"Barış, Barış, Barış İllede BARIŞ....! "
Bu Yazımı Yüreği Barış Atan Her Bir Yüreğe Atfediyorum....!!!
" Barış tacı, saltanat tacıyla kıyaslanmayacak kadar güzel ve değerlidir. "EPİKURE"
Kardeşler, barış içinde ancak
derin derin soluk alır evren.
Tüm evren,
taşıyarak tüm düşlerini.
Kardeşler, uzatın ellerinizi.
Barış budur işte.
Yannis Ritsos
Enkaz yığınları arasında gözlerim seni arar,
Sürgün yemiş bir yürek diliyle nerdesin?
Karanlık sayfalardan, öte, ırak yoldan geliyorum,
Yangınlardan, soykırımlardan, Olağan-üstü akşamlardan,
Nedensiz ölüm tarlalarından yorgunum;
Mayınlı geçitlerin tutulan ölüm nefesleri ensemde
An be an….
Geliyorum nefes nesefe
Geç kalınmışlığıma ağıtlar yakarak…
Barıştır adım ürkmeyin benden!...
Yüreği barış atmalı bütün bir alemin ve barış diye çığlıklar yeri göğü çınlatmalı. Hümanist bir kavgaya dönüşmeli barışın mavi rengi... Bir sevda yangını gibi yanmalı bütün bir yer küre, ve bu yangınlarda milyonlar, milyarlar doğmalı, kendi küllerinden birer anka olmalı her bir yanış… sonra sonra adı barış olunca tek yürek olmalı bütün dillerde çoğul ekleri!.
Barışı istemek, barışa dair söylemleri her ulusa ve dünya insanları için dillendirmek, umut etmek ben insanım diyen herkesin dualarında olması gereken bir görev olduğu gibi, barışın kendisinin de olması bir ütopya değildir ve olmamalı da. Ancak bakıldığında genel anlamda, görünen ve yaşınılan manzaraların pek te iç acıcı olduğunu söylemek maalesef güç. Özellikle son 20 yıldır özelde Orta doğuda, genelde dünyada savaşlar,yıkımlar,sürgünler, nedensiz kıyımlar hiç durmadan sürdü ve bir şekilde hala sürmekte..
Ne yazıktır ki, ”emperyalist ve sömürgeci mantık” sadizmin en vahşi yüzüyle gezegenimizi ve özellikle de Orta doğuda savaşların hiç durmaması için hala var güçleriyle caba sarf etmekteler. Sonuç itibariyle kan, gözyaşı, toplu ölümler, çocukların kadınların vahşice ölümleri, kaos ve toplumsal felaketler Orta doğuya hakim olmuş durumda. Kazanımlarını "amaç ne olursa olsun, kim kime yaparsa yapsın, kimden, nasıl ne şekilde gelirse gelsin " savaşlarda görenler yarınlarda tarihin lanetiyle karşı karşıya kalacaklardır.”bu iyi biline” Bizler insan olarak yaşadığımız gezegene,”Ortadoğu’ya ülkemize” barışın hakim olması için var gücümüzle mücadele etmeliyiz diye düşünüyorum.
Aynı zamanda şuan devletin ve hükümetin Öcalan’la yapılan müzakelerle beraber sürdürdüğü barış sürecine her barış yanlışı savaş karşıtı hümanist yürekli insanların destek çıkması gerektiğini düşünüyorum. En önemlisi Abdullah Öcalan’ın son süreçle ilgili çözümlemelerinin bertaraf edilmemesi adına tarafların kafa yorması gerektiğini düşünüyorum.! Bilhassa Lice Katliamı ile başlayan ve "tesvip edilmemesi gereken" Bayrak olayı ile süren Bu gerginlik asla barışa hizmet etmez, bilakis, savaş ve koasa hizmet eder.! Toplumsal bir sağduyu barış sürecinin işlevi için bir an önce gereklidir, elzemdir.! Taraflar barışa katkı sunmak istiyorlarsa, kullanacakları dilinde barışa hizmet edecek mahiyette kullanmaları gerekmez mi?
Düşünsenize son iki yıla yakındır en azından acı dolu ölüm haberlerini gözyaşları ile "çok duymadık" duymamaktayız. Ve artık analar ağlamasın.!
Kürdü ile Türkü ile Çerkezi ile Arabı ile her şekilde barış türküleri aynı yürek dili ile söylemek ne hoş bir fotoğraf olur değilmi?
Tabiki süreç Devam etmekte. Mühim olan sürecin diğer ayaklarının da yasal zeminde yer bulmasıdır. Bilhassa tutsak olan siyasetçilerin özgürlüklerine kavuşturulması Ana dilde"Kürtçe" eğitim özlük hakları, kişi hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi, Kürtlere yapılan asimilasyonun tam olarak ortadan kaldırılması, gibi Kürtlere verilecek temel hakların anayasal teminatla sonuçlandırılması beklenmekte. Dileğimiz odur ki buda kısa bir zaman biriminde gerçekleşir.. Ki, bunların gerçekleşmesi barışın tesisi adına gereklidir.!
Değerli okurlar; Barış tıpkı demokrasi gibidir. Tek sözcükte büyük bir derinlik vardır. Barış sadece sıcak çatışmanın olmaması mıdır? Kuşkusuz değil. Barış yaşamın her alanında ölümsüz olmalıdır.
