- 719 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK VE ÖLÜM 2.BÖLÜM
Sonra uykuya daldı.sabah erken kalktı. Ev sahibi kendini çağırıncaya hazırlık yaptı . dişlerini fırçaladı. Tıraş oldu.Kahvaltı hazırlanmıştı. Sonra kahvaltı ettiler. Nihat bey yazıhanede bir süre İbrahim beyle sohbet etti. Daha sonra İbrahim bey’in Tofaş’a gitmesi gerekti. Nihat beyle ilgilenme görevi Numan’a düştü. Numan Nihat Bey’i atölyeyi gezdirdi. Nihat Bey bir ara Numan’a nereden uygun fiyatlı boru bulabileceğini sordu.Nuamn Gemlik’teki Şafak Ticareti önerdi. Beraber Gemlik’e gittiler.Numan Şafak Ticarette Nihat beyi Özcan beyle tanıştırdı. Şafak Ticaret boru fabrikalarının piyasada bulun mayan borularını satmaktaydı. Fiyatlar piyasanın % 20-30 daha ucuzdu. Ama bazen öyle borular geliyordu ki kalite olarak piyasa ile aynı fiyat olarak piyasanın yarı fiyatıydı. Nihat bey fiyatı duyunca çok şaşırdı. Özcan Bey’le görüştüler. Özcan bey Numan’ı severdi. Ona "genç girişimci" lakabını takmıştı.Nihat bey 85 değişik çapta boru kullanmaktaydı Yani Şafak Ticaretin deposunda bulunan borular bir şekil de Nihat Beyin işine yaramaktaydı ve stoklu çalıştıkları için boruları stoklamak Nihat Bey’in karına idi.Nihat Bey İzmir’e dönmeden önce bu alışverişi tamamlamak istiyordu.Çantasından çek defterini çıkardı sonra Numan’a döndü
- Bak 100 000 tl lik çek yazıyorum sen Özcan Abine kefil oluyormusun?
Numan
-Ne demek Özcan Abiler yılların esnafı bize çok yardımları dokundu.
Nihat Bey Çeki kesti ve Özcan beye uzattı ve ekledi.
-Şirketin kamyonunu göndereceğim ve malları alacağım bittikçe sizden mal alacağım. dedi.
Sonra Bursa’ya döndüler. İbrahim Bey’de atölyeye dönmüştü. Nihat Bey ile İbrahim Bey yazıhanede sohbete daldılar. Akşam saatlerinde Tır atölyeye geldi. Şöförün yanında iki de işçi vardı. Numan onlarla ilgileniyordu.
Numan işçiye
-Nihat bey Nasıl biri diye sordu.
işçi
-Çok iyi biridir.
-satın alma müdürüydü galiba
-Hayır satın almadan sorumlu ortak
-yaa ben onu müdür falan sanıyordum
-Hayır şirketin % 28’ ona ait ve bütün parayı o harcar.
-Diğer ortaklar kim
-Kardeşi %33 üne sahip en küçük kardeşi %18 ine sahip diğer küçük paylar amca oğullarının
- Sen bunları nereden biliyorsun.
- 12 senedir yanlarında çalışıyorum........
Gelen makineler indirildi ve yüklenmesi gereken makineler de tıra yüklendi.Nihat Bey Arabanın devir teslim o gece yine Numanlarda kaldı. Ertesi gün Arabaların devir teslim işlemi yapıldı. Noter masraflarını Nihat bey karşıladı. Helalleştiler ve Nihat bey İzmir’e döndü.
Aradan 15-20 gün geçmişti. Bir gün öğle paydosunda Numan’a telefon geldi. Arayan Nihat Bey’di Sekreter telefon ahizesini Numan’a uzattı. Numan:
-Buyrun ben Numan
-Aşk olsun Numan Nihat abini hiç aramıyorsun.
-Özür dilerim gençliğime verin işlerden vakit bulamıyorum, nasılsınız? Makineden memnun musunuz?
-Memnunuz Memnunuz da gücü yeterli gelmiyor seni onun için rahatsız ettim Bize daha büyük bir makine yapa bilir misiniz? sizden aldığımız makineyi daha hafif işler için kullanmaya devam edeceğiz.
-yaparız tabi.
