- 1039 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
ŞABAN AYI VE BERAAT KANDİLİ
Üç aylar hakkında sayısız eserler yazılmış Makaleler kaleme alınmış ve yine üç aylar vaaz ve nasihatlere konu olmuştur. Devrimiz Mürşidi kâmillerden Seyyid Abdurrahman Mutlu Efendi hazretleri:” Söz tekrarı iki nedenle yapılır.” Derdi. 1-Muhatap söylenen sözü anlamadığında 2- Söylen şeyin çok önemli olduğu durumlarda Mesela Yüce Rabbimiz Kuranı keriminde bildirdiği üzere içkiyi hemen yasaklamamış önce
İkaz etmiş, İnanlara bu kötü alışkanlıklarından sıyrılabilmeleri için süre vermiş bir müddet sonra başka ayetlerde kesin olarak yasaklamıştır. Ve yine bu nedenlerle faziletli ameller birçok surede tekrar edilmiştir ki Müslümanlar önemini anlasınlar ona göre gereğini yapsınlar diye.
Aziz dostlarım kıymetli eserlerde bildirildiği üzere. Seçilmişin de seçilmişi vardır
Yani her şeyde sıradan olan vardır birde sıra dışı vardır Sıra dışını seçilmiş kabul edersek sıra dışının üstü ise seçilmişin seçilmişi oluyor demektir.
Kâinatın bircik sahibinin seçtiği ve beğendiği mutlak ve mutlak en güzelidir. İşte bunlardan bazı örnekler vererek konumuza devam edelim. Allâhü Zü’l-Celâl, her çeşit nesneden dört tanesini, onların içinden de birisini seçmiştir:
Meleklerinden; Cebrail, Mikâil, israfil ve Azrail -aleyhimüs-selâm-’i seçmiş, onlardan da Cebrail -aleyhisselâm-’ı,
Nebilerden; Hazret-i İbrahim, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i îsâ ve Hazret-i Muhammed -aleyhimüsselâm-’ı, onlardan da Mu-hammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i,
Sahabe -radıyallâhu anhüm-’den; Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali’yi -radıyallâhu anhüm-, onlardan da Ebû Bekir -radıyallâhu anh-’ı,
Mescidlerden; Mescidü’l-Harâm, Mescidü’l-Aksâ, Mesci-dü’l-Medîne ve Mescid-i Tûr-i Sînâ, onlardan da Mescidü’l- Ha-râm’ı (yani Kabe’yi),
Günlerden; Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Arefe günü, Aşure günü, onlardan da Arefe gününü seçmiştir.
Gecelerden; Beraat gecesi, Kadir gecesi, Cuma gecesi ve Bayram gecesi. Onlardan da Kadir gecesini seçmiştir.
Şehirlerden; Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere, Beyti’i-Makdîs ve Mesâcidi’l-Aşâir, sonra onlardan da Mekke-i Mükerremeyi seçmiştir.
Dağlardan; Uhud, Sînâ, Likam ve Lübnan dağlarını, bu dağlar arasından da, Tûr-i Sînâ’yı seçmiştir.
Nehirlerden; Ceyhun, Seyhûn, Fırat ve Nil nehrini, onlardan da Fırat’ı seçmiştir.
Aylardan; Receb, Şaban, Ramazan ve Muharremi, onlardan da Şaban’ı seçmiştir.
Görüldüğü gibi Mevzuumuza konu olan Şaban ayı fazileti yüksek olan aylardan biridir. Çünkü Recep ayı Allahın ayı Şaban ayı Rasullah efendimizin ayı Ramazan ayı ise ümmeti muhammedin ayıdır. Allah celle celaluhu Hazreti Muhammed Aleyhşselamı Kendine ( Habib) sevgili kıldığına göre o sevgililer sevgilisinin Kendine tahsis edilen ayı yaşantısı da faziletli olacaktır.
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-’ın rivayet etmiş olduğu bir hadiste Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Bu konuda şöyle buyurmuşlardır.
"Receb ayının diğer aylar üzerine fazîleti, Kur’ân-ı Kerimin diğer kitaplar’üzerine üstünlüğü gibidir. Şaban’ın diğer aylar üzerine üstünlüğü, benim diğer peygamberler üzerine fazlım gibidir. Ramazan’ın diğer aylar üzerine fazîleti, Allah Teâlâ’nın, yarattığı varlıklar üzerine fazlı gibidir."
Allahu azimüşşan Kuranı keriminde Yağmuru, Zeytini, Hazreti İsayı kabe-i Muazzamayı ve Beraat gecesini de mübarek olarak vasıflandırmıştır.
Aziz dostlarım Şaban ayının fazileti çoktur. Ve onun içinde Berat gecesi vardır. Bu gece sayısız müminin beratını aldığı gecedir inşallahu tala. Celâleynde Beraat gecesi Yani şaban ayının onbeşinci gecesi kasdedilerek.: O gece Kurân-ı Kerîm, Levh-i mahfûzdan, yedinci gökten, dünya göğüne inmiştir. denilmektedir. Yine Beydâvî ve Medârikgibi muteber eserlerde beyan edildiğine göre: Kurân o gece Levh-i mahfûzdan bir bütün hâlinde dünya semâsına, sonra oradan kısım kısım Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-e indirildi. O gecenin mübarek olması bundandır. Zîrâ Kurânın inmesi dinî ve dünyevî birçok faydalara sebeptir. Yahut bu mübâreklik, o gece meleklerin inmesinden, ilâhî rahmetin coşup taşmasından, duaların kabul ve icabet bulmasından, nimetlerin taksîm ve ilâhî kaza ve takdirlerin birbirinden ayrılmasındandır.
