaşı c) 1829 da başlayıp 1841e kadar süren Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı d ) 1853-1856 Osmanlı Rus Savaşı ( Kırım Harbi ) e) 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ( Doksan üç harbi ) f) 1911-1912 Trablusgarp Savaşı g) 1912-1913 Balkan Savaşları h) 1914-1918 I. Dünya Savaşı i) 1918-1922 Kurtuluş Savaşı
Aşağı yukarı bütün bir yüzyılı savaşlarla geçirmiş olan bir devletin yaşadığı savaş travmasını hiç hesaba katmıyoruz maalesef tehcir kanunu ile ilgili olarak.
Tehcirin bir zorunluluk olduğunu da nazar-ı dikkate almıyoruz. Bakın Mondros Ateşkes antlaşmasından hemen sonra Osmanlı’dan vezirlik bile alabilmiş yani Önce Osmanlı’nın bir paşası iken daha sonra Ermenilerin en büyük destekçi ve yardımcısı olan Bogos Nubar Paşa Fransız Dışişleri Bakanına neler yazmış ki bu adeta bir itirafnamedir: ( Resim 1 )
Fransız Millî Arşivleri, Doğu Serisi, Ermenistan, Cilt 2, Sayfa 47.
Dışişleri Kayıt damgası 3 Aralık 1918. 30 Kasım 1918 Ermeni Millî Komitesi
Sayın Bakan, Ermeni Millî Komitesi adına, şu hususları hatırlatarak aşağıdaki bildiriyi arz etmekle şeref duyarım:
Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, en büyük fedakârlıklar ve sürekli ıstıraplar pahasına, savaşın başından beri İtilâf Devletleri’nin gayesine sarsılmaz bağlılığımızın bir nişanesi olarak; Ermenilerin fiilî bir şekilde savaşan taraf olduğunu;
Fransa’da, ilk günden itibaren hizmet eden gönüllülerinin Fransız bayrağı altında Yabancı Lejyonu’nda zafer elde ettiklerini; Cumhuriyet Hükümeti’nin talebi üzerine Ermeni Millî Komitesi tarafından silah altına alınan Ermeni gönüllülerin Filistin’de ve Suriye’de, Fransız birliklerinin hemen hemen yarısını teşkil ettiklerini ve General Allenby’nin zaferinde büyük payları olduğunu, bunun da Allenby ve Fransız komutanlar tarafından resmen beyan edildiğini,
Kafkasya’da, Rus İmparatorluk ordusundaki 150.000 Ermeniden ayrı olarak, komutanları Antranik ve Nazarbekoff’un komutası altında, 40.000’den fazla gönüllünün bir kısım Ermeni vilâyetlerinin kurtuluşuna katkıda bulunduğunu,
Lütfen Sayın Bakan, üstün saygılarımın teminatı olarak kabul buyurunuz.
Anadolu’da 20. Yüzyılın hemen başlarında yaşanan olaylar evet bir katliamdır. Her iki taraf da oldukça büyük acılar yaşamışlardır lakin yine göz ardı edilen husus Türklerin de oldukça büyük acılar yaşamış olduklarıdır. Eğer Ermeni iddialarını olduğu gibi doğru kabul edecek olursak yani onların dediği gibi 1.5 Milyon Ermeniyi katlettiğimizi varsayalım bir an için. Bu duruımda bizim ileri sürdüğümüz 3 Milyon Türk’ün öldürüldüğü gerçeğini de kabul etmemiz gerekmez mi? Üstelik o yıllarda 3. Milyon civarında Türk’ün Ermeniler tarafından katletildiğini sadece Türk arşivleri, Türk yazar çizerleri söylemiyor. Bakın kim söylüyor:
ABD eski Başkanı Reagan’ın danışmanı Fein: [ /kalin ]“Beyaz Saray araştırma yaptı, Ermenilerin 2 milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler, kendi arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor…( Fein 2 milyon demiş..Nereden bakarsanız bakın Ermenilerin iddia ettikleri 1.5 Milyon Ermeni rakamından çok daha fazla onların katliamı ) (Resim 2 )
Ünlü Amerikalı tarihci Justin Mc Carhy de aynı şekilde o yıllarda öldürülen Ermeni sayısını 100 bin, Türk sayısını ise 1.2 Milyon olarak ifade ediyor.