-Motorla redüktörü ben göndereceğim sen sadece gövdeyi yapacaksın projeyi de kendi mühendisime çizdiceğim
-Tamam olur
-Kaça mal olur
- 60 000 bin
-50 bin olmaz mı?
-55 bin diyelim
-Tamam kabul. bu günlerden çarşamba cumartesi bursa da olurum ne kadar zamanda teslim edersin
-45 işgünü
-o da tamam hadi görüşmek üzere
-görüşürüz Nihat bey
Cumartesi öğle saatlerinde Nihat Bey Kamyonla Numan’ların atelyesine geldi.Büyük bir redüktörle büyük bir motor getirmişti.İbrahim bey atölyedeydi. Makina parçaları indirilirken İbrahim bey ve Nihat bey yazıhaneye geçtiler.Nihat bey makinanın yapım masrafını peşin olarak kesti. Nihat bey ve İbrahim epey bir süre sohbet ettiler. Akşam olmuştu. Nedense Nihat bey ,ne kadar ısrar ettilerse de, o gece Numan’larda kalmadı. Çekirge semtinde bir otelde kaldı. Yanlız Nihat Bey Numan’ın cep telefonu numarasını almıştı. Ertesi gün sabah erken saatler de Numan’ın telefonu çaldı. Numan "pazar sabahı kim arıyor" diye söylene söylene telefonu açtı
-Alo Buyurun
-Alo Ben Nihat amcan oğlum sabah sabah rahatsız ettim kusura bak
-yok estağfirullah rahatsızlık ne demek
-seni şunun için rahatsız ettim Bana Bursayı gezdirir misin? diyecektim
-Tabi ne demek
-Ben Medine Tuğra otelde kalıyorum beni oradan alırsın tamam mı?
-Tamam olur1,5-2 saat sonra orda olurum.
Numan Aşağı kata indi Babası kalkmıştı. Televizyon seyrediyordu.
-Ya baba bu adamında istekleri bitmiyor.
-Ne oldu ki
-Bana bursayı gezdir diyor.
-Gezdir oğlum Nankörlük etme müşteri veli nimettir al mercedesi gezdir.
-Tamam baba. ufff ya ne güzel pazar 12 ye kadar uyuyacaktım.
Numan duş aldı Kahvaltı yaptı. Hazırlandı. Mercedesi alarak Nihat beyi otelinden aldı. Onu Emirsultan camiine ulu camiine Yeşil camine üftade hazretlerinin türbesine götürdü.Akşam en son Murad Hüdavendigar camiine gittiler Numan Akşam namazını kıldı Namazdan sonra caminin tam karşısındaki çay bahçesine oturdular. Hava çok güzeldi. Yıldızlar parlıyordu. Nihat bey Numan’la sohbet ediyordu. daha çok Numan hayatı ile ilgili sorular soruyordu. konu sonun da Numan’ın hastalığına geldi Nihat Bey nasıl hasta olduğunu sordu Numan anlatmaya başladı.
-Ben İmam Hatip Lisesi mezunuyum Bizim okulda kız yok 1999 da üniversiteyi kazandım. Üniversite ortamı bana çok yabancı geldi. Üniversitede bir kız vardı bana ümit verdi sonra ben ona arkadaşlık teklif edince kabul etmedi. bunu kafa çok taktım sonra hastalandım beni arkadaşım Veysel ve Ahmet Ali hastaneye götürdü.
- Ama biliyorsun bu tür hastalıklar yirmili yaşların başında 21 22 yaşlarında beyindeki kimyasalların değişmesiyle ortaya çıkıyor yani sebep o kız olmayabilir
-Evet biliyorum.
- Peki arkadaşların hastalığını nasıl karşılıyor ?
-beraber anlatıp beraber gülüyoruz.
- Nasıl yani
-ilk hasta olduğumda arkadaşlarımı İstanbul’un ilçelerine vali tayin etmişim. Bir arkadaşıma sen vali olamazsın demişim o da bana takılır " ulan Numan beni vali yapmadın" beraber güleriz
-Yani seni aşağılamıyorlar mı?
-Olurmu bizim cemaatte bizim kültürümüzde öyle şeyler yoktur. Hastalığın Allahtan gelen bir hediye olarak görürüz.
