- 839 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Venedik Tutulması (2)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Görevden alınan Kızlar ağası Sünbül Ağa, Mekke kadılığına atanan Mehmet Efendi ile birlikte Hacca gitmekte iken binmiş oldukları gemi Malta korsanlarının saldırısına uğramıştı. Gemide bulunan 600 kişiden 60 kişi kurtulmuştu ve geriye kalanlarda öldürülmüştü. Malta korsanları elde ettikleri eşyaların bir bölümünü Girit valisine teslim etmişti. Gemi de ölenler arasında Kara Bahir’in annesi ve babası da vardı. Bu cengaver yiğit Kara Bahir için yıkılma, belki de yeniden hayatın başlangıcı noktası olacaktı.
Bu olaylar üzerine Osmanlı Devleti, Venediklilere bunun bedelini ödetmek için tüm hazırlıklarını eksiksiz tamamlamıştı. Bu güne kadar Venedik’i fethetmek hiç bu kadar belki de kolay olmayacaktı. Osmanlı gemilerini sürekli taciz eden Venedik gemilerinin artık cezalarını çekme vakti gelmişti.
Kara Bahir, Köprülü Fazıl Ahmet Paşa donanmasıyla beraber tüm hazırlıklarını yapmıştı ve Fazıl Ahmet Paşa’ya dönerek;
"Paşam, Allah’ın izniyle kafirlere haddini bildireceğiz."
Paşa, Bahir’e tebessümle gülerek baktı.
"İnşallah aslanım, inşallah yiğidim. Venedik bizim olacaktır. Alacağımız gün yakındır. Allah’ta nasip ederse neden olmasın." dedi.
"İnşallah paşam, inşallah!" diyerek Kara Bahir’de sefere çıkacağı günü beklemeye başladı.
Artık Osmanlı Devleti, Girit’in etrafını sarmış ve Girit gemilerinden Osmanlı Devleti’ne gelebilecek tehditleri engellemişti. Bu durumda zor duruma düşen Girit kralı Avrupa’dan yardımlar istemeye başlamıştı bile...
Artık tüm hazırlıklar tamamlanmış ve sefer için donanmanın tüm eksiklikleri giderilmişti. Yusuf Paşa 300 kişilik bir gemi donanması ile sefere çıkmaya hazırdı.
Yusuf Paşa ve Köprülü Fazıl Ahmet Paşa sefer öncesi son konuşmalarını yaptılar. Belki de kim bilir geri dönemeyeceklerdi.
"Fazıl Ahmet Paşam, Venedik inşallah bizim olacak. Belki biz göremeyeceğiz ama bizden sonra ki neslimiz, torunlarımız bizim zaferimizi nesilden nesile aktaracaklar." dedi.
Fazıl Ahmet Paşa;
"Evet, bu sefer inşallah bizim olacak. Bak Kara Bahir’e savaşa gitmek için bizden de heyecanlı." diyerek uzaktan Kara Bahir’i eliyle gösterdi ve çağırdı. Kara Bahir hızlı bir şekilde geldi.
"Paşalarım, gidelim artık şu Venedik’i alıp hayırlı haberler ile gelelim"
Yusuf paşa ve Ahmet paşa sırtından tutarak "İnşallah aslanım" diyerek geminin başına geçtiler. Artık tek yapmaları gereken padişahtan gelecek fermanı beklemekti.
Venedik’te durumlar biraz zor halde idi. Osmanlı bu adayı almaya kararlı olduğunu artık belli etmişti. Venedikli Amata, babasına elinden geldiğince iyi bakmış ve yaralarını bir nebze iyileştirmişti. Venedikli şovalye Ammon, Amata’nın evlenmesini istiyordu ve olası savaştan önce mutlaka kızıyla konuşmak istiyordu.
Amata bir gün babasına bir tas su getirirken Ammon kızının elini tuttu.
"Benim güzel kızım. Dünyalar güzeli evladım. Artık yaşım ilerliyor ve senin evlenmeni, çoluğa çocuğa karışmanı istiyorum. Torun sevmek istiyorum. Bizler bu gün varız, yarın yokuz. Neslimizi devam ettirmek için de evlenmen şart."
Amata’nın biraz gözleri dolmuştu...
"Babacığım, sanki bir veda konuşması gibi oldu. Lütfen böyle şeyler konuşma üzülüyorum."
Ammon, Amata’ya sarıldı.
"Kızım, benim bütün servetim sensin. En güzel servetim de sensin. Fakat dediklerimi mutlaka aklına yaz. Gönlün kimi seviyorsa, kiminle olmak istiyorsan evlen. Ben ölmeden de olsa göreyim mutlu günlerini."
Amata ağlamaya başlamıştı. Ammon ise kızını sürekli teselli etmeye çalışıyordu...
O sırada birden kapı çaldı. Gelen Girit şovalyeleriydi. İçlerinden iri cüsseli bir şovalye öne çıktı.
"Ammon, nasılsın. Kendini iyi hissediyor musun?"
Ammon "Evet, iyiyim." diyebilmişti. Şovalye, "Artık savaş vakti. Senin gibi heybetli şovalyelerin vatan için savaşma vakti geldi. Hazır mısın lordum?" diyerek konuşmasını bitirdi.
Ammon "Hazırım lordum, kendimi çok güçlü hissediyorum" dedi.
Amata duygulanmıştı, Ammon ise ailesi ile vedalaşma vakti geldiğinde sanki ölüme gidiyormuş gibi duygulanarak evden ayrıldı. Amata ağlıyordu. Ya babam geri gelmezse, ya ülkemizi ele geçirirlerse? gibi düşüncelere kapılmıştı.
Artık her iki donanma da savaş hazırlıkları bitmişti. Acaba neler olacaktı? Kim kazanacak, kim kaybedecek? Kimler üzülecekti...
YORUMLAR
Tarih hikayeleri gerçekten güzel oluyor.
Arada,
bilgiler de içerirse,
belki daha güzel olacak.
Bizlerin yaptığı gibi hikayeyi bölmeden tabi ki.
Hadi hayırlısı diyelim.
talhakazgi
Evet biraz bilgiler vermeye çalıştım hikayenin temasını bozmadan.
Mesela,
Görevden alınan Kızlar Ağası Sünbül Ağa, Mekke kadılığına atanan Mehmet Efendi ve Hac dönüşü saldırı sonucu gemide ölmeleri kısmı. Tarihi olarakta olmuş gerçek bir olaydır. Ama olay hikaye olunca biraz kurgu katmadan da olmuyor tabi ki.