Ermeni meselesinde her iki tarafın da yaptığı yanlış maalesef kendi tarafını masum göstermeye çalışmaktır. Meselede ne Türkler masumdur ne de Ermeniler. Ermenilerin masum olduğu kısım bizim onları Kafkas Ermenileriyle karıştırmış olmamızdır. Esas itibariyle bizim başımıza bela olan Ermeniler bizim ülkemiz sınırlarında yaşayan Kafkas Ermenileridir lakin ilk zamanlarda onları desteklemeyen Anadolu Ermenisi de aynen bu gün doğu güneydoğu Anadolu Kürtleri gibi -başta iki arada bir derede kalmak- üzere daha pek çok sebeple soydaşlarıyla ortak hareket etmiştir. Yine de ben Anadolu Ermenisinin pek çoğunun ’ Kurunun yanında yanan yaş ’ Olduğu kanaatine vardım araştırmalarımda.
Tehcir Ermenileri yok etmek amacıyla mı yapıldı?
Daha önceki bölümlerde Halep Valisi Mehmet Celal Paşanın değerlendirmesinin bile tehcirin amacının ’ Ermenileri yok etmek ’ olduğunu söylediğini bizzat ben yazmıştım bir Türk yazarı olarak. Lakin Bir Ermeni yazarı da ’ Tehcir, soykırım değildir .’ Diyor. Gelin ona kulak verelim az...
Bu Ermeni Yazarın adı Levon Panos Dabağyan. Türkiye’de yaşayan bir Ermeni...Diyor ki:
`Türk milleti olmasaydı bugün ben ve Türkiye Ermenileri olmazdı. Bırakın insanlar kardeş olarak yaşasın.`
Dabağyan, Anadolu`da Türkiye`ye saldırı başlatanların Kafkas Ermenileri olduğunu, Türk Ermenilerinin hiçbir zaman ülkelerine ihanet etmediğini söyledi.
Ermenilerin 1915`te Batılıların dediği gibi soykırıma değil tehcire tabi tutulduklarını belirterek, “Tehcir, Ermenistan ile Türkiye`yi ilgilendiren bir konu değil, Türk Ermenisi ile Türkiye`yi ilgilendiren bir konudur“
“Bir komisyon kurup, Fransa`ya gidip bunları anlatalım’ diyorlar. Fransa, Adana`ya Fransız üniformalarıyla Ermenileri getiren ve Türkleri öldürten değil miydi? Biz gidip neyi anlatacağız. Adamlar her şeyi biliyor, çünkü kendileri hazırladı“
Hiçbir gayri müslim, `teba-ı sadıka` diye onurlandırılmamış, biz onurlandırılmışız. Niye acaba? Demek ki Türk kendine yakın görmüş bizi. Zaten biz Türke yakın olduğumuz için içten parçalattılar bizi ve Türkün karşısına diktiler
Ben Türk üniformasını giydim Türk askeriyim. Türkiye Ermenistan`la savaşırsa bende savaşırım.` dedi.
Dabağyan, Orhan Pamuk`un basında yer alan sözleriyle ilgili yaptığı değerlendirmede ise `O çocuk yetiştirmedir. Onu önce dünya çapında bir yazar durumuna getirdiler. Onu, Don Kişot yaptılar. Onun peşinden de bunları konuşturdular`
`Tarihte sözde Ermeni soykırımı şeklinde bir söylem var. Sözdesi fazla Ermeni soykırımı olmuştur. Ancak bunu Türkler yapmamıştır. Eğer Türkler soykırım yapmış olsalardı ben şu anda burada sizlerin huzurunda konuşuyor olamazdım. Ermenileri kandıran ve Osmanlı`yı parçalama emelleri bulunan dış güçlerin gerçekleştirmiş olduğu bir soykırım vardır.`
Ermeni avukat Keğam Karabetyan da Türkiye`nin katliam yapmadığını, bunun kabul edilemez bir iddia olduğunu vurguladı.
