Kalem, acemi avcıların elinde hedefini şaşıran bir ok da olabilir.-- baraccio
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
@ahmetbektas

Kan Dır Ma

17 Haziran 2014 Salı
Yorum

Kan Dır Ma

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

782

Okunma

Kan Dır Ma

Kan Dır Ma

Kandırmayan, kanmaz! Kandıran da kaybeder!

Kağıt üzerindeki iki boyutlu çizgi adamın, üç boyutlu küreyi tanımlaması; “Bir noktadan başlayıp genişleyen ve bir noktada biten iki boyutlu daireler dosyası! Yani iki boyuttan bakan, üçüncü boyutu holografik olarak zihninde canlandırabilir; asla tam olarak kavrayamaz! Yani iki boyutlu bir nesne, üçüncü boyutu anlamak için zihnini kandırmak zorundadır! Buna da “İnanç” denir! Yani kişinin inandığı her ne ise bu aslen o boyutta yok hükmünde ama gerçekte vardır! Çünkü iki boyutlu ortamda, üçüncü boyutu temsil eden somut bir nesne yoktur! Kağıt üzerine çizilen iki boyutlu çizgi adam, üç boyutlu olan bir bilyeyi sadece bir nokta olarak algılar! Kağıt üzerini yumuşak jöle gibi düşünürsek, üç boyutlu bilyeyi bu çizgi adama algılatmak için bastırmak gerek bu sefer de bir daire görecek daha da bastırınca dairelerin büyüdüğünü ve ekvatordan sonra da daralarak tekrar bir nokta olduğunu izleyecek yani asla üç boyutlu küreden bahsetmeyecek!

Kandırılmaktan bahsedenlerin, aslında başkalarını kandıramamaktan kaynaklı yakınmalarını gözlemliyorum!
"Dışarıdan kandırıldık!" diyenlere; siz de bir onları kandırsanız ya! Hem kolayca kanıyorsunuz, hem de yakınıyorsunuz! Onlara göre siz dışarıdasınız, hadi onları siz kandırın da onlar yakınsın biraz da "Dışarıdan kandırıldık!" diye!

Her şeye itiraz eden ve tepki göstererek kendilerini göstermeye çalışan bir kesim hep vardı! Bu kesim, sorunlu bir kesimdir! Ve niteliksiz olduklarını her şeye itiraz ederek gizlemek isterler! Bu şekilde bir şeyler biliyormuş havası verirler. Kendilerini öne çıkarsanız ona bile itiraz ederler! Yani bu kesimi dikkate almayın! Konuşur konuşur, susarlar! Aynada kendileriyle kavga ederler! Aklını kullanmayan bir kesimdir bu kesim, slogancıdır ve niteliksiz olduğu için hep sürüye kurt getirmiştir! Dost tatlı söyler, ahmak acı anlar!

Slogan üretip boş boş tepki gösterenlerden gına geldi. Bal yapmaz arılar gibi vızıldayıp duruyorlar. Kovanı Kraliçe arı yönetir, balı dişi arılar yapar; bal yapmayan arıları, diğerleri topluca imha ederler ve kovanın önüne yığarlar! Arıcılığı bilirim de.

Bu durumda insanın inandığı aslen evrende var olabilir! Bu nedenle insanların inançları önemlidir! Yok sayılamaz! Şuna dikkat edelim ama bu çizgi adamın küre algısını kendi zihninde oluşturması hakikati önemli. Herkesin küre tanımı farklı olabilir! Algıladığı kadar tanımlayacak çünkü! En basit algı; küre, bir düzleme tek noktadan değer! Bu algı genişletilince büyüyen daireler ve ekvatordan küçülen daireler, hepsi birlikte küre! Bu bir küreyi tek noktadan başlayıp her daire dilimini üst üste zihinde birleştirmek gibidir! Dilimlenmiş tek noktadan başlayan sayısız daire, zihinde küreyi oluşturacak! İşte iki boyutlu alemde bazıları, sadece kendi gözlemleyebildiği kadarıyla küreyi yarım yamalak tanımlayacak ve kendi tanımında ısrar ederse de yanılacak! Yanılgısını da zorla kabul ettirecek gücü bulursa da diğer insanları yanıltacak!

