HESAPLAŞMA
Bakma bana öyle! ALLAH kahretsin bakma dedim! Çok eğleniyorsun öyle değil mi? Çaresiz, aptal, zavallı biriyim senin için! Hepiniz öylesiniz. Hayatımdaki herkes yani sizler, çıkarcı, ikiyüzlü, vicdansız insanlarsınız. Ailem bile! Menfaat düşkünü yaratıklar. Ne var baba? Biliyorum başarısız budalanın tekiyim, tekrar etmene gerek yok! Çocukluğumdan beri bana söylediğin ’Senden bir bok olmaz!’ cümleni benimseyerek büyüdüm! Ve sen haklı çıktın, benden bir bok olmadı! Tamam tamam, yine başlama gece yarısı çekilmiyorsun. Artık saygı filan kalmadı hiç birinize saygı duymuyorum. Çünkü hiç biriniz bana saygı duymuyorsunuz! Evet Fuat bey size de. Size de saygı duymuyorum bundan böyle, patronum olmanızın bir önemi yok artık benim için. Zaten artık patronumda değilsiniz unuttunuz mu; beni işten kovmuştunuz? Doğru söylüyorsunuz, hak etmiştim! Size bir şey soracağım, hayatınız boyunca bir kere bile karşınızdaki kişinin yani çalışanınızın haklı olmuş olabileceğini hiç düşündünüz mü? Hayır mı? Peki devamlı her konuda sizin haklı oluşunuz ne kadar mantıklı ve sahici? Yani siz dört dörtlük birisiniz demek oluyor bu. Hatasız, yanlışsız. Efendim? O yüzden bu seviyedesiniz, dört dörtlük olduğunuz için. Anladım. O zaman bende sizi mükemmel kişiliğiniz ve başarı dolu hayatınızla baş başa bırakıyorum. Ego denizinde boğularak can vermenizi diliyorum. Orası neresi mi? Bir tatil beldesi evet. Gerçekten de dört dörtlük bir iş adamısınız, genel kültürünüze hayranım. Zaten bu yüzden sizin yanınızda çalışmayı hak etmiyorum, evet. Bir sen eksiktin ne istiyorsun? Benim senin gibi bir arkadaşım yok. Bir daha karşıma çıkmazsan sevinirim. Kovulmamda senin de parmağın var biliyorum. Benim gitmem senin işine yaradı, itiraf et. Şu an yüzündeki gizli sevinci o kadar açık görebiliyorum ki. Duygularını iyi saklayamayan zavallı bir yalancının tekisin. Düşmanın bile akıllısını ve seviyelisini seviyorum. Biliyor musun? Ona seviyeli denmez mi? Ne denirmiş? Düşmanın akıllısını ve karakterlisini diyeceğim, öyle mi? Karakterli insan dan düşman olmaz bir kere oğlum. Karakterli insan arkadaşının başarısını kıskanmaz, çünkü kendine güvenir kendi başarısını bilir. Karakterli insan arkadaşını yerinden etmez, ekmek parasından etmez. Çünkü bilir ekmek parası kazanmanın kutsallığını ne kadar zor bir mücadele olduğunu. Karakterli insandan düşman olmaz tam tersi karakter sahibi insanın bir sürü düşmanı olur anladın mı beni? Şimdi defol git karşımdan, yüzünü görmek istemediğim insanlardan birisin sen de artık. Abla. Sende beni hor görüyorsun biliyorum. Senin gibi kariyer sahibi olamadım. Kocanla birlikte hep beni hakir gördünüz. Şimdi kovuldum ve haftalardır evde işsiz güçsüz oturuyorum. Ev sahibim kirasını alamadığı için beni evden çıkaracak. Suyum kesildi, elektrik de yakında kesilir. Sevgilim beni terk etti. Öyle söyleme, hayır! Gül öyle bir kız değil! Beni terk etmesinin tek suçlusu o değil! Son günlerde ona kötü davranmaya başlamıştım, bütün sinirimi istemeden ondan alıyordum. Doğru söylüyorsun hemen bırakıp gitmemesi gerekirdi. Ama sakın bir daha öyle deme! Gül, beni kullanıp işi bitince giden sürtüğün biri değil. Evet hala onu seviyorum! Sende kocanı seviyorsun. Onun için sende benim sevgime saygı duy. Ne? Sizin ilişkiniz uzun yıllardır saygı, sevgi ve sadakatle sürüyor. Ne güzel, nazar değmesin! Söylemene gerek yok yıllardan beri evliliğinle, işinle, çocuklarınla bile hava atan bir insansın sen. Hem de kendi öz kardeşine. Mahkeme de değilsin kendine gel. Beni mahkemede karşında duran suçlularla karıştırma. Kardeşinim ben senin kardeşin. Şu yıllarca bir baltaya sap olamayacağından korktuğun kardeşin, sonunda bir iş sahibi olan ama işini küçümsediğin kardeşin. O çocuklara acıyorum. Evet yeğenlerime. Senin gibi vicdan yoksunu bir annenin ellerinde robot gibi yetişiyorlar. Yarış atı gibi. Hala sınavlara hazırlanıyorlar mı? Sormam kabahat, çocukların hayatı derslerle geçiyor. Çalışmasınlar da benim gibi olsunlar! Ben üniversite mezunuyum abla, hatırlatırım. İki yıllık, evet! İki