Barışın ölümsüzlüğü, geleceğin güvenceye bağlanmasıdır. Bu nedenle her zaman, her koşul altında BARIŞ.... İLLE DE BARIŞ demenin ve o yolda mücadele etmenin dışında seçeneğimiz olmamalı daha doğrusu yoktur.
Oysa Barış, insanın insan gibi yaşamasının vazgeçilmezidir. Yüreğinde insan sevgisi olan herkesin barış mücadelesine omuz vermesi aktif katkı koyması, barış savaşımının daha ileri noktasına taşınmasını sağlayacaktır. Dünya iki büyük dünya savaşı yaşadı. Savaşın bedelinin ne denli ağır olduğu görüldü. Onun dışında Irak’ta, Süriye’de, Filistin’de, Afganistan’da emperyalist güçlerin çocuk, kadın, genç yaşlı demeden insanları nasıl bir zulümle katlettiklerini gördük.
Bununla beraber içinde bulunduğumuz coğrafya "Mezopotamya" ve Ülkemiz başta olmak üzere daha bir çok yerde halen aynı kaos, gözyaşı, kan ve şiddet ortamı devam etmekte… Bugün itibarı ile barışa susamış iki halk olan Kürtler ve Türkler içinde barışın önemi kelimelere sığmayacak ölçekte özel bir yer tutmakta. Ülkemizin en önemli sorunu olan Kürt sorununun barışçıl yollarla çözümü Kürt ve Türk annelerinin artık gözyaşı dökmemeleri adına, etkili, yetkili, siyasetçisi, aydını, yazarı, çizeri her bireyin, elini gövdesini taşın altına koyma zorunluluğu ve sorumluğu gereklidir. Umarız ve dileriz ki, Kürt sorununun çözümü konusunda bir ilerleme, sağlıklı adımlar atılır ve istenen dilenen bir yürek barışı sağlanır...Bir daha anneler ağlamasın adına geç kalınmaz!...
Değişen koşullarda yeni dünya savaşı olasılıklarının yanında, yöresel savaşlar devam ediyor. Halbuki dünya genelinde savaşlara karşı olmak yetmiyor, savaşların her türlüsüne Şiddetin her türlüsüne şiddetle karşı çıkmak gerekir. Barış mücadelesi, hem barışın elde edilmesi hem de korunması için yaşamımızın parçası olmalıdır.
Büyük bir şairin dediği gibi; " Barış mücadelesi herkesin görevidir. Barış mücadelesini salt birilerinin görevi görmek yanlışların en büyüğüdür. Herkesin barış uğrundaki mücadelede rolü vardır. Ben bir şairim ve bu mücadelede şairin ne yapması gerektiğini daha iyi anlatabilirim. Şuna inanıyorum ki, onların sorumluluğu, mühendislerin, teknisyenlerin sorumluluğundan bir damla olsun az değildir. Bilakis daha da büyüktür. Bir mühendis bir köprü inşa ederse, onun sorumluluğu o köprünün yıkılmamasıdır.
Fakat köprü yıkılırsa, felaket bir derece mahduttur, eninde sonunda köprü yeniden inşa edilecektir. Fakat şair, ruhun mühendisidir. Onun sesi, milyonlarca insana, onların ruhuna, kalplerine hitap etmektedir. Kelimenin bu muazzam gücü, her şairi gururlandırmalı, onu sorumluluk bilincine kavuşturmalıdır"
Kısaca Savaşın iyisi, barışın kötüsü olmaz.
BARIŞIN HAKİM OLDUĞU BİR DÜNYA TEMENNİSİ İLE…
Güvercinin barışı mıdır barış?
Leopar mı sürdürür savaşı?
Niçin öğretir öğretmen
ölümün coğrafyasını?
Okula geç gelen kırlangıçlara
ne olur acaba?
Doğru mudur gökyüzü boyunca
berrak mektuplar taşıdıkları?
Pablo Neruda
Eski bir sevdadan kurtulmuşum;
Artık butun kadınlar güzel;
Gömleğim yeni,
Yıkanmışım,
Tıraş olmuşum;
Sulh olmuş.
Bahar gelmiş.
Güneş açmış.
Sokağa çıkmışım, insanlar rahat;
Ben de rahatım.
Orhan Veli Kanık
Soğuk harp bitti
Sıcak savaşlar başladı
Memleketim de bir içsavaş halinde
Memleketim bir içkanamada
Mezralar yanıyor
Köyler yanıyor
İçim yanıyor
Çocuklar ağlıyor
Analar ağlıyor
Anamız ağlıyor
İçerde onbin aç
Dışarda yüzbinlerce çıplak
Can Yücel
Barış
Koydular ismini,
Barışık bir dünyaydı
Düşledikleri.
Barışsever büyüttüler
Ve yine
Barış için yapılan
Savaşta yitirdiler…
GÜLSEREN ONAY
ve Ahmet Arif, son noktayı koyar gibi özlemini anlatır, halkların kardeşliğine ve bir türlü gel(e)meyen barışına olan çığlığını…
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına...
**
“Muhammed İsa aşkına”
Bîkes, yatalak bir dünyalıyım sahip çık ey dünyalı, adım barıştır.
Yoldaşınız, dindaşınız ve soydaşınızım…
Yüreğinize sorun beni, derinliklerine kök salmış bir sevda çığlığıyım.
Kur-an, Tevrat, Zebur, İncil aşkına
Kovun savaşları yüreğinizden, ey insanlık!…
Kovun savaşları dünyanızdan ne olur…
Bana da yer verin barıştır adım…
Sevgi ve Barışla kalınız
Dündar Sansur…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.