- 1827 Okunma
- 13 Yorum
- 2 Beğeni
Utanma Duygusu
Özgürlük savaşçılarının son marifeti.
Hak aramanın en etkili yolu.
Milletin malını acımadan yakmak.
Sonra da,
bu sayfalarda,
utanmadan çarşaf çarşaf yazılar yayınlamak.
İnsanda biraz utanma olur.
Utanma,
yüzü olanların açığa vurdukları bir duygudur gerçi.
Yüzsüzlerde bulunmuyor maalesef.
Yazık.
Bir tutam hayat
YORUMLAR
SENİNLE AYNI KANAATTEYİM LAKİN OLAYA EDEBİ AÇIDAN BAKMAKTA YARAR VAR. EDEBİYATÇI OLARAK GÜNLÜK OLAYLARA ANINDA DALMAK BAZEN YANILTIR BAZEN DE HAK ETMEDİĞİN HALDE DÜŞMAN KAZANDIRIR. SADECE DİKKATLİ YAZ DERİM. HAKLISIN GÜZEL DE YAZIYORSUN LAKİN BİRAZ DAHA TEMKİNLİ YAZ. KEM BAKAN KEM KONUŞAN KALİTESİNİ DE YANSITIR. SEVGİLER.
Bir tutam hayat
Kesinlikle aklımızda bulunduracağız.
Düşman kazanmak...
Neyin düşmanı?
Sanal alemin mi?
Biz sadece düşüncemizi yazıyoruz.
Kimse ile kavga etmek niyetinde değiliz.
Herkesin düşüncesine de saygılıyız.(Eleştime kakkımızı saklı tutarak tabi ki.)
Eğer,
hayata bizler gibi bakmayan insanlar düşman belleyecekse bizi,
varsın bellesinler be dostum.
Hepsinin canı sağ olsun.
dostum;
sizle olaylara bakış açımız farklı olduğu için
yazının anlattıklarına katılmasam da
her zaman okumaktan keyif aldığım dostumun
nasıl anlattığını okumak benim için keyiftir
her zaman
tebriklerimle
Bir tutam hayat
Özlettin kendini.
Yav,
siyaset, ideoloji,
hak, hukuk değil yazdığımız.
Din, ırk, mezhep, vs. de değil.
Zorumuz,
milletin canına, malına zarar gelmesin.
Eğer sen,
bu yakılan devlet malının fotoğrafına bakıp,
zevkle kadehini yudumlayabiliyor isen,
nasıl arkadaş, dost kalabiliriz ki?
ersinbaşeğmez
dostluğun her zaman
her şeyin üzerinde olduğunu düşünürüm
bir duble rakı için dostluklar bozulur diyorsanız
elbette takdir sizin
sonuçta dost dedik mi
en az iki kalbin onaylaması
hissetmesi gerek
şaşıp kalıyoruz .......gün günü arar olduk....çok yerinde bir yazı .......saygılarımla
Bir tutam hayat
Aslında böyle konuları yazmak istemiyorum ama,
insanın yüreği yanıyor.
Böyle yazdıkça,
insanlar siyasetin bir yanına asıldığımızı zannediyorlar ama,
yok aslında bir ilgisi.
Sadece,
ülkemizde huzur olsun istiyoruz.
Herkes hakkını arasın.
Sonuna kadar arasın hem de ama,
insanlar ölmesin, millet malına zarar gelmesin.
Sağ ol yorumun için.
Sevgili Gökhan.
Şener Şen ile İlyas Salman'ın baş rollerinde oynadığı '' Banker Bilo'' Diye film vardır. Bilmem seyrettin mi? O filmde Şener Şen , karısının erkek kardeşi olan Bilo'ya olmadık kazıklar atar ve her seferinde saf Bilo '' Ula bunu bana niçin yaptın ?'' diye sorduğunda '' Yaptım ama hele bir sor niçin yaptım'' Diye başlayan bir savunma ile namussuzluğuna mutlaka bir kılıf bulurdu. En son Bilo'nun sevgilisini ayartmış onu koynuna atmıştı. Bilo sordu '' Ula bunu niçin yaptın '' Cevap verdi: '' Yaptım ama niçin yaptım hele bir sor. Aşık oldum. Benim de insan olarak aşık olmaya hakkım yok mu?''
