- 495 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
birkaç kötü madam
sevgili mollusca, bir tutam hayat ve bilumum yalakalar,
mektup sizedir. amacı ne kadar dangalak ve zavallı olduğunuzu ifade etmektir. artık kendinizi asla düzeltemeyecek olsanız da, sanırım gerçekleri birinin size açıkça söylemesi iyi olur.
dangalaksınız. tdk şöyle tanımlıyor dangalak sözcüğünü:
’ akılsız, düşüncesiz kimse...köpek.’
tanım kısaltılmıştır. büyük türkçe sözlükten daha detaylı tetkikini bizzat yaparsınız. izahate devam edeyim. akılsız da şudur: ’ Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmayan, anlayışı kıt. baygın, bilhuş.’
baygınsınız. enerjiniz o derece yerlerde ki, yazdıklarınız buram buram depresyon, buram buram acı çekme hevesi kokuyor. melankolikliğiniz 1 kmden anlaşılıyor. işin acı olanı, bütün yazdıklarınız, basit bir depresyondan doğuyor ve bu depresyonu kendinizce süsleyerek, farklı şekillere sokarak yahut çarpıtarak üzerinden reyting yapmaya çalışıyorsunuz. hakkınızı yemeyeyim, bunda gayet de iyisiniz.
ama depresyonuyla gurur duyan birisi sadece hastadır, o kadar. ve ona çanak tutup alkışlayan da öyledir. burası internet nihayetinde, istediğiniz kadar yalan anlatabilir, pembe sosu serpilmiş kara tablolar, ’hüzünden doğan asaletler’ (yersen artık) yazabilir, yalnızlığınızın ’anlaşılmamaktan’ doğduğuyla ’gurur’ duyabilirsiniz.
ne yazık ki gerçek değişmez. her sabah ve her akşam aynaya baktığınızda, aynı öğrenilmiş çaresizliği(bunu araştırın bence, tam sizi anlatıyor zira) göreceksiniz ve bunu kimse bilmese bile siz bileceksiniz. istediğiniz maskeyi takın, gerçek maalesef bu. yanılıyor olmayı tüm kalbimle dilerdim, yemin ederim.
ve tüm maskeli zavallılar gibi, yüzünüzde maske olmadığını sayıklıyorsunuz şu an.
her yazdığınız yeni nesir, her karamsar şiirde kendi kendinize gaz veriyorsunuz, daha da melankoliye dalmak için. daldıkça da daha bir alim olduğunuza, dünyanın sırrına daha bir vakıf olduğunuza kani oluyorsunuz.
yani cicero’nun dediğini yapıyorsunuz: hatada ısrar etmek ahmaklığını...
yanisi baya baygınsınız, hayat enerjisini emip yok eden cinsinden.
hani hayatın sırrına da vakıf oluyorsunuz ya; kendinize vazife edinip onu yaymaya da üşenmiyorsunuz. öyle ya, bi siz buldunuz bu sırrı, millet zaten mal, zaten siz de ’yaşı kemale ermiş’ler sınıfındansınız ya...
kendinizce siyasete giriyor, eleştiriyor, ama altyapıdan yoksun ve ’tamamen duygusal’(artık hangi memuriyete sattıysanız onurunuzu ve şerefinizi, bilemiyorum) eleştirilerinizi de insanlığın hizmetine sunuyorsunuz. eh, bize de feyz almak düşüyor galiba, di mi? :)
efendi gibi eleştiri yapsanız, efendi gibi okusanız yazıyı, şuraya tek kelime yazmayacaktım. ama aranmakta özel bir yeteneğiniz olduğu aşikar, aynı tüm götkılları gibi.(bu tanım sizin kesimden birine ait, unuttunuz mu?)
ben sana küfretmezken, sen bana kendince tepki koyuyorsun.hem de ’eleştirene küfrettiğim için’.
lan ben eleştirene tek laf etmiş miyim yazıda? götüyle okuyan siktirsin gitsin demişim, yanlış mı bu? sen de bunu yapmışsın, yaptığın yorumdan da görülüyor yazıyı beyninle okumadığın, sonra da hakettiğin hakareti yemişsin. daha neyin derdindesin lan, dangalak?
ötekisi de,’bir tutam’ araştırma yapmadan, lütfedip de kaynak belirtmeden, hiçbir argüman sunmadan, ’eleştiriye tahammülünüz yok’ demiş çıkmış. yazılarına baksan, buram buram yalakalık, buram buram cemaat, buram buram buzdolabı, bulgur, makarna, kömür kokan yaratığın biri.
ulan, somada yakınını kaybedeni yerde tekmeleyen, sonra da tvlerde mağdur gibi gösterilen müsteşar ben miyim? tuzhurmatuda türkmenler katledilirken susup rabia işareti yapan ben miyim de; gezide polisin katlettiklerine oh olsun deyip, gösteri hakkını eleştiri hakkını yapanı öldürene alkış tutan ben miyim? azerbaycanda yıllarıdır katliam var ulan, onlar da müslüman, hani nerede müslümanlığın?
ha bak ulan dedim ya, küfür ettim ya, ona takıl sen. onu kullan karşı argüman olarak. kaynağa da ihtiyacın kalmadı, ne de olsa ölüler konuşamaz, hepiniz hrantken hele, daha yılını doldurmadan katledilen azeri bebek hiç konuşamaz, di mi?
he istismarcıyım ben he. he darbeciyim ben he. he ben sen nasıl anons etmek istiyorsan oyum he...
gerçekleri görmezden gelen diyordu ya tanımda, bak baya baya seni anlatıyor lan...
artık köpekliği nerede yaptığınızı da ben söylemeyeyim. attığınız oyun rengine bakın. bir de her sabah gittiğiniz devlet dairesinde asılı kocaman fotoğrafa...hani şu 2002’den sonra her yere daha bir asılan...
benim yazım silinse ne olur, silinmese ne olur. sen kendi siluetinin hiçliğini silebilecek misin aynadan?
ha bir de, bela okumuşsun ya...nasibimse beni gelip bulur zaten. ha değilse, o zaman da seni bulur, haksız yere okuduğun için. uyandırayım yani...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.