4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3446
Okunma
Bırakın yaksınlar, bırakın geçsinler, bırakın başkalarının özgürlük alanına müdahale etsinler, bırakın yetimin öksüzün malı ile satın alınmış olan otobüsleri yaksınlar (bırakın Hükümet yetim öksüz edebiyatı yapsın), bırakın indirsinler dedelerinin göklere çıkardığı bayrağı, bırakın geçsinler… Bırakın onları devlet kursunlar! Bırakın devlet kurma ile işin bitmediğini görsünler! Bırakın özgürlük edebiyatı yapıp kaldırım taşı söksünler!..
Ne kadar şansız olduğunu düşünsün, Diyarbakır’ın salaş mekânlarında pilavüstü kuru yiyen genç özgürlüğün tadını çıkarsın! Zayıflığımızı, zaafımızı fark ederek klasik Kürt tepkisi (seni döverim arkan sağlam değilse, olmadı taş atarım sen aşağıda yürürken! Bizler böyleyiz.) versinler! Yeter ki açığını yakalasın, ezer geçer seni.
Bırakın Marksizm’in ‘bu’ olduğunu düşünsünler… Daha düne kadar gördüklerinde evlerinin kapanan insanlar şimdi taş fırlatsınlar (Bir Kürt olarak biliyorum, bu Kürt psikolojisidir)! Dediğimiz gibi bırakma zamanı. İsteyen istediği yere gidebilirdi. Taş, sopa ile ilkelliğini kanıtlamakta özgürdü.
Özgürlüğün ne olduğunu bilmeyen insanların eline ‘özgürlük’ü teslim edersen olacağı buydu. İlk önce özgürlüğün ne olduğunu öğretmeliydin insanlara. ‘’Evet, özgülük dükkânların camlarını kırmadan önce düşünmektir’’, ‘’Özgürlük Tanrı’nın armağanıdır, siyasetçinin değil. O sebepten şu an sana verilen özgürlük değil, zorbalıktır.’’, ‘’Özgürlük tüm dünyevi yaşamdan arınmış olarak, özgünce düşünmektir.’’, ‘’Özgürlük az konuşmak, çok düşünmek de olabilir.’’, ‘’Özgürlük hiçbir şeydir, insan değilsen.’’, ‘’Özgürlük dokuztaş oynamaktır da olabilir! Öyle bir zaman gelir ki dokuztaş bile oynayamazsın! Her şey geçmişte kalmıştır.’’
Hakkari’nin dağlarında asker ve PKK’lı tarafından tecavüze uğrayan çoban kızın hakkından, özgürlüğünden kim bahsetmiştir? Sen, evet sen! Sen sadece kan tavası sonucu öldürdüğü insanların üstünden özgürlük mücadelesi yaptığını dile getirmek için dağa çıkanların olduğunu söylüyorsun! Sen, evet sen! Sen sadece askerlerin köye inip evleri yaktığından bahsediyorsun! Ve bunu yaptıkları için dua ediyorsun askere.
Unutulmamalı ki bir noktadan sonra bazı haksızlıkları unutmak gerek. Unutmuyorsan bile unutmuş gibi yaparsın. Hiçbir toplum acılar yaşamdan sefa sürmemiştir. Ama Kürtler fazla cefa çekti, artık çekmemeli. ‘’Özgürlük’’ gibi serbest piyasa ekonomisinin uydurduğu içi boş bir kavram için ölmemeli. Bu ‘’özgürlük’’ bir yüz yıl daha tutsak olarak yaşamamıza yol açacaktır sanırım.
Özgürlüğün ne olduğunu sana öğretmeden seni hak ve sorumlulukların altına sokan düzene ne demeli? Seni cennet veya cehenneme atmak için ‘’İrade’’yi sana armağan eden Tanrı’nın gerçekte amacının ne olduğunu düşündün mü hiç? Hiç kimseye özgür bir iradeye sahip olduğun için boynuna madalya filan takılmıyor! Tanrı bile sana madalya vermeyecek! Belki cehennemine atacak seni sadece. Özgürlüğü sana veren ‘’Medeniyet’’ de sana madalya takmayacak, özgürlüğünle hazırladığın cehenneminin içine atacak seni.
Aklı yerinde olan insanların bile şimdi bu ne, dediğini biliyoruz. Irkçılıkla yoğrulmuş aşırı milliyetçi kesimin şu an neler düşündüğünü düşünmek istemiyorum. Vesselam.