Demek istediğim, insanoğlu maalesef en büyük şerefsizliğine bile üretecek bir mazeret buluyor. Geçen sene Gezi olaylarından sırasında da yaşanan bu görüntüler üzerine bir öğretmen arkadaşımla bu konuyu tartıştığımızda bana verdiği cevap aynen şuydu: ''orada hiç kimseye zararları olmayan o gencecik çocuklara o kadar baskı ve işkence yapıyorlar ki çocuklar insanlıktan çıkıyor''
Senin anlayacağın: Oturup bu olayın sosyoljik, psikolojik ves. boyutlarını irdelemeye çalışsak da bir netice elde edeceğimiz filan yok. Çünkü ''Ama '' ile başlayan bir cümle kuracak ve günlerce, aylarca, yıllarca tartışıp duracağız. Hani kadın kocasını aldatıyor başka erkekle. Bunu bilen bir bayan arkadaşı ona '' Sen bir fahişe gibi davranıyorsun '' deyince kadının cevabı '' Ben bir fahişe değilim. Evet kocamı aldatıyorum ama sadece bir kişinin altına yatıyorum''
Senin yazından uzun oldu. Kusura bakma ama böyle işte ))))))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları tarafından 6/5/2014 11:27:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir tutam hayat
canım sıkıldı bu gün deftere.
Çok yazı okuyorum, bazılarına da yorum yazıyorum.
Eleştiri de yapıyorum tabi ki...
İnsanları asla kırmadan ama.
Yine de küfür yiyorum.
Üzüyor bu durum.
Okumasam mı bir daha diye düşündüğüm bile oluyor.
Neyse.
Toplumsal olaylara çok değinmek istemiyorum aslında ama,
insanın yüreği acıyor be hocam.
Yazık insanlarımıza...
Yazık milletin malına mülküne.
Serhat BİNGÖL
Kıymetli hocam,
Gökhan beyin sayfasına şöyle bir gireyim dedim. Sizin yorumunuzla karşılaştım.
Dostumuzun ve sizin hoş görünüze sığınıp sohbetine katılayım istedim
Yorumunuzda bu sokak olaylarına ithafen bu işlerin sosyolojik ve psikolojik v.s.boyutlarına bakmanın bir şeyi değiştirmeyeceği iddiasını gönülden söylediğinizi düşünmüyorum. Sonuçta siz entelektüel birikiminizle kaleme aldığınız tarihi yazılarınızda yaşanmış trajedileri iyi bilen birisiniz.
Yorumunuzun son bölümündeki, fıkraya benzer fahişe örneğinden neyi kastettiğinizi doğrusu anlamadım.
Konumuz fahişeler olmadığına göre biz kendi konumuza dönelim,
2005 yılında Fransa’nın Paris şehrinde hırsızlık şüphesiyle polisin kovaladığı iki göçmen. Saklandıkları yerde yüksek voltajda elektrik akımına çarpılarak ölmesi nedeniyle ayaklanan göçmenler yanılmıyorsam bir hafta on gün gibi bir zaman süresinde Paris’in altını üstüne getirmişlerdi beş bin den fazla otomobil otobüs v.s. aracı ateşe vermiş, mağazaların camlarını vitrinlerini kırmış, Paris’i cehenneme çevirmişlerdi ve buraya dikkat! Yaşanan bu sokak olaylarında tutuklamalar ve gözaltların dışında adli bir vaka olmamış tek bir kişi bile ölmemişti.
Pekiii, Fransa devleti yaşanan bu olaylarla ilgili nasıl bir açıklama yapmıştı. Ona da dikkat edelim!
Jak şırak Cumhurbaşkanlığı sarayından Sarkoziyle birlikte Fransa kamuoyuna şu açılamayı yapmıştı. Yaşanan bu olaylardan dolayı tüm göçmenlerden Fransa devleti olarak özür dileriz. Yaşanan tüm hak ihlalleri en hızlı şekilde gözden geçirilecek her kesin Fransa’da eşit şanssa sahip olması sağlanacaktır.
İşte bu akıllıca açıklama eylemleri sonlandırmış maddi zarar olsa bile kimsenin ölümüyle sonuçlanmadan olaylar yatıştırılmıştır.
Fransa’da yaşayan Türk asılı Fransız vatandaşı dostum halis bey den öğrendiğime göre. Fransa’nın bu akılı ve demokratik tavrından dolayı dünya kamuoyunun sempatisini kazanmış ve o yıl Paris’e gelen turist sayısındaki artış nedeniyle. sokak olaylarından kaynaklanan mali zararın üç dört misli parayı turizmden elde ettiklerini söylemişti üstelik göçmenlerde daha bir aidiyet duygusuyla Fransa’ya bağlanmışlar.
Demek ki, bu tür olaylarda sosyolojik ve psikolojik değerlendirmeler çok önemli yer tutuyor. Tabi bu benim görüşüm, katılmayabilirsiniz.
