- 569 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uçmak
Kabuslarla makaslanmış uykuların kesik kesik, bir köşesinde evin, sıçrayarak uyanırsın erkenden. Hoyrat ve açgözlü güneş yırtmamıştır bakir gecenin zarını henüz. Uykusuz kalınmış, kavruk düşünceler mısır taneleri gibi patlamış, arzular katmerleşmiş, hüzün mayalanmış, pişmanlıklar pişmiş, fırtına dinmiş, sükut yayılmıştır çevreye. Duvar diplerinde sızanlar bile derin bir uykuda fakat sen şimdi feri kaçmış gözlerindeki boş bakışla sersemsin. Hazır değilsin ne idüğü belirsiz güne. Biriktirdiğin dünün tortusuyla sırtlanmak istemediğin bugünün sınırında savsaklar zamansız huzursuzlaşırsın. Bize de yer var mı, sığabilecek miyiz diye meraklı bir bekleyişten ziyade almasınlar, eksik olsunlar gönülsüzlüğüyle sitemli bir serzeniş bizimki. Bir filmden çıkıp başka bir filme girmek gibi günü yaşamak; tatsız, tuzsuz ve tekdüze çekilen bu sahneleri hemencecik ileri sarsak ya da en heyecansız yerinde elektrikler kesiliverse. Alışamadık hala. Şimdi bir çağrı, tiz bir titreşim gibi kulaklarımda uğulduyor özgürlük; yağmurda yürümek, güneşsiz ısınmak, sevgilisiz sevişmek, umutsuz ümitlenmek, dostlarla söyleşmek, alçaktan da olsa uçmak, uçmak!..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.