Türkiye`de yaşamaktan ve Türk kimliği taşımaktan gurur duyduğunu dile getiren Karabetyan, `Kimse kalkıp Türkiye Cumhuriyeti Ermeni soykırımı yaptı diyemez. Ortada tehcir yasası var. Yasaya göre devlet bu kararı almış ve kararı uygulamış. Dış güçlerin tahriklerine kapılan Ermeniler soykırım iddialarının maalesef baş sebebidir. Neticede Ermeniler kullanılarak Osmanlı Devleti`ni parçalamayı başardılar. Bugün de Türkiye Cumhuriyeti hedef haline getirildi. Türkiye`nin tazminat ödemesini istiyorlar. Doğuda Ruslar, Ermenilere Rus asker elbisesini giydirdiler. Güneyde Fransızlar Fransız asker elbisesi giydirdiler. Ermenileri de tehcire mecbur bırakarak masum insanların ölümüne neden oldular. Burada tazminat ödenmesi gereken varsa, halkı ölen ve parçalanmasına neden olunan Osmanlı vatandaşları nezdinde Türkiye Cumhuriyeti`dir. Dış güçlerin Türkiye Cumhuriyeti`ne tazminat ödemesi gerekir.` açıklamasında bulundu.
Türkiye’de yaşamayan bir Ermeni Tarihçi olan A.Layanansa da soykırım denmesine karşıdır.
Evet...Bizim Ermeni’miz Bir Ermeni soykırımı olmadığı kanaatindeyken bizim bazı Türk’ümüz ( Daha doğrusu bizim Türk sandığımız ) kişiler bu kanaatte değiller ki bu yazı dizisin hazırlarken sık sık karşıma çıktı bunlar. Nerede mi? Mesela birisi ’Kürdistan Post’ diye buram buram bölücülük kokan bir sitede çıktı karşıma. Özge İspir ( Nam-ı diğer kara karga) O daha farklı şeyler söylüyor ve diyor ki: ‘Sakladık-kurtardık masalı, Ermeni Soykırımı’nın suç olduğunu anlayan ve nasıl bir vahşet olduğunu idrak eden sonraki jenerasyonun masalıydı ’ Daha sonra da ’Dedeler, torunlar, Bizim Ermeniler ve lobiler’ Başlıklı bir yazıda oldukça acıklı bir tehcir hikayesi anlatıyor bize. Büyük ihtimalle doğrudur anlattıkları. Lakin her nedense bu sitelerde Türklerin anlattıkları acıklı hikayelere asla rastlayamazsınız.
Ve resimler:
Ermenilere karşı bizim uyguladığımız soykırım’ın(!) resimlerine ’ Armanian on web ’ adlı sitede bol bol rastlamanız mümkün. Ayrıca bizim Türklerin (!) açtıkları sitelerde de bulabilirsiniz. Ama ne Armanian on web’ sitesinde ne de sosyalist- komünist ve Kürtçü sitelerde Türklerin uğradığı soykırıma dair tek resim göremezsiniz. İnsan hakları, halkların kardeşliği, demokrasi vs. diyenlerin paylaşımlarında da göremezsiniz. Göremezsiniz çünkü böyle bir şey yaparlarsa entellektüelliklerine halel gelmiş olur. Alırlar Resim 3 ü ve ’’ Türk softalar Ermeni Bebekleri öldürüyor süngüyle ..İşte resmi ’’ Diye yayınlarlar bu karakalem resmi. Ama aynı kişilerin fotoğraf 4 ü yayınladıklarına şahit olamazsınız --( Sağdaki Ermeni terörist elinde karnını yadığı bir annenin karnından çıkan cenini tutuyor.)
