TANRININ ÖPÜCÜĞÜ
O yârin bir gülüşü öyle yer ediş yapar ki kalpte bütün gidişi rafa kalkar ve gelişi daimi olur. Bu anlatı yârin gülüşü üzerinedir.
- Gülüşünüz bayan?
- N’olmuş ki gülüşüme?
- Bir şey olduğu yok sadece gülüşünüzün çok güzel olduğunu söyleyecektim.
- Teşekkür ederim.
- Güldüğünüzde güneş güneşliğinden utanır biliyor musunuz? Gül güllüğünden haya eder. Dünyanın en güzel gülüşü bu! Kimse bakmaya cesaret edemez çünkü gülüşünde kaybolur insan, canını getirip teslim eder kendi eliyle sana. Gülüşünün isabet ettiği can yerle bir olur, kül olur, yok olur.
- Abartmayın lütfen!
- Bütün gülüşlerin üstünde bir gülüş... Bütün renkleri içinde taşıyan tek renk, bütün güzelliklerin toplandığı tek yüz... ’Mübalağaya gerek yok’ derken bile güzelliğinin yanında mübalağanın anlamsız kaldığını da biliyorum. Seni öyle bir yere koymuşum ki yüreğimde ötesi yok. Sen güzelliğin mübalağalı halisin. Güzelliğin mübalağası seninle başlar. Güzellik sıradan bir şeydi senden önce.
- Ne diyebilirim ki!
-Hiçbir şey deme bana! Sadece yüzünü çevirme benden, aklından çıkartma, yüreğinden dışlama! Ben yüzünü göreyim tek, gözlerine bakayım, gülüşüne hasta olayım. Sensiz geçen her anın boşa geçtiğini biliyorum, tadının olmadığını...Şu an bile, şunu yazarken dahi gözlerim doluyor. Sen yağsana bana yağmur yağmur, sen açsana bana papatya papatya, sen gelsene bana koşa koşa...
-Yapmayın lütfen!
- Sen bahara çiçek, cana çilek, ömre en güzel dilek... Rabbim ne kadar da özene bezene yaratmış seni. Ne kadar da güzellik katmış, ne kadar özellik vermiş sana. Bu özlem boşa değil! Seni sevmenin ötesinde, aşkın zirvesinde, özlemin içinde, seninle iç içe ama senden uzakta bir haldeyim. Sustur beni susturmazsan daha çok severim. Kalbimi o kadar doldurmuşum ki seninle hiç boş yerim yok. Tıka basa sen doldurmuşum. Bir ben’e bu kadar sen yüklenir mi? Bir sana bu kadar ben doldurulur mu?
-Seni anlamaya çalışıyorum ama işin içinden çıkamıyorum.
-Beni anlamaya çalışma, yorulma! Kendini dinle ve anla! Bunu yaptığın zaman zaten beni dinlemiş ve anlamış olursun! Varsa bana dair bir emare artık o da yitip gidecektir bende. Hiçbir iz kalmayacak Kaptan diye. Çünkü artık senleşiyorum, sen oluyorum sen! Ne gerek var bana! Senin olduğun bir dilde ben olmaya utanırım.
-Teşekkür ederim.
-Gülüşünüz bayan!
-- Nolmuş ki gülüşüme?
- Bir şey olduğu yok sadece Tanrının öpücüğü olmalı bu!