3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1269
Okunma
Türkiye’nin dört bir yanı ateş çemberinde…
En uzun sınırdaşımız olan Suriye’de yıllardır katliam, yıkım ve tecavüz yaşanıyor, defalarca kıvılcım bize sıçratılmaya çalışıldı.
İçeride ise karakollar basıldı, taburlarımızla alenen savaşa tutuşanlar oldu, bayrağımıza tecavüzler oldu, olmaya da devam ediyor.
Şimdi de yıllardır kırmızı çizgiler çizerek toprak bütünlüğünü savunduğumuz Irak’ta yeni senaryolar oynanıyor. Türkiyeyi temsil eden makamlar basılıyor, tek güvenceleri önce Allah sonra Türkiye olan insanlar rehin alınıyor, kardeşlerimiz katlediliyor, çocuklar doğranıyor, şehirler işgal ediliyor, ne kadar çirkinlik varsa işleniyor.
Üç buçuk kişinin kurup yönettiği terör örgütleri adeta Türkiye ile dalga geçiyor.
İktidarı elinde bulunduranlar ise sık sık, söyledikleri gibi yine “Kimse Türkiye’nin gücünü test etmeye kalkışmasın!” cümlesini teleffuz etmekten öte pek bir şey yapmıyorlar.
Ey yetkililer, sizi defalarca test ettiler de siz farkında değilsiniz, ya da böyle hayati konularda şaka yapmakla meşgulsünüz!
Türkiye’nin demokratik hayata geçmesinin üzerinden 64 yıl geçmiş. Bu sürenin yüzde 19’u olan 12 yılı sizin iktidarınızla geçti. Hemde yüzde 60-70 parlemanto çoğunluğu ile.
Bu süre içinde az mı test edildiniz?
Mesela, askerlerimizin başına çuval geçirerek gücümüzü test etmediler mi? Nasıl bir karşılık verdiniz? Ege adalarımızdan kaç tanesini işgal ettiler? Nasıl cevap verdiniz, işgali kaldırabildiniz mi? Bu test değil miydi? Burnumuzun dibinde gerçek füzelerle güya askeri tatbikat yaptılar, biz ancak Rusya’nın açıklaması ile öğrenebildik. Bu bizi test değil miydi? Deniz üslerimize saldırdılar, askerlerimiz şehit edildi. Bu bir test değil miydi? Uluslar arası sularda gemimizi basarak kardeşlerimizi şehit ettiler, bu bir test değil miydi? Karakollarımızı basarak onlarca askerimizi şehit ettiler. Bu bir test değil miydi? Bizi aldatarak sivil vatandaşlarımızı bombalattırdılar, bu bir test değil miydi? Kendi topraklarımızda taburlarımıza saldırdılar, hem de kısa aralıklarla, defalarca! Bunlar gücümüzü test etmek değil miydi? Libya’nın Libyalılara ait olduğunun tespit ve tescili için askeri birlikler sevkettik. Bu ifadeler de bizzat sayın Başbakan’a ait değil miydi? Peki Fransızlar, İngilizler Libya petrollerinin üzerine yatmadı mı? Bu bir test değil miydi? Askerlerimize kumpas kurulması, gerek personel ve gerekse tesis olarak isthbarat gücünün zedelenmesi, uyduruk belgelerle yapılan yargılamalar, gücümüzü test etmek değil miydi? Sonunda askerimizin çekilmesi ile neticelenecek olan acayip karayip Annan Planı’nı Kıbrıs’ta kardeşlerimize sorgusuz sualsiz kabul ettirmeniz gücümüzü test etmek değil miydi? Sınır ötesi, hatta berisi askeri istihbaratı potansiyel düşmana terk etmeniz, gücümüzün testi anlmına gelmiyor muydu? Düşürülen uçaklarımız, tahrip edilen kentlerimiz, öldürülen sivil vatandaşlarımız, gücümüzü test etmek maksadiyle değil miydi? Güpegündüz askeri sahadaki bayrağımızı gönderden indirerek gücümüzü test etmediler mi? Batıya yaranamayan, doğudaki dostlarını da kaybeden Türkiye’nin, yapayalnız bırakılması bir güç testi değil midir?
Askeri güç dediğimiz zaman, kendi personeli, kendi imal ettiği silah ve teçhizatı kullanan, kendi istihbaratını kendisi yapan bir gücü kasdetmiyor muyuz? Peki 12 yıldır bu konuda hangi adımları attınız ey yetkililer?
Cevabınızı duyar gibiyiz:
-Atak Helikopterleri, Altay Tankları, F-35 Uçakları, füzeler…
Doğru söyleyin, bu sayılanların hayati parçaları dışarıdan mı geliyor, biz mi üretiyoruz?
Bu sayılanların elektronik aksamı ve şifreleri bizde mi, rakiplerimizde mi? Yoksa İsrail’in bilgisine sunulmuş mu? Savunma bakanınızın açıklamalarını buraya yazmak istemiyoruz. Siz biliyorsunuz!
-Efendim ASELSAN ve TÜBİTAK bu konular için çalışıyor, büyük mesafe kaydettik!
Bu sözler kısmen doğrudur. O fedakar insanlar ellerinden geleni büyük bir gayretle yapıyorlar. Her biri tebrike şayan çabaların içindeler. Lakin hiç biri hayati tehlikeden emin değiller. Büyük buluşlara imza atmaya hazırlanan ve kısa süre önce çeşitli usüller kullanılarak şehit edilmiş bulunan bir çok ilim adamımızın katillerini hala bulamamış olmanızı nasıl izah edeceksiniz? Bırakın katillerin bulunmasını, bu konu ile ilgili yıllardır yapılan yargılamaları hala sonuçlandıramadınız? Hala her duruşmada hakimleri ve savcıları değiştirmekle meşgulsünüz. Şu anda fedakarlıkla çalışan bu ilim ve teknik adamlarımızdan bu şartlarda büyük beklentiler içinde olmamız mümkün mü?
Ey yetkililer! Test üzerine test edildiniz! Hala kuru sıkı sözler savurarak bir yere varamazsınız. Unutmayınız, vatanımızı, milletimizi, değerlerimizi ve menfaatlerimizi koruma görevi sizde! Geçmişi kötüleyerek de başarısızlığı örtemezsiniz!
Diyeceksiniz ki, “efendim bunları söylemek kolay da, ne yapmamız gerektiğini açıklamıyorsunuz!”
Size eski bir dosyayı öneriyoruz. 1974 yılı Kıbrıs dosyasını!
Bir avuç Rum serserisinin, NATO’yu, ABD’yi, Avrupa’yı ve Yunanistan’ı arkalarına alarak Kıbrıs’ı ilhak etmeye kalkışmaları karşısında, ruh çekirdeğinde Milli Görüş olan bir hükümet, bütün olumsuz şartlar altında ne yapmıştı? Nasıl yapmıştı?
Rum serserilerine derslerini verirken, arkalarında bulunan saydığımız kaba güçleri, hangi siyasi atraksiyonlarla işin kenarına iterek operasyona karıştırmamayı nasıl başarmışlardı?
Oralarda bir yerlerde bu dosyayı bulabilirsiniz!
Alın okuyun!
GÜCÜMÜZÜN TESTİ
Bu kaçıncı rezalet olay,
Gücümüzün kaçıncı testi?
Gücüm olsa da neye yarar;
Parçalandıktan sonra testi!
Ekrem Şama
ekremsama@hotmail.com