- 615 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Eksik
Sitenin ilk zamanlarını yâd ettim. Eskiden tanışık olduğum kişilerin şiirlerini okudum, yazılarına göz attım. Her şey hızla değişiyor, tükeniyor işte…
Yeni ya da bizlerden sonra üye olanların çok fazla fark edemeyeceği bir ortam vardı buralarda. Ev gibi ya da ne bileyim toplanıp da oturulmuş bir masada çay içer gibiydik.
Herkesin şiir saati vardı ki bunun anlamı da başkaydı. İpek abla yeni günün ilk dakikalarında yayınlardı şiirini, her kelamı ayrı bir güzel olurdu lakin finallerine hep bambaşka bi sevda duyardım. Serin vardı, en son şiirini ikibinsekiz yılında eklemiş sonra o da terk edip gitmiş buraları.Lucifer… Hep bir başka sevmişimdir, küçük kardeş gibi… Mavi sevdalarım vardı, şiirler yazdığım, göğün yüreğinde şimşekler çaktıran. Bunlar sadece birkaç örnek, geçmişden hatıra.
Anlayacağınız samimi, sıcak bir ortam vardı her daim. İçtenlik hakimdi buralara. Bugün bakıyorum ben de eskisi gibi çok şey yazmasam da; canım çok acıdığında, içimde demlenen harflerin isyanı ile ayda yılda bi denk getirsem de birkaç dizeyi… Bir şeyler çıkıyor ortaya. Her gelişimde de acaba tanıdık var mı diye bakıyorum ve kimseyi göremiyorum.
Sessizce açıp girdiğim kapıdan, sessiz sedasız çığlıklar atıp gene sessiz sedasız kapatarak , çıkıp gidiyorum.
Bazen ilk şiirlerimi okuyorum, burada ekli olmayan daha eski şiirlerimi de okuduğum oluyor. Gülümsüyorum, saçma buluyorum, bunu hangi kafayla yazmışım diyorum. Son yazdıklarıma bakıyorum. Hep bir şey eksik geliyor, oldum olası beğenemiyorum kendi yazdıklarımı.
Fakat görüyorum ki aşama kaydetmişim. Bir sürü uğur böceğim var, bundan dolayı heralde fena yazmıyorum diyorum, yazabildiğim zamanlarda.
Sonra gene o bir sürü arkadaş dönemlerimizi hatırlıyorum.
İnsan hep özlüyor geçmişi. Zihnimde hep o sözüm.
Geçmiş yaradır. Kabuk bağlar, düşer ama izi kalır…
Ser’can SARACA __________ mavi’gölge
YORUMLAR
Hayat bu.
Bir nehir misali, durdurulamayan bir akış işte.
Bu gün buradasınız, yarın bir başka yerde.
Bu kış,
buranın sıcağında ısınırsınız,
gelecek yıl başka dostlukların esintisinde.
Ve,
geride bıraktığınız hoş zamanları hatırlar,
bir bukle tebessüm yakalarsınız.
Önemli olan,
bu kubbede hoş bir seda bırakabilmek değil midir?