Netice: Bu memlekette bir zamanlar çok büyük cinayetler yaşandı. Bu cinayetlerde Ermenilerinki taammüden adam öldürmekti. Türklerinki ise ağır tahrik sonucu intikam duygularıyla işlenmiş cinayetlerdi. İki taraf da hem masumdu hem de değil...Suçsuz yere öldürülenler, sürülenler, vatanından yurdundan ayrılmak zorunda kalanlar, dinini değiştirmek zorunda kalanlar bunların hepsi yaşandı. Ama Türkiye’de hiç bir zaman resim 5 ve resim 6 daki görüntüler yaşanmadı. Hatırlamıyorum belki Ermenistan Bayrağı yakan bir kaç fanatik milliyetçimiz olmuştur ama bir devlet politikası olarak her hangi bir milli bayramımızda Ermeni Bayrağı üzerinden yürütmedik çocuklarımızı. Hiç bir zaman metro istasyonlarımıza Ermeni Bayrağı serip üzerine bastırmadık. Hiç bir zaman askerimizin göğsü üzerinde Türkiye ve Azerbaycanın bayrakları işlenmiş kerpiçleri kırdırmadık güç gösterisi olarak.
99 Yıl sonra ’ keşke ’ demek bir şey ifade eder mi bilmiyorum ama keşke bunlar hiç yaşanmasaydı. Keşke çocukluk arkadaşım Varujan hâla Beykoz’da yaşıyor olsaydı. Annesi Agavni Teyze yaşıyor olsaydı da Paskalya’da gidip ellerini öpseydim. Benim annem de yaşıyor olsaydı da Varujan da gelip benim annemin ellerini öpseydi Ramazan Bayramında. Tıpkı kırk beş sen önce olduğu gibi. Keşke...
BİTTİ
YORUMLAR
Gerçekten çok güzel bir yazı dizisi oldu.
Her bölümünü zevkle, ilgi ile okudum.
Bilmediğim, ya da yanlış bildiğim çok şeyi öğrendim.
Tarih okumanın, tarih öğrenmenin zevkine vardım.
Ve,
her şeyden önemlisi,
çok vurdumduymaz bir millet olduğumuzu bir daha idrak ettim.
Bu güzel yazı dizisi,
Kafkas Ermenilerinin, yakın tarihimizde gerçekleştirdikleri Azerbaycan katliamlarını ele alma fikrini verdi bana.
Umarım ve dilerim,
halkımızın son derece habersiz olduğu bu olayı ve sonrasında yaşananları,
hocam kadar tatlı dille olmasa da,
bir nebze okuyucularımıza aktarmayı başarabiliriz.
Emeğiniz için, size çok teşekkür ediyoruz hocam.
Sağ olun.
Hocam emeğinize sağlık sayenizde bu kadar önemli bir konuda bilgi sahibi olmuş olduk çok sağolunuz başka tarihi yazılarda olur inşallah saygılarımla selamlarımı iletiyorum
sami biberoğulları
Başka tarihi yazılar da yazar mıyım bilmiyorum. Benim bir yazıya başlamam için itici bir güç gerekiyor. Bu yazıya başlarken Başbakanımızın Ermenilerden özür dilemesi tici güç olmuştu. Bir iki bölüm yapayım derken 28 bölümlük yazı çıktı.
Böyle itici bir güç olursa yazarım yine bir şeyler.
Selam ve sevgilerimle.
Kıymetli hocam
Her satırını soluksuz okuduğum Ermeni meselesiyle ilgili belgeye dayalı bu yazı dizisinden dolayı size çok çok teşekkür ederim.
Emeğinize kaleminize sağlık.
Saygı sevgi selamlarımla.
Dip not: Sizin içinde bizler içinde derin üzüntülere acılara ve hüzünlere tanık olduğumuz bu uzunca yazı dizisinden sonra sanırım gülmekten karnımıza kramplar girecek sıkı bir mizah yazısını hak ettik.
sami biberoğulları
Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Bu yazı dizisinin en sıkı takipçilerinden biri sendin.
