KAPILAR
Uzun yolları adımlamanın sonunda varılan, demir kilitli tahtadan geçitler. Kimi zaman insan, demir kilitli kapıdan, zamanı gelmeden geçmek ister. Oysaki bilmez daha öncesinde kendisi için hazırlanan planların olduğunu. O demir kilitleri olan, kahverengi boyalı, tahta kapıya yaklaşmanın bu kadar kolay olmayacağını düşünemez. Uzatır zamanın harmanladığı aklını, rüzgarın aşındırdığı ellerini kapının demir kilidine. Açmayı dener odasının kapısı gibi bir çırpıda. Kapının arkasında o güne kadar hayal etmediği şeyleri bulacakmış gibi. Bulup avucunun içine alacakmış gibi. Birden aklı başına gelir. Ellerine bakar, hemen bahar kokan beyaz havluya sarılır. Ellerini aynı ömrün yaptığı gibi törpülemeye çalışır, sanki ömrün yaptığına benzeyecekmiş gibi. Yapamadığını anlayınca ceketinin iç cebindeki kaleme sarılır bu sefer. Aynanın karşısına geçer ve yüzünü çizmeye başlar aynı zamanın yaptığı gibi. Sanki zamanın yaptığı o şaheser tabloya benzeyecekmiş gibi. Bu kez de olmadığını anlar, yinede bir şans diler kendine. Uzatır başını, yanaklarını okşayan saçlarıyla birlikte. Gözlerini kahverengi tahta kapını deliğine iliştirir. Bakar kapının arkasında ne var ne yok diye. Acaba aradığı şey o kapının arkasında mı yoksa başka yerde mi diye? Ne kadar uzatsa da başını ne kadar iliştirse de gözünü kapının deliğine göremez almak istediğini. Çünkü acele ediyor. O hedefe ulaşmak için çabalamayı değil kolay yolu seçiyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.