- 794 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
YEŞİL BİR ÖYKÜ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
"Yarı kurak bir coğrafya kalbim.
Yağmurumu çorak bir toprakta kaybettim."Uzun kış gecelerini anımsadım nedense, saçlarımı savuran bu yaz gecesinde.
Nedendir bilmiyorum kavurmaya başlayan Ege sıcağında üşümek hissi bedenimde. Deniz suyuyla ıslanan saçlarımda deniz diplerinde yeşeren yosunların kokusu var. Yeniden doğmak dedikleri o diriliş hikayesini anlatıyorlar bana.
Her zamanki gibi, dediklerini usul usul dinliyorum.
Bir bilseniz ne hikayeler duyuyorum. Deniz analarının, köpek balıklarının ve ilginçtir ki en küçük bir deniz canlısının bile atan bir kalbi var sanki. Severek okuduğum Sait Faik öykülerinde haksızlığa uğramış adamın o can sızlatan bakışlarını hatırladıkça hayata dair o iç burkan ayrıntıların gün yüzüne çıktığını fark ediyorum. Dünyaları bir toz bulutuna dönüştürüyoruz bazen, bazen de küçük korunaklarımızda dünyalar büyütüyoruz.
En çok bu yönünü seviyorum ayrıntıların.
Bir tebessüm yakalıyorum yüzünde beliren çizgilere hayat vermeyi başaran seksenlik bir çınardan. Bir çocuğun henüz tertemiz gözlerinde bulduğum yaşama telaşını katıyorum bedenime.
Günlerdir süren ilaç tedavilerinin, yabancı isimlerle söz varlığımı bulandıran ilaç isimlerinin, ve korkuluk gibi karşıma çıkıp duran ismi belirsiz - ya da belli ama telafuzu güç- makinelerin boşluğunu dinliyorum bazen.
Sessizlik de korkutur...
Öyle sinerki insan boşluğuna. Bazen sakinlik de cisimleşir ve bir öteki varmış gibi sohbete kuruluruz.
Uzunca düşünecek zamanım oldu, bolca okuyacak kitabım, dinleyecek kulaklar oldu çevremde, gülünesi insanlar, ağlanacak haller gördüm.
Her şey öyle güzel kurgulanmıştı ki!
Şairliğini seviyorum en çok da hayatın.
üslubunu bozmayan mert yüreğini.
Farklı bir rüzgar saçlarımda bugün kişiliğe bürünmüş esmer bir adama dönüştü gökyüzü. Deniz kokusu bir karanlık, yosun yeşili bir hikaye benimki.
Eskisi kadar bağırarak türkümü söyletmiyorlar bana. Dinlediğim Anadolu’nun topraklarında yükselen bir bozlaktan vuruyor kalbime. "Karadeniz"imde diniyorum.
Yeşil bir hikaye benimki.
En çok da bunun için seviyorum yosun yeşilini.
Kendime kızıyorum defalarca. Yarım bıraktığım defterlerime dönüyorum gün doğduğunda ve batınca kızıla dönüşen hırçın bir kız oluveriyorum.
Seviyorum denizleri, dünya su’dan ibaret çünkü.
Hayat veren de o,kimi zaman hayatını alan da.
Halikarnas Balıkçısı’nın sesi kulaklarımda ve bugün Haritada Bir Nokta hikayesinde dediği gibi Sait’in;
"Yazmasam deli olacaktım."sanki.
Farklı bir dinginliği var rüzgarın. Herkes telaşında yaşamak dedikleri bu koşuşturmanın.
Bütün sihrim sevgim;
"Rüyamda ellerimden tutan o küçük canlıya gitsin sözcüklerim. Gerçekte sahip olamadığımız bütün güzellikleri gösteren o yüce güce teşekkürlerim, minnetim. Kısa öykülerimde asla tamamlanmayan sonlarıma gitsin... Hiç doğmamış kızıma...asla bırakmayan ve ne olursa olsun yaşama..."
2014-nk
YORUMLAR
Acıyı anlamak için,acı mı çekmek lazım?Acımak mı lazım?Kes sesini!
Duymak istemiyorum anlamsız seslenişlerini.Bırak artık,lüzumu yok.Ben acı çekmek istiyorum,neden mi?Seni,sensizliği anlamak için.Ama asla olgunlaşmak için değil.Siz demiyor muydunuz altı saniye?Zevkin doruğuna çıkmak ve başaşağıya dönüp dönüp bakmak.Kim bilir biraz açı çekmek,biraz yalnız kalmak belkide Sait Faik’i de anlamama yardımcı olur?
Ne yapmak lazımdı?Asla acı çekmeden yürünmüyor.Bir kez daha istiyorum bir kez daha...Nefretin acısını,iyiliğin sancısını yoğurdum da hamur yaptım.Bir kartopu gibi, al ki elinle sımsıkı sarıl.Ne garip değil mi?Birinin yokluğu diğerinin varlığının anlamsızlaştığını nasılda hissettiriyor.Ey yaşanması zor hayat!Acıyıda,tatlıyıda koy cebine,iyilikle kötülüğü at kefene.Ölüm tantanası geldiğinde; ne cebinde beş kuruş,ne kefende tek kuruş.
Güzel, Hoş Duygular.Kutlarım
Saygılar, Sevgiler