yıllık olmasını mı beğenmiyorsun? Bir de işsiz kalışımı. Doğru sen de haklısın. Hakim bir kadın, kocası başhekim bir doktor. Zaten sizi anca Oxford Üniversitesi keser. Yazık çocuklarınıza onları hayattan bezdiriyorsunuz. Tamam abla konuşmayalım olur, ben de sana kırgınım bilmeni isterim. İşte hep böyle soğuk konuşmalar, mesafeli yaklaşımlar, aşağılayan bakışlar. Hiç abla, kardeş gibi olamadık ki seninle. Gitmiş. Gidersen git. Anne! Bakma bana öyle, kızın haksız! Offf! O benim ablam olduğu için beni ezmeye hakkı yok! Neden hep onu haklı buluyorsun? Bugünlerde bile mi onu savunuyorsun? Hayatında zor bir döneme giren, mağdur olan benim! Maddi değil manevi olarak arkamda durmanızı istiyorum! Lanet olsun kötü bir şey mi istiyorum sizden! Ama yine onu haklı buluyorsun! Saygının yaşla ilgisi yok anne! Saygı karşılıklı olması gereken bir davranış şeklidir. Ablan haklı ablan haklı! Ne verdiniz de ne bekliyorsunuz? Ablam burslarla okudu! İyi bravo ona! Ben bu kadar okuyabildim anladın mı beni? Beni artık başkalarının çocuklarıyla kıyaslamaktan vazgeç! Ben artık otuz iki yaşındayım! Çocuk değil! Kıyaslama beni onlarla! Kapa artık çeneni! Evet sana da saygısızlık yapıyorum, kızının da, kocanın da, kendini beğenmiş damadının da canı cehenneme! Defol git evimden! Tamam cenazene de gelmem! Geleceğimi de zannetmiyorum. Adaletsiz ihtiyar ne olacak. Sanki ben onun üvey evladıyım. Hep kızını korur. Ne yaptıysam da yaranamadım hiç birinize. Gül! Ne işin var burada? Sensiz ne hale geldiğimi görmeye mi geldin? Eğer aşkından süründüğümü görmeye geldiysen hayal kırıklığına uğrarsın söyleyeyim. Çünkü beni terk edişin umurumda bile değil. Evet aşıktım sana. Benim sana olan aşkımı sorgulamaya hakkın yok. Beni sen yargılayamazsın. Sanık sandalyesinde oturan sensin, ben mağdurum. Hala kendini haklı görmen beni şaşırtıyor, öyle çok kızıyorum ki bu hallerine. Çok bilmiş, devamlı ajitasyon yapan, gözyaşını silah olarak kullanan zavallı bir kadın. Bağırma bana. Ağla ağla. Ağlamak ne kadar kolay sizler için. Her birinizin içinde başarılı bir oyuncu var. Durduk yere bu kadar kolay inandırıcı ağlayabilmek gerçekten de yetenek. Sen gerçekten ağlıyorsun. Tabi tabi, inanayım mı buna? Siz kadınların gözyaşlarınızın ardına saklanması beni sizin adınıza utandırıyor. Kadın daha güçlü olmalı oysa. İlk tanıştığımızdaki o güçlü kadının her kavga da ağlayan bir kız çocuğuna dönüşmesi çok itici. Bağırma bana! Git şu sümüklü yüzünü yıka da gel karşıma! Hayvan herifin tekiyim öyle mi? Eskiden öyle demiyordun ama. Böyle insanları sevmiyorum. Güzel zamanlarında, severken mükemmel gördüğün insanı işin bitince, ayrılınca yerden yere vurmak da ne demek oluyor? Ben seninle birlikteyken de ağlamalarından şikayetçiydim! Sana hoşlanmadığım şeyleri açıkça söylüyordum! Senden ayrılınca... Tamam sen benden ayrılınca! Ben seni hiç kötülemedim! Kendime bile! Çünkü ben gerçekten seni seviyordum, anlıyor musun beni? Evet, sen beni gerçekten sevmedin. Sen yapmış olduğun hareketlerle benim böyle düşünmeme neden oluyorsun. Anladım. Hakaretlerin bittiyse artık gidebilirsin. Güle güle. Ama sana ‘ağlaya ağlaya’ demem daha doğru olacak. Biliyorum aşağılık herifin tekiyim. Günlerdir bunu söylüyorsun alıştım artık. Tamam, tamam. Sende git. Hepiniz gidin. Niye geldiniz ki gece vakti evime? Hiç birinizin yüzünü görmek istemiyorum! Tanrım! Bakma bana, ne bakıyorsun? Sen bu hayatta hiç bir şey başaramayan beceriksiz herifin birisin! Ailen seni sevmiyor! Bakma bana! Ne o gülüyor musun? Dalga geçme benimle! Seni yakalarsam fena yaparım! Gülme bana! Nefret ediyorum senden! Nefret ediyorum hepinizden! Bakma dedim bana! Geberin! Nefret ediyorum şu aynalardan! Görmek istemiyorum kendimi! Hiç birinizin yüzünü görmek istemiyorum! Hep sen getiriyorsun onları bu eve! Seni paramparça edeceğim! Seni yok ettikten sonra onları da geberteceğim! Nerede o sopa? Hahh buldum! Bu evde ayna görmek istemiyorum! Kimsenin yüzünü görmek istemiyorum! Kendimi bile! (Şangırrr!)
Ö.E
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.