SEVGİLİ.................
Sevgili diye başlanır mektuba genellikle.Birine yöneltilir.Kendine mektup yazmak pek hayra alamet sayılmaz.Tuhaf bakılır.
Bu defa varsın acayip karşılansın. Ben kendime yazacağım bu mektubu.
Sevgili Ayşe
Bunca yıl yaşadın, hatta ömrün sonu bile sayılabilir kimilerine göre, hala bir dengede bir kararda değilsin.Sana sitem edeceğim biraz. Bana kırılıp, incinmez sin değil mi?
Çocukluğun MÖ-MS gibi İstanbul öncesi İstanbul Sonrası misali. Köyünde koşturup duran kız büyük şehre gelince şaşırdı. Hala şaşkın mı ne.
Yatılılık eğitiminde çok yararlı oldu ama bir bacağı eksik mi kaldı dersin.Hayattan koptun.Yaşam okul bahçesi gibi değil ki.
Okul biter bitmez iş hayatı bir yönden şans bir yönden kısıtlama gibi oldu. Üstüne üstlük bir de evlilik tüy dikti her-şeyin üstüne. Ne olup bittiğini anlayamadan,kavrayamadan sosyal hayatı bir sorumluluk keşmekeşinde boğuldun.
Elbette çatırdayan bir şeylerin ortasında bulacaktın kendini.Bir kaç yıl heba oldu.Genç kızlık hayallerin kocanın balyoz yumruklarıyla dağıldı.
Sonra idealist Ayşe çıktı ortaya, okuyan toplumsal olaylara duyarlı, iki de kardeşinin sorumluluğunu yüklendin . Kendine yer kalmadı, ezildin. Sonra kaçmak için yeniden yanlış yine evlilik. Kadın olmadan kendi bedenini tanımadan geliverdin 35 ine.
35 yaşın sana aşkı getirdi. Diploma getirdi. Seni sana getirdi bir anlamda . Uzun süre kaldın bu denge de. Ta ki o mel ün sayrılar başlayana dek.
Kimse kimseyi ilanihaye hoş görüp , kahrını çekmiyor. Bunu defalarca yaşasan da hesaplayamıyor sun. Bir takım takıntılarr, ne derler endişesi yeyip bitiriyor duygularını. Buna sen izin veriyorsun. Anı yaşamak yerine birtakım kalıplara döküyorsun hislerini.
Belediye otobüsünde Kadiköy’ den Üsküdar’a giderken Bu gün sizi izleyen adam ne dedi "bir saat şu duyguları yaşamak için neler vermezdim".Niye dedi bunu yanımdaki insanla muhabbetimize imrendiği için.Sana bir şey ifade etti mi bu.
Üzerinde durup düşünmelisin. Gençliğe doğru değil yaşlılığa doğru ilerliyorsun. Neredeyse kimdeyse seni mutlu eden davranışlar .duygular dikkatini o yöne çevirmelisin.
Unutma ki sen güzel şeylere layıksın. Senin için güzel olan şeylere, başkaları için değil. Hak ettiğin seni mutlu eden şeyleri yaşamayı erteleme. Unutma hayat çok kısa, ıskalamaya gelmez.
Evet Sevgili Ayşe,
Senin de belirttiğin gibi, hayat ıskalamaya gelmez. Kayar gider avuçlarından. Dön bak arkana ne görüyorsun.
Saçları belikli gözlerini iri iri açmış, pembe yanaklı kız çocuğu neler yapmak isterdi.
Okumak, ekmeğini kazanmak değil mi? Yaptı mı? Evet.
Dünyayı kitaplardaki gibi algılayıp hep büyük dünyalar hayal etti. Bu dünyalara ulaşmak kolay değil. Kıyısından tutundu mu? Evet.Hep dersin ya her problemi çözen ben bir evliliği beceremedim diye. Acaba sen mi beceremedin, yoksa o kurum sana göre mi değildi?
Hırpalanmalara rağmen sevmekten vazgeçmedin bildiğim kadarıyla. Bir de yeniden yeniden öğrenmekten.
Kaç kişi bu pazar Beşiktaş vapurunun peşine düştü. Kaç kişinin gözüne sevgi dolu bakıldı.Kaç kişi........seni seviyorum cümlesine yüreğini yükledi.
Yaşa Ayşe ,koş vakit varken......aldırma o ne dedi bu ne dedi.....
Ahkam kesenler , yaşamaya cesareti olmayanlar....
YORUMLAR
yine güzel anlaşılır ders dolu bir mektup harika bir insan yaşamından bir kesitle karşılaşmak çok güzel
gelelim mektuptan anladıklarıma
1.doru buşlduğun yoldan asla taviz verme yani sizi diyiinizle anlık değil belrli bir kalıp içinde kalarak yaşamına devam kıymet bilmeyenler utansın yaşantınızda ne bir ayıp nede utanılaçak bir durum söz konusu
2.asla başkalarını mutlu etmek adına lanetlenmiş şeytanın ve iki ayaklı şeytanların aklına fikrine vesvesesine kulak asma
daha çok şey yazaçaım ama sonra
Yüreğine
Emeğine
Sağlık
Selam Saygı Sevgi Sabır Ve Dua İle...
ALLAH C.C.EMANET OL.