- 529 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Acısız
Bir krizantem. Toprağın üzerinde öylece yolunu arıyor. Başında vücudundan büyük şapkası, ellerinde bazı kâğıt parçaları var.
Kuzeye diyor pusulanın yönü. Geniş zamanlara söz vermeyi öğrenmeye yani. Şiirleri şehirlere gömmeye.
Güz günleri gibi. Hani biraz serin, biraz kuru yaprak rengi. Çatık kaşlı gülümseyişlerine bakılırsa, krizantem artık yürümeyi büyümeyi konuşmayı biliyor. Yüksek sesle gökyüzüne kendisini bağırıyor. Bileklerinde yöresel yazıtlar, adetler. Düzenbaz falcıların gelecek bilmecesi oyununa dahil olmuş.
Güneş karlı tepelerin ardından beliriyor. Değirmen taşları öğütmekten yorgun. Çizgiler, kavisler, kıvrımlar kesin ve keskinler. Kelimelerin işgali altında eziliyor insan hikâyeleri. Kurtulmak sadece hissederek mümkün. Hiç uzağa gitmemiş gerçekliklere dokunmak tek seçenek...
YORUMLAR
Fırat Avcı
Benim çok kıymetli dostum
Anlamlı ve etkileyici güzel yazınızı beğeniyle okudum.
Yüreğinize sağlık
Saygı sevgi selamlarımla.