-Ama sen hayatına devam ettin
-Evet yarım kalan okuluma Bursa’da devam ettim sonra dikey geçişle yıllığı bitirdim
- Bana sizin Ruh Hastalarına bakışınızı anlat
-Bizim düşüncemizde Ruh Hastaları Allah’ın bize emanetidir. Bez onlara sevgi ve merhamet duyguları ile bakarız. Mesela bir Cemal var vakfın gülüdür. gelir çayını içer kalkar gider. gezi düzenlenir onun yeri hazırdır. Hiç kimse arkadaşının otobüsü kaçıracağından korkmaz ama Cemal’i herkes kollar. Cemal otobüsteyse mesele yoktur. Çocukluğumda bizim mahallede bir Emin vardı annemin ona yemek verdiğini ve tırnaklarını kestiğini hatırlıyorum.
Nihat bey’in gözleri yaşardı.
-Şimdi kendini nasıl hissediyorsun.
-iyiyim ilacımı içtiğim sürece sizinle benim aramda fark yok.
Biraz daha sohbet ettikten sonra kalktılar Nihat beyin oteli çay içtikleri otele yakındı. Nihat bey otele gitti. o gece Bursa da kaldıktan sonra İzmir’e döndü.
Numan’lar Makineyi yapıp bitirdiler Göndermeden önce çalıştırdılar. Makine güzel çalışmıştı. İzmir’den tır geldi. Makineyi Tıra yükleyip gönderdiler.
Numan kendi işinde çalışmaya devam ediyordu. Atölyenin işleri açılmıştı. Üst Üste sipariş alıyorlardı. Numan’da bu hengameye kendini kaptırmış çalışıyordu.
Aradan yaklaşık 6 ay geçmişti Kasım ayıydı inşaat işleri yavaşlamış dolayısıyla Numan’ların işi de yavaşlamış atölyede sobanın başında oturuyorlardı. Atölyenin kapısı açıldı ve içeriye Nihat bey girdi. Numan şaşırmıştı.Numan ne kadar gelen misafirden sıkılsada müşteri velinimettir kabilinden hoşnutsuzluğunu asla belli etmez gereken saygıyı ve ilgiyi gösterirdi.
Numan elinden iş eldivenlerini çıkardı ve Nihat bey’in elini sıktı
-Hoş geldiniz dedi
İçinden yine niye geldi düşünürken Nihat bey geliş sebebini açıklayacaktı.
-Aşk olsun Numan beni hiç aramıyorsun
-Özür dilerim Nihat bey işlerdendir.
-Bana malzeme taşıma kasası lazım (eliyle kenarda duran bir kasayı gösterdi) şurda duran gibi. üst üste istiflenir olması lazım.
-Tabi şu sıralar müsaidiz.
- ne kadara mal olur
-300 TL den yaparız
-Küçük de lazım bize
- Küçük tipte var
-o ne kadar?
-120 tl
-Biraz iskonto yap
- Şöyle yapalım biz özel çelik işlerinin kilosunu 2.40 tl den yapıyoruz. size 2.30 dan yaparız sonra malzemeler bitince kantara sokarız kaç kilo geldiyse 2.30 la çarparız
-2.20 yapalım
-2.25 olsun
- peki tamam ben hanım kıza bir çek kesip bırakayım üstünü mal tesliminde İzmir’e gelirsin sana öderim
-Olur . Ben gelemezsem kargoyla çeki yada gönderirsiniz yada banka hesabına eft yapabilirsiniz
-Gelemem yok geleceksin. Neyse Akşam Medine Otelde kalıyorum akşam gelde bir yemek ısmarlayayım sana
-Estağfirullah biz ısmarlasaydık.
-Sağol evladım babanın ekmeğini yedik Bu kadar misafirperverlik yeter de artar da. ben sizden memnunum
- Rahat ettirebildiysek ne mutlu bize
- Akşam bekliyorum saat 6 da
-7 de olsa
-olur tamam
Akşam 7 civarı otelin yakınında ki lüks bir lokanta da yemek yediler hava soğuktu. Sonra yakındaki bir kafeye gittiler tatlı söylediler kahvelerini içtiler. neden sonra Nihat bey
- Çabuk sinirlenir misin kırıp döker misin? diye sordu.
