2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
782
Okunma
Kan Dır Ma
Kandırmayan, kanmaz! Kandıran da kaybeder!
Kağıt üzerindeki iki boyutlu çizgi adamın, üç boyutlu küreyi tanımlaması; “Bir noktadan başlayıp genişleyen ve bir noktada biten iki boyutlu daireler dosyası! Yani iki boyuttan bakan, üçüncü boyutu holografik olarak zihninde canlandırabilir; asla tam olarak kavrayamaz! Yani iki boyutlu bir nesne, üçüncü boyutu anlamak için zihnini kandırmak zorundadır! Buna da “İnanç” denir! Yani kişinin inandığı her ne ise bu aslen o boyutta yok hükmünde ama gerçekte vardır! Çünkü iki boyutlu ortamda, üçüncü boyutu temsil eden somut bir nesne yoktur! Kağıt üzerine çizilen iki boyutlu çizgi adam, üç boyutlu olan bir bilyeyi sadece bir nokta olarak algılar! Kağıt üzerini yumuşak jöle gibi düşünürsek, üç boyutlu bilyeyi bu çizgi adama algılatmak için bastırmak gerek bu sefer de bir daire görecek daha da bastırınca dairelerin büyüdüğünü ve ekvatordan sonra da daralarak tekrar bir nokta olduğunu izleyecek yani asla üç boyutlu küreden bahsetmeyecek!
Kandırılmaktan bahsedenlerin, aslında başkalarını kandıramamaktan kaynaklı yakınmalarını gözlemliyorum!
"Dışarıdan kandırıldık!" diyenlere; siz de bir onları kandırsanız ya! Hem kolayca kanıyorsunuz, hem de yakınıyorsunuz! Onlara göre siz dışarıdasınız, hadi onları siz kandırın da onlar yakınsın biraz da "Dışarıdan kandırıldık!" diye!
Her şeye itiraz eden ve tepki göstererek kendilerini göstermeye çalışan bir kesim hep vardı! Bu kesim, sorunlu bir kesimdir! Ve niteliksiz olduklarını her şeye itiraz ederek gizlemek isterler! Bu şekilde bir şeyler biliyormuş havası verirler. Kendilerini öne çıkarsanız ona bile itiraz ederler! Yani bu kesimi dikkate almayın! Konuşur konuşur, susarlar! Aynada kendileriyle kavga ederler! Aklını kullanmayan bir kesimdir bu kesim, slogancıdır ve niteliksiz olduğu için hep sürüye kurt getirmiştir! Dost tatlı söyler, ahmak acı anlar!
Slogan üretip boş boş tepki gösterenlerden gına geldi. Bal yapmaz arılar gibi vızıldayıp duruyorlar. Kovanı Kraliçe arı yönetir, balı dişi arılar yapar; bal yapmayan arıları, diğerleri topluca imha ederler ve kovanın önüne yığarlar! Arıcılığı bilirim de.
Bu durumda insanın inandığı aslen evrende var olabilir! Bu nedenle insanların inançları önemlidir! Yok sayılamaz! Şuna dikkat edelim ama bu çizgi adamın küre algısını kendi zihninde oluşturması hakikati önemli. Herkesin küre tanımı farklı olabilir! Algıladığı kadar tanımlayacak çünkü! En basit algı; küre, bir düzleme tek noktadan değer! Bu algı genişletilince büyüyen daireler ve ekvatordan küçülen daireler, hepsi birlikte küre! Bu bir küreyi tek noktadan başlayıp her daire dilimini üst üste zihinde birleştirmek gibidir! Dilimlenmiş tek noktadan başlayan sayısız daire, zihinde küreyi oluşturacak! İşte iki boyutlu alemde bazıları, sadece kendi gözlemleyebildiği kadarıyla küreyi yarım yamalak tanımlayacak ve kendi tanımında ısrar ederse de yanılacak! Yanılgısını da zorla kabul ettirecek gücü bulursa da diğer insanları yanıltacak!
Son tahlilde; bazı gerçekler, başka boyutlarda saklı olabilir! Bu gerçekleri işaret etmek de zihinsel olabilir! Zihnin de insana oyunlar oynama ihtimali olabilir!
Pekala; ne yapalım? Kendi zihnimizin gerçekliğine inanalım ama başkalarının da zihninin kendine olan gerçekliğine saygı gösterelim. Bakın kendine “İlerici” diyenlerin yanılgısı şu oldu; kendi algılarını zorla dayattılar ve kaybettiler! Kendine “Doğrucu” diyenler de ispatlayamadıkları eski nakli inançları dayattılar! Kendine “Evrensel” diyen ben ise bu iki yanılgıyı aştım! Herkes kendini bilir! Kimse, kimsenin neyi aşıp aşmadığına da karar vermemeli! Yani “Evrensel eşit insan” prensibi gereği herkesin “Ben” kadar bir değeri vardır; ne eksik ne fazla! Herkes kendini bilebilir ama başkasını bilemez! Başkalarına kendi algıladığı kadarıyla hükmetmeye çalışanlar “Kaybedenleri” oynayacak! İnsanların kıyafetine bile karışmayı kendilerine hak görenler yanıldı, insanların neye nasıl inanacağına karışanlar da yanılacak; süreç devam ediyor! Ne dersiniz, aşılacak mı bu yanılgılar?
Selametle
Ahmet Bektaş