- 837 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Dost Tatlı Söyler
Dost Tatlı Söyler
Eskiler “Dost acı söyler “ demişler! Aslında dost tatlı söyler ama uyarı acıdır! Yani uyarılan açısından işine gelmez uyarı; bu nedenle dost uyarınca acı söylemiş olur! Ben de tatlı sözümü yazar arkadaşlarıma söyleyeceğim; niyetim üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil! Acı gelen olursa bir kaşık bal tavsiye edeceğim, üzerine iyi gelir!
Bakın yazar arkadaşlarım; bazılarınız, kitap çıkarınca insanlıktan da çıkıyorsunuz! Unutmayın ki yazdıklarınız ne ilk ne son! Yani kimse bu yazdıklarınızı ilk sizden okumuyor! Edebinizle davranın yoksa söner havanız bir arifin ışığında! Kendi gölgenizde karanlıkta kalmayın! İki satır yazınca, orjin insan olunmuyor!
Kuranda geçenlerin bile şimdiye kadar söylenenlerden başkası olmadığı yazarken. Hangi yazar ilk defa bir hakikati açığa çıkardığından dem vurabilir! Evrende mahfuz olanı açığa çıkarabilir insan, evrende olmayanı çıkaramaz!
“Sana ancak, senden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir. Hiç şüphesiz senin Rabbin hem bağışlama sahibidir, hem de elem dolu bir azap sahibidir.” 41. Fussilet ;43- Diyanet
Tevazudan da bahsetmiyorum. İlim insanında tevazu, bazı zillet sayılabilir! Tevazu da göstermek zorunda değilsiniz her daim ama yalak takımıyla bir gruplaşma içinde olmak arifi bozar! Dost tatlı söyler!
Hoş görmek, izlemekle karıştırılıyor! Yani evreni gözle, ama bu hoş görü ve gözlemde illa her gözlemde hayrı yakalamak mümkün olmayabilir! Evrende aslen şer zaten yok. İşleyişin tamamı hayır! Şer olanlar da tercihlere karşılık olarak var! Karşılık şer olmaz! Hırsızın hapse atılması gibidir! İşleyiş şer olmaz ama hırsıza şerdir bu durum. Yani "Yaratılanı severim yaratandan ötürü!" manası işleyişin tamamının hayra dair olduğuyla alakalı! Hoşgörü de bu manada! Yoksa zulüm işleyeni alkışlamak ya da taraf olmak değil. Sıkı durun zulüm işleyene izin çıkmışsa işte orada düşünün! Allah müsaade vermeyince hiç bir şey olmaz çünkü! Yani kul azmayınca zulüm de olmaz! Evreni hoş görürken bilelim ki her işleyişin müsaade olmadan işlememesi var! O halde hoş görelim, olanda hayır var! Hikmetini bilmediğimiz şeylerin de neticede "Hoş" kapsamında olması gerçeğini görmek, "Hoş görmek"; yoksa hoş görmek adına saçmalamak maharet değil!
Kitap çıkarmadan önce çok arif olan kitap çıkarınca cehalete düşen arkadaşlarım oldu. Bunu ciddi manada gözledim. Bu nedenle yazdım!
Bir de yalak takımı var ki akıllara zarar! Anlamadan, bilmeden öven cahil takıma aldanıveriyorlar!
Yazar takımında kıskançlık belki hoş karşılanır ama arifler arasında olmaz! Güzel bir üretimi taktir etmek ile kötü bir üretimi tektir etmek aynı manaya çıkar, arif için!
Söz sahibini ele verir! Kimin nereden görünüp nereden yemlendiğini de sözünden anlarsınız! Satır aralarını okuyun! Görünen popüler söylemlerinin arkasına sakladığı asıl niyetini anlarsınız! Genelde toplumun kabul ettiği İdeolojik, dini ve milli önderler ve inançlar üzerinden verirler narkozu. Modernmiş gibi yaparlar ama geri planda sıkı bir tutuculuk vardır! Tutuculuk derken yani gelişmemişlik manasında söylüyorum! Bunu aşamazlar zaten aşamadıkları için modern ve popüler görünmeye çalışırlar! Söylemler ise kendilerini ele vermelerine neden olur! Anlayana sorun değil.
Mevlana çok revaçta, Yunus da yedekte! Birinin özlü sözüyle yalan uydurup diğeriyle destekliyorlar; sonra da "Kitap yazdık" diyorlar! Ya önce bir anlayın şu ulu kişileri! Sonra ne yazarsanız sorun çıkmaz!
Son tahlilde; evrende mevcut olanı bilgiyi insan açığa çıkarmak çabasında! Bu evrensel hakikatleri kim çıkarırsa çıkarsın. Yeter ki hakikat olsun! Bu alanda “İnsan” ortak havuzu kullanacak! Bilgi hazinesi ortak, kimin çıkardığı konusuna takılmadan istifade etmek gerek! Hırs ile hazineyi ben çıkaracağım kaygısı, aceleyle yanlış çıkarımlara itiyor! Bunu ikaz edince de küsmeler, alınmalar kaçınılmaz! Kitap yazmak güzel ama içerik de doğru olmalı! Alel acele, kopyalarla çıkarılan kitaplar yazarı sınırlıyor, okuyucuyu da bu sınırlı algıya mahkum ediyor! Günümüzde bilgi akışı çok hızlı; köhne ve eski bilgileri, sağını- solunu süsleyip yazınca da verimli olmuyor! En kötüsü de şu bu eski köhne bilgilere itiraz olmasın diye kabul görmüş ulu kişiler ve kutsallar destek olarak kullanılıyor!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.