-Kolay kolay sinirlenmem ama yüksek sesle konuşurum. Bu bizim yörenin insanına has bir özellik birazda işimizin gereği çok gürültülü bir ortam da çalıştığımız için karşımızdakinin bizi duymayacağı zannıyla bağırarak konuşuruz. zaten beni tanıyanlar bunun sinirden olmadığını bilirler onun haricinde kavga etmem hatta kavgadan kaçarım
- sesli konuştuğunu farkettim. peki evlenmeyi düşünüyormusun?
-Tabiki ama yakın planda değil belki askerlik yapmayacağım kesinleştikten sonra.
Konu hep Numan’ın etrafında dönüyordu. Numan saf gibi anlatıyordu Numan bir süre sonra sıkıldı ve bunu belli etti. Nihat bey konuyu değiştirdi.
Ertesi gün Nihat bey atölyeye geldi. Numan’ın babası İbrahim beyle büroda oturdular. Numan atölyedeki işlere daldı. Yaklaşık bir saat sohbet ettikten son Nihat bey ile ibrahim bey atölyeye girdiler. İbrahim beyin yüzünde anlamsız bir gülümseme vardı.Nihat bey Numan’a veda etti. İbrahim bey Nihat beyi Terminale bıraktı.
Saat 3 çayında Numan işçilerle oturuyordu. Enişteleri Yüksel Usta Numan’a takıldı
- Ne o Numan Nihat beyle aranızdan su sızmıyo Allah muhabbettinizi arttırsın
- bende anlamadım bu adam benden ne istiyor kız değilim ki beni oğluna isteyecek diyeyim
-tersi olmasın
-yok ya olurmu
-Olur mu olur onu bunu bilmem ama bu adamın senin üstünde planı var
-Hayırlı Allah’tan
15-20 gün sonra bir telefon geldi atölyeye. Sekreter kız Numan’ı çağırdı. Numan telefonu aldı
- Alo buyrun ben Numan
-Ben Nihat amcan nasılsın oğlum
-Hamdolsun siz
-bende iyiyim oğlum,oğlum yarın saat 3 gibi seni alacağız takım elbiseni giy bir tıraş ol seni önemli bir yemeğe götüreceğim.
-peki tamam Nihat amca
Numan akşam berbere gitti tıraş oldu. banyo yaptı. aklında bin tane soru vardı. Acaba bu kadar önemli olan neydi. acaba gizli teşkilatmıydı mason mu olacaktı. işadamlarıyla mı tanışacaktı.
Ertesi gün takım elbisesini giydi saçlarını taradı. parfüm sıktı. İşe başlamamıştı. Büroda oturuyordu. Sabah bir müşteri geldi onunla ilgilendi. saat 2 sıralarında son model lüks bir mercedes bahçe kapısından içeri girdi. Direksiyonda sarışın pantolon ceket giymiş bir kız vardı . yanında Nihat bey vardı.Arka koltukta 60 yaşlarında bir kadın oturuyordu. kızın gözleri masmaviydi. insanı büyülüyordu sanki. ve Numan yemeğin konusunu anlamıştı.
Nihat bey yanındakileri tanıştırdı
-Eşim Rabia
-Hoşgeldiniz hanımefendi
-Hoşbulduk oğlum
-Kızım Nalan
-Hoşgeldiniz
Nalan heyecanlı ve gülümseyerek söze girdi.
-Doğal sarışınım ve gözlerim lens değil
Numan şaşırdı gayri ihtiyari
-Bunu neden söylediğinizi anlayamadım
Nalan babasına soru sorar gibi
-Baba?
-Tamam kızım şimdi sırası değil sonra konuşacağız.
Numan’a dönerek
-Hazırsan gidelim nerde yemek yiyebiliriz
-Heykele çıkalım
Arabaya bindiler. Arabayı yine Nalan kullanıyordu. Numan Nalan’ın yanına oturdu. Yolu tarih ediyordu. 20 dakika sonra heykel’e vardılar. Ünlü İskender Kebapçısına gittiler. Numan karmaşık duygular içerisindeydi. Nalan çok güzel bir kızdı ama kendisi henüz evlenmeye karar vermemişti. Yemeğin anlamı iyice belli olmuştu.yemek sırasında pek konuşmadılar. Yemekten sonra anne kız kapalı çarşıya Alış verişe çıktılar. Bu sırada Numan ve Nihat bey bir kafeye geçtiler ve kahve söylediler.Nihat bey söze başladı
-Oğlum bu yemeğin manasını biliyorsundur. Baban bahsetmiştir.