Kaza kader takdir dedik Konunun daha iyi anlaşılması için Sahabenin büyüklerinden
. İbni Abbâs Radyallahu anha nın sözlerini aktaralım: Büyük müffesir diyor ki: Cenâb-ı Hakkın bütün kazaları Şabanın nısf (yarı) gecesinde memur meleklere tesiîm edilir. Bazılarına göre, Beraat gecesinde emirler Levh-i mahfuzdan istinsahına başlanır, kâtipler bu geceden gelecek senedeki aynı geceye kadar olan vakaları yazar ve bu, Kadir gecesi bitirilir de rızıklara âit nüsha Mîkâil -aleyhisselâm-a, harplere, zel-zelere, saikalara, çöküntülere âit nüsha Cebrail -aleyhisselâm-a, ameller ile ilgili nüsha dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrafil -aleyhisselâm-a, musîbetlere âit nüsha da Azrail -aleyhisselâm-a tesiîm olunur.
Aziz dostlar kabenin kıble oluşu da Mübarek Şaban ayında gerçekleşmiştir. Şöyle ki namaz Müslümanlara miraçta farz kılınmış fakat kıble ise Kudüs deki mescidi aksa idi efendimiz Hz. Âdem atamızın, Hz. İbrahim ve İsmail aleyhi selamın yapımı için emek verdiği ve aynı zamanda Beytul mamurun yeryüzündeki örneği olan Kâbe-i muazzama
Müslümanlar için kıble olsun istiyordu Hicretten 18 ay sonra medinede seleme oğulları mahallesinde öğle namazının farzını kıldırıyordu ilk iki rekâtını tamamlamıştı ki ilahi emir geldi Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyordu (Ey Rasûlüm! Vahyin gelmesi için) yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu görüyoruz. Bunun için seni, râzı olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Şimdi, yü¬zünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Ey mü’¬minler! Siz de her nerede olursa¬nız, yüzünüzü namazlarda o mescit tarafına çevirin!” bakara suresi 144
Bu emir üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Namazı bozmadan ağır-ağır yönünü değiştirdi ve mübarek yü¬zünü Kâbe’ye doğru çevirdi. Müslümanlar da Efendi¬mizle (s.a.v.) birlikte o tarafa döndüler Böylece farzın son iki rekât da Mescid-i harama dönülerek kılındı. Bu mescidin adı ise mescidi kıbleteyn oldu (çifte kıbleli mescit ) Hicret’in 2. senesi / Milâdî 623 yılı
Efendimiz bu ayda o kadar çok ibadet ederdi ki Ayşe annemiz (r.a) buna şahit olmuş,
Bize şöyle anlatmıştır.
Şabanın onbeşinci gecesinde Nebiyy-i Zîşân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yanımdan ayrılıp gitmişti Ben, -sallâllâhu aleyhi ve sellem-in diğer hanımlarına gittiğini sandım. Kalktım, evde onu aramaya başladım. Ararken ellerim ayaklarına değdi. Secde hâlinde idi. Şu duayı okuyordu, hemen ezberledim: Yâ Rabbi!.. Sana kendimden geçerek secde ediyorum. Kalbim sana inandı. Nimetini ikrar, günahımı îtirâf ederim. Nefsime zulmettim, beni bağışla!.. Çünkü Senden başka günahları bağışlayan yoktur. Yâ Rabbi!.. Cezandan afvına, intikamından rahmetine, gadabından rızâna sığındım. Ve Senden Sana sığındım. Seni hakkı ile -Senin kendi nefsini sena ettiğin gibi- övmekten âcizim.İşte bu suretle salallahu aleyhi vesellem Efendimiz sabaha kadar ayakta ve oturarak ibâdet ve (duasına) devam etti. Mübarek ayaklan şişip ağrımıştı. Ben bir yandan ayaklarını ovuyor, bir yandan da şöyle diyordum: -Anam babam sana feda olsun! Allah Teâlâ senin geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret etmedi mi? Seni geçmişte ve gelecekte günah işlemekten muhafaza buyurmadı mı? Öyle değil mi? Öyle değil mi? Sallâllâhu aley hi ve sellem Efendimiz şöyle buyurdular: -Ya Âişe!.. Ben Rabbimin bunca nîmetine şükreden bir kul olmayayım mı? Hem sen bu gecede neler olduğunu biliyor musun? Dedi. Ben de: -Bu gecede ne var ki? Dedim. Şöyle buyurdular: «-Bu sene içinde doğacak ve ölecek olanlar bu gecede yazılırlar. Bu gecede canlıların azıkları tayın ve taksim olunur. Kulların amelleri yine bu gece Allaha yükseltilir..