Son tahlilde; bazı gerçekler, başka boyutlarda saklı olabilir! Bu gerçekleri işaret etmek de zihinsel olabilir! Zihnin de insana oyunlar oynama ihtimali olabilir!
Pekala; ne yapalım? Kendi zihnimizin gerçekliğine inanalım ama başkalarının da zihninin kendine olan gerçekliğine saygı gösterelim. Bakın kendine “İlerici” diyenlerin yanılgısı şu oldu; kendi algılarını zorla dayattılar ve kaybettiler! Kendine “Doğrucu” diyenler de ispatlayamadıkları eski nakli inançları dayattılar! Kendine “Evrensel” diyen ben ise bu iki yanılgıyı aştım! Herkes kendini bilir! Kimse, kimsenin neyi aşıp aşmadığına da karar vermemeli! Yani “Evrensel eşit insan” prensibi gereği herkesin “Ben” kadar bir değeri vardır; ne eksik ne fazla! Herkes kendini bilebilir ama başkasını bilemez! Başkalarına kendi algıladığı kadarıyla hükmetmeye çalışanlar “Kaybedenleri” oynayacak! İnsanların kıyafetine bile karışmayı kendilerine hak görenler yanıldı, insanların neye nasıl inanacağına karışanlar da yanılacak; süreç devam ediyor! Ne dersiniz, aşılacak mı bu yanılgılar?

Selametle

Ahmet Bektaş

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kan dır ma Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kan dır ma yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kan Dır Ma yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Na
Namık Kangal, @namikkangal
17.6.2014 14:57:06
Can dostum.Güzel insan.

Bu yazdığınız yazı bence en güzel olanıydı.Çünkü, popüler. Şimdiki yaşadıklarımızı ilgilendiriyor.

Derler ya,ne İsa' ya yaranabildim ne de Musa'ya. O hesap. İnsanların düşüncesi bir yana,giyimi bile
sorgulanır.Kadın erkek eşitliğinden tut da din,dil,ırk,renk, şekil farkı yoktur aslında.Algıda beynimizi
kullanmadığımızdan hep yanılan biz oluruz.Bu nedenden dolayı ne ilerici diye adlandırdığımız yobaz kişiler sever beni ne de dinciler.

Dostum.Yaz yaz bitmez bu konu.

Bir fıkrayla özetlemeye çalışayım bari.Bu kandırma olayını.

Vatikan da yüz binlerin toplandığı meydanda Papayı görmek,onun vaazını dinlemek için gelenlerin arasında bizim Temel de varmış.Tabii bu kalabalık içinde işi ticarete döken dini önderler cennetin
tapusunu uygun fiyata satıyorlarmış.

Temel bakmış,kuyruk olmuş insanlara.

Uh,demiş yanındakine.

Ne yapayiler orada?

Yanındaki de ''Çok uygun fiyata cennetten tapu dağıtıyorlar.İstersen sen de alabilirsin'' demiş,bizim Temel'e.

Bizim Temel;'' Yook'' demiş.'' Ben, cehennemun tapusuni istiyrum''

Gülmüş yanındaki.'' Sen aptal mısın ? Cennet dururken cehennemden istenir mi? Bak,kimse istemiyor
orayı.Bedava verseler bile alan yok''

''Olsun'' demiş ,bizim Temel.'' İstiyrum oni''

Neyse,bizim Temellerin hepsi inatçıdır. Bilirsiniz.

Götürmüşler tapu satanlara.Temelin yanındaki arkadaşı utana sıkıla ''benim arkadaş cehennemin tapusunu istiyor,verebilirmisiniz'' demiş.Oradakiler hem şaşırmışlar hem de gülmüşler bu duruma.Ne yaptılarsa da döndürememişler bizim Temeli fikrinden.O kadar ilgi çekmiş ki bu durum.Papanın kulağına
kadar gitmiş.

Papa ,Temelle görüşmek istemiş.''Kim bu aptal'' diye.

''Oğlum'' demiş şefkatle.''Yapma'' demiş.''Cennet dururken cehennem senin neyine''

Temel inadından yine de vazgeçmemiş.Papayla uzun uzun bir pazarlıktan sonra cehennemin tamamını
10.000 dolara almış.Koymuş tapuyu cebine.Çıkmış yüz binlerce ahalinin karşısına.Kuyruk olmuş insanlara;
''Dağulabilirsinuz.Size iyuluk yaptum.Cehennemin tamaminun tapusuni ben aldum.Hepinuz cennetliksinuz.
Cehennem diye bir şey kalmadi''demiş.

Bakmışlar Temelin elindeki tapuya Papanın verdiği bizzat imzaladığı tapu.

Sevinip dağılmışlar tabii ahali de.Temele dualar ederek.

''Şimdi ne mi oldu''? Papa Temelden cehennemin tapusunu geri alabilmek için en son pazarlıkta 100 milyon dolardaydılar.Hala pazarlık sürüyor benim bildiğim.

İster inanın ister inanmayın.

Sevgi ve selamlarımla.


Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş, @ahmetbektas
17.6.2014 13:21:42
http://www.sonsuz.us/hiper_kup
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.