- 678 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şimdi buradaydım
Şimdi burdaydım. Az önce gittim. Siz beni sorduğunuzda çayımı içiyordum. Kafamın içinde adını koymadığım ve şimdi hepsini unuttuğum yüzlerce düşünce geziniyordu. Henüz buradan gitmeyi düşünmüyordum. Siz beni sormadan önce kendimdeydim.buradaydım. Bu köşede, bu iskemlede ve bu masanın yanında oturuyordum. Bu yarım kalan çay benimdi. Bu yanmakta olan cığara ve ömrüm boyunca yazmayı düşündüğüm bu şiir… ve şimdi hepsini unuttuğum yüzlerce ayrıntı. Hepsi buradaydı. Siz beni sormadan önce belki yine burada olacaklardı. Beni soracağınızı bilseydim buradan gitmezdim.
Şimdi buradaydım. Az önce gittim. Sizinle vedalaşmadan önce gittiğim için üzgünüm. Yanımda yağmurlar, yağmurda ıslanan çocuklar, çocuklarda ışıldayan yarınlar, yarınlarda tükenen umutlar umutlarda yeşeren sevgiler, sevgilerde serpilen aşklar, aşklarda savrulan ve hayatın geri kalan kısmında artık nerede olduğunu unutan ve en güzel düşlerini şehrin kalın duvarları arasında yitiren genç kızlar ve delikanlılar getirdim. Ve kırlangıçlar, papatyalar, sevda sözleri… işte bakın, şimdi burdaydılar. Siz sormadan önce yani.
Şimdi buradaydım… Bu dağın yamacında, bu akarsuyun kenarında, şu uzaklaşan ceylanın gözlerindeydim. Balıklara sizin masalınızı anlatıyordum. Belki yüzlerce kez anlatıyordum, ama her seferinde yeniden anlatmak zorunda kalıyordum. Üşüyordum, kalbim titriyordu. Dudaklarım, ömrüm boyunca yazmayı düşündüğüm, ama her seferinde ertelemek zorunda kaldığım şiirin yazılamamsının utancıyla kanıyordu. Kalbim kanıyordu. Kalbim, veremli bir genç kızın gözleri gibi kanıyordu. Kimseler bilmiyordu.
Şimdi buradaydım. Az önce gittim. Giderken beni farkeden, bana el eden “gitmeseydi ne iyi olurdu” diyen birileri olur diye düşünüyordum. Gözlerim gülüyordu… ama nasıl gülüyordu. Oysa kimse bana el etmiyor, gidişime ağıt yakmıyor, ardımdan iki damla gözyaşı dökmüyordu. Sevgililer elele dolaşmıyor, genç kızlar, okul dönüşü yağmur altında ıslanmıyordu. Patika yollardan geçmiyordu hiç kimse, hiç kimse çocuklara masal anlatmıyordu.
Şimdi buradaydım. Bu fırtınanın önünde savrulan bendim. Bu saçlarınıza tutunan eller benimdi. Bir yalnızlık türküsü dinliyordum. Gözlerim dalıp gidiyordu uzaklara. Bazan bir handa konaklıyordum, bazan artık kimselerin uğramadığı bir otel odasında. Ama hep buradaydım. Usul usul çarpan yüreğimi dinliyordum. Sizi dinliyordum. Ama siz yoktunuz.
Sizi aradığım zamanlarda, özlediğim zamanlarda, sizden başka gidecek kimselerimin olmadığı zamanlarda siz yoktunuz. Sizi her aradığımda çok önemli işlerle uğraşıyordunuz. Üzerinde kafa yoruyor ve giderek yok oluyordunuz. Sizden uzakta kanayan kalbimin farkında değildiniz.
Ellerim yine böyle birbirine kenetli, yine böyle parmaklarımla oynuyordum.
Şimdi buradaydım. Az önce gittim. Siz gelmeden önce yani.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.