Yine muteber kitaplarda şöyle bir kayıt bulunmaktadır:” Berâet gecesinde has, beş haslet vardır: 1- Her mühim iş o gece tefrîk edilir. 2- O geceki ibâdetin fazîleti büyüktür. 3- Rahmet-i ilâhiyye feyezan eder. 4- Mağfiret gecesidir. 5- O gece Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-e şefaat hakkının tamâmı verilmiştir. Çünkü Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Şabanın 13. gecesi ümmeti hakkında şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, 14. gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, 15. gecesi talep etmiş, bu gece şefaatin tamamı ihsan buyurulmuş. Bu şefaatten mahrum olanlar Allahtan, devenin ürküp kaçtığı gibi kaçanlardır. Âdât-ı ilahiyyedendir ki, bu gece Zemzem kuyusunun suyu artar.
Şaban ayı içerisinde bulunan Beraat gecesi Müminler için umumimi af niteliğini taşımaktadır Bu konuda
Ali bin Ebî Tâlib -kerremellâhu vecheh-den rivayet edilen hadîs-i şerîfte Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: Allah Teâlâ Hazretleri, Şabanın onbeşinci gecesi dünya semâsına nüzul eder, şunlardan maâdâ (haricinde) bütün müslüman-ların günahlarını afv eder: Müşrik veya münafık veya akrabası ile münâsebetini kesen veya zinâkâr kadın
Efendimiz Recep ayında oruç tutmuş ancak Şaban ayında daha çok tutmuştur. Hatta sahabe-i kiram efendimizin orucu hiç bırakmayacağı zannına kapılmıştır. Tabi ki farz olmaması için zaman, zaman ara vermiştir. Enes Radyallahu anh dan bize ulaşan rivayete göre ramazan ayından sonra en faziletli oruç hangisidir diye efendimize sorulduğunda efendimiz: Ramazan-ı şerifi tazim için, Şaban ayında tutulan orucudur.» buyurmuşlardır.
Ebu Bekir sıdık( r.a ) bu ayda her gün 100 rekât namaz kılarken bir gün kılamamış uyumuş O gece aksakallı bir muhterem rüyasına girer ve onu ikaz eder hemen kalkar namazını kılar. Ve rüyasını efendimize anlatır. Efendimiz müjdeyi verir ve derki: Bu namazı bir ay boyunca değil sadece bir gün kılan bile dünya ve ahrette başına gelecek musibetlerden kurtulur. İşte bu namazı beraat gecesinde 100 rekât olarak kılmak adet haline gelmiştir.
Muteber kaynaklarda bu konuya yer verilmekte ve denilmektedir ki:Şaban ayının onbeşinci gecesi yüz rekat namaz kılınır.. Her rekâtta Fâtihâ-i şerîfeden sonra, on İh-lâs-ı şerîf (Kulhüvallâhu ehad) okunarak kılınan bu namaza Salât-ı Hayr denir. Bu namazda pek ziyâde feyiz ve bereket vardır. Selef-i sâlihîyn bu namazı bir araya gelerek, cemâatle kılarlardı. Bu namazda pek çok fazîlet ve sevap vardır. Hasan-ı Basrî-rahimehullâh- Rasûlullâhın ashabından otuz kişi bana haber verdiler ki: «-Bir kimse, bu namazı, Beraat gecesinde kılmış olsa, Allah Teâlâ rahmet nazarı ile yetmiş defa bakar ki, her bir bakışta o kimsenin yetmiş ihtiyacını ona ihsan eder. Bunların en aşağısı, günahlarının bağışlamasıdır..
Bu ay efendimiz sallallahu tala aleyhi veselleme tahsis edildiğine göre ona diğer aylara nazaran daha çok salât ve salam ederek sevgisini kazanmalı ve şefaatine nail olmaya çalışmalıyız.
Yine bir müjde ile konuya son verelim. Şu dört hasleti kendilerine şiar edinenlerin kabir azı kaldırılır buyrulmakta. 1- Kuran okuyan.2- Yoksul ve yetimlere el uzatan yardım eden.3- Recep ve Şaban ayında birer gün dahi olsa oruç tutan 4- gece namaz kılan teveccüd namazı kaza namazı veya nafile namaz gibi ibadetlerle meşgul olanlar.
Aziz dostlarım anlaşıldığı üzere Allahın üstün kıldığını üstün kabul etmek ve fırsatları değerlendirerek Hak katında dereceler elde etmek her şeyden önemlisi hakkın rızasını kazanabilmek çok, çok önemli. Var oluş gayemiz hakkı tanımak ve ona kulluk etmek olduğuna göre böylesine güzel fırsatları kaçırmak niye?
Geçici olarak kalmakta olduğumuz bu âlemde günlerimiz sayılı her nefesimiz sayılı ve ecel ne zaman gelecek ahrete ne zaman intikal edeceğiz onu da bilmiyoruz öyle ise elimizdeki sermayemiz olan zamanımızı iyi değerlendirelim. Hakkın ve habibinin sözüne kulak verelim. Kurtuluşa erenlerden olalım inşallah. M.Rıza Özcan