-Hayır babam bahsetmedi ama ben tahmin edebiliyorum. Bu bir tanıştırma yemeğiydi galiba
-Evet öyle oğlum bir baba için hele de bir kız babası için zor bir konuşma Oğlum benim kızım hasta seninle aynı hastalığı taşıyor. Üniversiteye giderken 21 yaşında hasta oldu. Onu göstermediğim doktor yatırmadığım klinik kalmadı. Hatta İngiltere de Bewlington’da bir klinikte de tedavi gördü. Ancak Hastalığına kronik teşhisi koydular. Şuan seroquel adlı bir ilaç kullanıyor
-bende aynı ilacı kullanıyorum
-Oğlum Kızım ilaç kullandığı müddetçe senin gibidir. Bazen saçma konuşabiliyor ama zekasında hiçbir gerilik yok.Fakat saçmaladığı zaman Üniversitede ki arkadaşları onu alaya aldılar. Oda içine kapandı. Hiç kimseyle arkadaş olamadı.Bu duruma daha fazla dayanamadı ve 4. sınıfın başında okulu bıraktı. Önemli değil okumasın yeter ki mutlu olsun.Ondan sonra Arkadaş çevresi edinsin diye onu kurslara gönderdik. saz kursu Aşçılık kursu Çiçek yetiştiriciliği kursu seramik boyama kursu ve daha bilmediğim bir çok kursa gitti. Gittiği hiç bir kursta arkadaş edinemedi.
-Bu sefer belki açılır diye gece kluplere eğlenmeye gönderdik. Bir gece karakoldan aradılar. Gencin biri ahlaksız bir teklifte bulunmuş bizimki de silahı çıkartıp nerdeyse genci öldürüyormuş. olayı güç bela kapattık ve o olaydan sonra bir daha gece dışarı çıkmadı.
-Oğlum kızımı istemeye geldiler fakat çoğunun durumu iyiydi ve kızımın hastalığını duyunca sözü attılar. Zaten bizde saklamadık senden de saklamıyorum.Oğlum babanla konuştuk ve seni kızıma uygun gördüm. Bunun bir nedeni de kızımın isteği. Kızım "baba benim gibi biriyle evlenmek istiyorum çünkü beni en iyi o anlar"Maşallah senin sağlığın yerinde. Konuşmanda hiçbir bozukluk yok Zekan gayet iyi. içkin kumarın yok tahsil görmüşsün kavgacı sinirli biride değilsin işin gücünde var Evinde var. Bu yüzden seni gerçekten kızıma uygun görüyorum. Ha sende hemen kabul et demiyorum Bir düşün kızımı tanı.
-kızınız ne diyor buna
-senden daha ilk bahsettiğim zaman aklına yatmış.Resimlerini de gösterdiğim zaman beğendi. 7-8 aydır seninle görüşmek istiyordu. Nasip bu güneymiş sen ne diyorsun?
-Bakın Nihat bey benim 3 çekincem var
- Buyur nedir çekincen söyle
-Birincisi Zenginlik İslamda eşler arasında Müsavat yani olması lazım. Siz zenginsiniz Bizim şirketimizin bir yıllık cirosunu siz bir cumartesi işçilerinize avans olarak dağıtıyorsunuz.Ben kızınıza sizin sağladığınız imkan ve konforu sağlayamayabilirim
İkincisi Kültür farklılığı ben dindar bir çevrede dindar bir aile de yetiştim. Benim şartlarımdan biri kızınızın İslami bir hayat sürmesini ve çocuklarımın da islami bir eğitim almasını isterim.
Üçüncüsü de hastalık ben bipolarım kızınızda bipolar ancak ben ilaçlarımı düzgün kullandığım için hastalığımı kontrol altında tutabiliyorum. Kızınızın da aynı şekilde ilaçlarını düzgün kullanmasını ve doktor kontrollerine gitmesini hasta olduğu takdirde hastaneye yatmasını isterim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.