- 413 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
362- açılamayan resim sergisi- ardahan öyküleri- yeniyazım
Orada hiç resim sergisi açılmadıysa, bizim açamadığımız resim sergisi tek sergiliğini koruyordur.
İlk resim sergisini biz açtık dersem nasıl diyeceğim ki çünki açamadık.
Kuvveden fiile çıkaramadık ama kurgu aşamasında kaldı.
Fakat tek ve ilkliğine binaen bize birşey sirayet etmelidir.
Tahminim cihetince...
Ardahan ili ilk resim sergisi tasarımcıları: Bülent Kayatürk ve ben’dik.
Lise birinci sınıftayız. Sene 1976-1977 yılının okul dönemi mayıs’a yakın günlerdeyiz.
Resim öğretmenimiz Emin Bey: Bülentle benimle hazırlanmak için toplantı mahiyetinde buluştuk. Neler yapacağımızı... pardon önce onayımızı aldı.
İnanıp inanmadığımızı ölçtü. Hevesimizin coşkusunu görünce yapmayacaksada yapması tuttu.
Bizler coşkulu öğrencilerdik. Yine de öyleyiz midir?
Allahvekil kuru kuruya kabul ettik. Paspartu yapmayı öğretti öğretmenimiz. Kaç tane resim hazırlamamız gerektiğini izahetti.
Bülent’in formu karakalemle çok güzeldi. Kompozisyon konulu çalışmasını söyledi ona. Bana da: Karikatürlerimi artırmamı en az on tane hazır etmemi şart koştu.
Karikatürlerimi resim defterine kurşun kalemle çizeceğimi söyledi.
" Divit ucunu İsmet Avşar’da bulursun."
Malzemelerin temin mekanlarını önceden tesbit etmişti.
" Sapına divit taktın mı?" dedi.
Çini Mürekkep Cemal Tırpancı’da varmış, almamı belirtti.
" Diviti Çini mürekkebinin kapağına döküp banacaksın, ucu müsvedde kağıda çizerek denersin." demişti. "Uç çiziyorsa, kurşunkalemle çizdiğin desenin üzerinden çizmeğe koyul" demişti.
Böyle birşey var mı?
Gün-ü bugün hala aklımda. Emin Bey: Çizgi çizerken sır gibi bilgiler vermişti: Zevk alarak çiz Yılmaz demişti.
- Zevk almak nedir bilir misin?
- Bilmiyorum öğretmenim dedim.
- Zevk eski kelimedir yenisini söyleyeyim buradan yola çık ve ikisini yüzleşen şahitler gibi yüzleştir.
..............
- Zevkin yerine YAŞAYARAK kelimesini kullanıyoruz. Çizgini yaşayarak çiz. Kalbin, gözün, aklın, nefes alış ritmin kalemin iz peşine takılpı yürüsün gitsin. Çizgini zevkle yaşayarak çek!dedi.
"- De gel buyur! Bu taktik sır ve giz değil midir?"
Karikatürde kenar kontur çizim tekniği çok kullandığından iç formunu zamanla geliştirmemi söyledi.
" Kenar çizgileri kullandığın üslupta, ışık ve gölge kenar çizgide belirtirsin" dedi.
" Koyuyu kalın çizgiyle gösteririz. Açık ışığı da ince çizgiyle..."
Bir konağın içini bir kilitle açıp girmiştim. Gerisi uzun yolculuktur. Bazen yol şoseydi, yolun kusruydu.
Bazen ben söğüt gölgesinde uyudum kaldım benim eksiğimdi.
Ben menzile erdim diyemem haşa...
Hikayeyi biteli etmeliyim.
Çaykovski’nin Brave Heart’ını dinleyerek eşzamanda son etmeliyim.
Orası beyazdan gri akşama pas ederken; Bu adamın müziği soluduğum havada her mevsim gündüz gece müdrikemde ve oradan biri... he dinime, imanıma!
Sergimiz açıla veya açılamayalı: Seslerin senfonisinde Karagöl’ün çamuru ayakkabıya bulalı: Kuru beton üzerinde çıkan şekiller temsili sembolde hiç şeye benzemez formlar. Bunlardan seriyal çok sergi açıldı.
Ona say: Bülentciğim; Bizden sonra genç ressamlar açacak sergiler, sunumlar. Bir de ona saydık mı.
Ne gam hayırlık...
Kesinkes ki ilk sergi kör, topal, fakat doğrusu:
" Bülent Kayatürk ve Yalçıner Yılmaz Karma Sergisidir."
Vesselam!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.