Bu dizide bir tek eksiğim kaldı aslında o da Hrant Dink'in Fransız Tv 5 Kanalına verdiği röportaj...Ne yazık ki video paylaşmayı bilmiyorum bu sitede. O videonun da burada olması gerekiyordu mutlaka. Facede yayınladım ama sitede yayınlayamadım.
Mizah yazısına gelince: Bu gün hüzünlü bir yazı astım ama en kısa zamanda normal ayarlarıma dönerim ben
Selam ve sevgilerimle.
öyle ihanet meclisi yönetıyorkı ülkemızı muhalefette sessız kalarak katılımcı ruhunu bellı edıyor ..
ermeni soy kırımı olmamıştırı ..ist üntdekı prf dondurarak üç yılını buna ayıran araştıran rus arşivlerını açtıran sayın mehmet perıncek tüm detayları ıle ortaya koydu kitaplastırdı dıye hapse atıldı ...öyla bir ülkeyizki doğu perınçek isvıçre mahkemelerınde kazandığı davanın iptalını ısteyen insan hakları savunucusu denilen kökenlerı ermeni olan kürt asıllıyız dıyen dernek utanç verıcı davranışları ile ülkemizin ekmeğini yiyip kabına edenler ..ve bu ülkede içte dışta çok ıhanetçi olduğu gerçeğini unutmamamız gerektiğidir sevgılı atamız bu iç mıhraklara gençlığe hıtabesınde deyınmıştır ..o zamn vardı şimdi yok değildir sırayet sürgit devamlılığını sürdürmektedir ... ve sevgili atamız ne askere ne meclıse ülkemizi emanet etmemiştir ey türk gençliği demiştir gelecek nesıllerın geleceğimize sahıp çıkmaları gerektığini söylemiştir sıyaset çıkar koltuk sevdası olduğunu bılıyordu .. önce vatan dıye vekıl çok za meclıste malesef ...
sami biberoğulları
Öncelikle çok teşekkür ediyorum.
Kısaca şunu diyeyim:1- Biz kendi davamıza kendimiz sahip çıkmazsak hiç kimse bizim davamıza sahip çıkmaz 2- Biz sadece yurt içi seminerleriyle bu davayı sadece kendi vatandaşlarımıza anlatmaya çalışıp yurt dışı kobileri oluşturmadıkça bir arpa boyu yol alamayız 3- Bu davada tamamen inkar ya da tamamen kabul anlayışı terk edilmelidir 4- ( En önemlisi ) Bu dava Türkiye cumhuriyeti ile Türkiye Ermenilerinin davasıdır. Başka hiç bir devletin ve milletin karışma hakkı yoktur.
Selam ve sevgilerimle.
En azından bizim devlette resimdeki ermeni çocuklar gibi bizde onların bayrağını ayaklar altına alıp öyle bir nesil yetiştirmiyoruz...
Ellerine emeğine sağlık saygılarımla.
sami biberoğulları
En azından asil bir millet ile rezil bir millet arasındaki farkı tüm dünyaya gösterbiliyoruz.
Selam ve sevgilerimle.
Fevkalade güzel yazı diziniz bitti.Başından beri ilgi ile takip ederek
okudum ve birçok olayı öğrendim ve aydınlandım.Her bölüm ayrı
değerdeydi ve her şey gün gibi ortada neticede.Emeğinize,yüreğinize
sağlık.Kutluyorum.Hep var olsun kaleminiz.
Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Gerçekten büyük emek verdim bu yazı dizisine..Kopyala yapıştır olsa da yüzlerce sayfa yazı okumak zorunda kaldım. Elimden geldiğince tarafsız olmaya çalıştım.
Emeklerimin böyle beğeni kazanması beni son derece mutlu etti.
Sağ olun var olun.
Selam ve sevgilerimle.