Anılara Yolculuk
Bugün anılarla bir yolculuğa çıkmak istedim, uzandım sırt üstü , gözlerimi kapadım anılara gömüldüm, siyah beyazdı anılar ama renkli resimlerden çok daha canlılardı..O siyah beyaz anıların duygu ve anlam yüklü fotoğraflarında buldum kendimi.
İlk cocukluğum geldi gözlerimin önune, o bahçeli çift katlı evimiz, dört kardeştik biz çok yoksul , çokta zengin değildik ama mutluyduk..
Sokakların hakimiydik, oyunlarımız vardı kendimizin yarattığı ve sokaklarda oynadığı biz çocuklar,sabahları çıkar akşamları dönerdik evlerimize, sokaklarda ekmek arası yerdik yemeklerimizi koşar oynar hiç yorulmazdık
Hele macuncu dedenin her gelişinde etrafına koşardık,tepsisinde üçgen dilimler içinde rengarenk macunlar, kimi zaman alıp yer tadına doyamazdık kimi zaman ağzımız sulanarak seyrederdik.
Ya o simitçi Niyazi amca. Her sabah aynı saatlerde hiç görmeyen gözleri ile bir elinde bastonu bir kolunda simit sepeti…”SICAK SİMİT , PAMUK SİMİT SİMİT “ diye bağıran hakkın rahmetine kavuşan Niyazi’yi amcayı ve o sıcak simit kokusunu , tadını şimdilerde özlememek mümkün mü.
Çocukken yavaş yavaş büyüdük, çocuksu sevdaları yaşadık, günlükler tuttuk şiirler yazdık.Şimdi gülümsetiyor o siyah beyaz asla geri gelmeyecek anılar. Gizliden gizliye yazdığım ve kimselere göstermediğim bir defterim vardı, sanki gizliden bir şey yapıyormuşum gibi herkesten saklardım yazdıklarımı. İlk yazdığım bir şiirdi sanırım ilk aşık olmaya başladığım ilk yüreğimin pır pır ediş zamanlarıydı. Kimselere söyleyemediğin yüreğinin sesini o yıllarca saklayacağım defterime yazıyordum, Çünkü hep dinliyordu. Çocuksuda olsa yazdıklarım o hiç gülmüyor alay etmiyordu.
Seni seviyorum demeye hep utanmış ve korkmuşumdur, o yüzdende hep yazmışımdır , öyle bir şeydi ki bizim zamanımızda sevdiğini söylemek mi ? Çok zordu, hele flört etmek el ele dolaşmak bir hayaldi. O zamanlar yazmak , gizliden gizliye bakmak vardı.. Korkardık da bakıp ta anlayacak diye,nasıl aşksa bu aşk…
Okul yıllarım arkadaşlarım, ilk çocuksu aşkım, ilk gençlik aşkım, çocukluğum şimdi hepsi siyah beyaz anılarda saklı kaldı.. Büyüdük yavaş yavaş büyüdük,büyürken yüreklerimizde büyüdü, o çocukken oynarken düşüp yaralanıp kanattığımız dizlerimizin yerini, kabuk bağlayan yürek kesikleri aldı.
Bugün güzel bir yolculuk yaptım anılara, yazmak keyif ve mutluluk veriyor bana, yazmanın en güzel yanı , burada yazdıklarımı okul arkadaşlarımın, birbirinden habersiz okuyabilme ihtimali , hatta belkide kücücük yüreğime derin kesik çiziği atan o coçuksu ama hiç unutulmayan aşkımın bile okuyarak yorum yazma ihtimali.
Eskiden ağladıklarıma şimdilerde gülebiliyorum, en güzeli de öyle ağlayarak hatırladığım anılarımın olmaması.
Ben büyümesine büyüdüm ama
Hala o içimdeki çocuk büyümedi, ve hala yaramazlıklar yapıyor,
Feridun Erdoğan.
YORUMLAR
Hangi birimiz büyüyebildik ki?
Saçlarımıza aklar yürüttü zaman,
yorgun senelerin izleri belirdi alnımızda, şakaklarımızda.
Bazılarımızın, dişleri döküldü;
bazılarımızın gözünde bilmem kaç dereceli gözlükler var.
Çoluk çocuğa, torun torbaya karıştık...
Hatta...
türkülerimizi bile yazdı ozanlar ''Yolun sonu gözüküyor'' diye...
Ama,
yine de çocuk kaldık her birimiz...
Hiç büyüyemedik.
Belki de büyümek istemedik.
Çünkü,
mutluluk dediğimiz sihirli olgu,
o zaman dilimlerinde tutuklu kaldı.
Bizimle beraber o da büyüyemedi.
Güzel bir çalışma idi.