- 858 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Lice'de Katliam Var
Gezi direnişinin başlaması ve bu direnişin çığ gibi büyümesini önlemek amacıyla devlet ve iktidarın ortaklaştığı, bir takım kavramlar ve üretilen kavramlarla halk arasında o setlerin tekrardan inşaa edilmesi direnenleri kıstırılıp , bastırılması istenilmişti. Oysa ki gezi direnişi herhangi bir örgütün, partinin , sendikanın vs desteği olmaksızın , kavramlara sokup çıkardığınız dış mihrakların işidir ya da siyon yahudi lobilerinin işidir vb. yani demek istediğim şudur ki; tüm kapitalist sistemlerin dışında gelişmesi yani tümüyle doğal halk isyanıyla çığ gibi büyümesi, toplumların arasına özenle çekilen o eşitsizlik duvarlarının yıkılmazlılığı bu direnişle yerle bir edildiğini biliyoruz kısmende olsa bazılarımız bunun farkına varmıştır .
Günlerdir belki de aylardır süren Lice direnişi var belki de aylardır diyiyorum çünkü batı dünyasında gündemi sonradan aldığımızdan ve sonradan tepki verdiğimizden , yani hep sonraları sesimizin çıkmasından . Tıpkı gezi direnişi gibi PKK’nin desteği dahi olmaksızın tamamen istençlerinin dışında gelişmesi tüm halkın insiyafetini ortaya koymasını gösteriyor yani bu direnişin amacı kalekolların inşaasıyla barış sürecinin bitmesi , doğal ekoloji yapının tahrip edilmesini önlemekti. Karakol - Kalekol yapımları barışın teminatıdır gibi söylemlerle kendilerini bir takım kavramların arkasına sığınarak savunmaya geçmesi ise gülünç dışında tümüyle vicdanını yitirmiş cenavardan farksızdır . Kalekolların yapımı ve yapılan kalekollara karşı bedenin ortaya koyan bir halk, bir yandan da barış sürecini magazin medya kanallarında konuşmalar yapan devlet yetkililerinin bir halkı tehdit ederek açıklamalarda bulunması ve her hangi bir adımların atılmaması barış sürecinin içinin boşaltıldığının gerçeğidir . Lice gerçeğini anlatan kısa bir araştırma yazısı ve devletin Kürt halkına ve Lice’ye olan nefretini kısmende olsa anlatıyor , Burada şunuda eklemek gerek Maraş’ta, Çorum’da , Gazi’de, Kızıldere’de, Roboski’de, Wan depreminde ki o zihniyetlerin hiç değişmediği gerçeğidir . Ulusal kurtuluşun doğduğu kadim topraklarda kalekol , karakol ve baraj yapımına halk en demokratik talepleriyle tepkilerini dile getirdiler . Devletin kadim topraklarda cevabı her zamanki gibi silahla oldu . Maraş katliamlarında asker ve katliamcılarla beraber camlara , kapılara , pencerelere , duvarlara çizilen üç hilal , şimdi de askerler tarafından Lice’de duvarlara çizildi.
Konuyu daha fazla dağıtmadan Antropolog Adnan ÇELIK’e dönelim neden kalekollara ve karakollara karşıyız , neden isyanlardayız ?
LİCE GERÇEĞİ VE UNUTULAN BAZI ŞEYLER
"LİCE DİRENİŞİN KALESİDİR
Lice bir çok direnişi tarihe yazdı. Şeyh Sait isyanı dönemi 29 Nisan 1925’de aralarında Lice beyleri Hakkı ve İsmail beylerinde olduğu 47 kişi idam edildi. Başlayan isyan sonrası devlet saldırılarında 2 bin 419 kişi öldürüldü. Bu sırada 30 köy ve 1 284 ev yakılır. Direniş sonrası 24 Ekim 1927′de Genelkurmay Başkanlığı’nca Biçar Tenkil Harekatı ismiyle başlatılan geniş çaplı operasyonlarda Lice, Kulp, Hazro ve Silvan bölgesinde 280 köy yakıldı, yerle bir edildi. 2.000′den fazla sivil insan katledildi.
Tarihsel dehliz de 49’lar davası önümüze çıkar. Davada yargılananlar içerisinde iki Lice’li üniversite öğrencisi de vardır. 1965 yılında kurulan ve Xoybûn’dan sonraki ilk Kürd teşkilatı olma özelliğini taşıyan Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin o dönemdeki kalesi de Lice olur. Ardından doğu mitingleri ve sonrası Lice depremi. Depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybeder. Deprem bölgesine gerekli destek sağlanmaz ve halk yürüyüşe geçer.
KKP’nin 1978’de Lice’nin Fis Ovası’nda kuruluş toplantısını
gerçekleşitirmesi ile devlet yeniden ve kesintisiz ilçeye yüklenmeye devam eder. 1990′larda savaşın en yoğun gerçekleştiği merkezlerin başında gelen Lice’de halk bu defa korucu olmayı reddettiği için göçe zorlanır, onlarca köy boşaltılır. 22 Ekim 1993′te Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın suikast sonucu yaşamını yitirmesi gerekçe gösterilerek ilçe adeta yok edilir. Üç gün boyunca ilçeye tüm giriş-çıkışlar yasaklanır ve 30 kişi öldürülür 60’dan fazla kişi yaralanır 401 konut ve 241 işyeri tamamen yakılır. Devlet bununla da yetinmez ve aradan bir yıl geçmeden 24 Ağustos 1994′te Lice merkez tekrar yerle bir edilir, 108 ev yakılır.. Savaş süresince devlet güçlerince öldürülen onlarca sivilin yanı sıra 1990-1999 arası dönemde, 61 sivil JİTEM tarafından kaçırılarak zorla kaybettirilir.
İlçe nüfusü 1990′dan 1995′e gelindiğinde 47 binden 24 bine düşer.
2009′da koyunlarını otlatmaya çıkan Ceylan Önkol kalekoldan ateşlenen havan mermisiyle katledilir ve annesi parçalarını toplar... Dosya takipsizlikle sonuçlanır.
Medeni Yıldırım’ı da unutmamak lazım elbet...Şimdi Licelilerin neden karakol ya da kalekol istemediğini anladınız mı?
YORUMLAR
Hain bir vicdan, ★adil★ canlara kiyarken sessiz vicdanlar içlerinden alkışlar.Meşru bir iş yaptığını sanan kuvvet sahibi, güc sahibi olanlara, bir gün zafer isareti göstermek yetmeyecek.O gün geldiginde o isaretin hükmüne yenik düşecekler.
İşte o gün ,o hak sahipleri, o güç sahiplerinin yüzüne bile tükürmeyecek, çünkü buna bile değmeyecekler.
Saygılar...