Ha başka bir görüşe göre devlet bu işleri tankla topla da çözebilirdi. Eh sizin yazılarınızdan okuyup öğrendiğimiz kadarıyla zaten biz bu tip sorunları geçmişten bu güne genelde şiddet kullanarak çözmüş devlet anlayışından geldiğimiz içinde. Bu seferde yaşanan trajedileri ört pas etmek zorunda kalmış yani yalana ve inkâra yönelmişiz.
Bundan dolayı da bireyin demokrasi kültürünü geliştirmek yerine habire ırkçı ve şoven duyguları topluma pompalamışız. Sonuç olarak da ne öz güven sahibi kişilikli bireyler yetiştirebilmişiz nede dünya kamuoyunda gerçek manada hak ettiğimiz saygıyı görmüşüz bu sebeple de iki yakamız bir araya gelmemiş ve gelmiyor.
Saygı selamlarımla,
sami biberoğulları
Aslında senin söylediklerin ile benim söylediklerim birbirinden farklı şeyler değil. Belki tamamen birbirine zıt gibi görünen cümleler ile anlatıyoruz ama aynı şeyleri söylüyoruz aslında.
Olayın sosyolojik ve psikolojik boyutlarıne eğilmek dediğimizde bizde yapılan nedir? '' Nasıl daha fazla reyting toplarım '' endişesiyle yapılan açık oturumlar, paneller vesaire vesaire değil mi ?
Her toplumsal olaydan sonra yaptığımız sadece kendimizi hakı gösterecek savunmalarla sonu gelmez tartışmalara girmek olmuyor mu her seferinde?
Ben geçende oyurup saydım Zonguldak-Kozlu'da tam beş defa grizu patlaması denilen ve sonunda ölüm olan maden faciası yaşanmış. Peki tartışma dışında yapılan bir şey var mı? Olsaydı Soma faciası yaşanmazdı.
Bizde maalesef hep bir bahane bulma olayı var ki ben buna fahişe örneğini vermişim sen ise örtbas etme demişsin. Aynı şeyleri farklı cümlelerle dile getirmişiz yani.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Fikir üretemeyenler küfür üretir. O bakımdan ya aldırmayacaksın bırakacaksın havlayıp dursun ya da benim gibi yapıp misliyle iaede edeceksin. Üçüncü alternatif hiç yazmamak gibi görünse de ben asla bu alternatiften yana değilim. Sen de olma. Çünkü bu sitede senden daha efendi ve kimseleri kırmadan bir şeyler yazabilen biri varsa gelsin ellerini öpeceğim.
Selam ve sevgilerimle.
hadi bir deli yaptı bu işi. gençtir, toydur, gaza gelmiştir.
ama acı ve düşündürücü olan koca koca adamların, yazarların, siyasetçilerin, sanatçıların desteğine ne demeli..
Bir tutam hayat
Keşke olmasa hiç.
İnsanlar haklarını sonuna kadar arasalar ama,
ölenler olmasa.
Millet malına zarar verilmese.
Hangi birini sayacağız, değerli yazarım...
Sayısız yüzsüz ve bir o kadar yüzle ortalarda gezinen nicesi...
Kısa mıydı? Hayır. O denli içeriği yüklü ki...
Kaleminize selam olsun.
Kutluyorum.
Bir tutam hayat
böyle üzücü yazılar yazmak zorunda kalmasak.
İnsanlar bizi,
biz insanları üzmesek.
Gülüm Çamlısoy
Eninde sonunda düzlüğe çıkacağız zira hissediyorum bunu. Gerek bireysel gerek sosyal bağlamda bir şekilde.
sorgulanması gereken hiç bir şeyi sorgulamıyoruz ve çok şey bildiğini sanmakta her birimiz. Oysa ki; görünen ve yaşanan buz-dağının sadece görünen kısmı.
Umarım ve dilerim ki aklımız en kısa zamanda başımıza gelir. sadece bakıyoruz ve duyuyoruz. Ne görebilmekteyiz ne de dinleyip hissetmekteyiz. Ne de olsa gemisini yürüten kaptandır zihniyeti bizlerde yer eden.
Bizlere bahşedilen akıl denen bir mefhum var iken hani nerede aklıllı geçinenler?
İşimiz zor ama imkansız değil.
Uzattım, kusura bakmayın.
Bir kez daha kutlarım duyarlı yüreğinizi.
Kısacık ama içi dolu bir eleştiri.Belki yazmaktan öteye geçemez isekte eleştirimizde günü geldiğinde oy vermek dışında yinede yazmadan konuşmadan da olmuyor.Serhat beyin cevabını okuyup katılmakla birlikte sadece ekleyebileceğim biz nerde hata yaptık ? bunun araştırmasını yapıp samimi cevaplar verilmeli ki etnik çeşitliliğimizle tek türkiye tek ülke olmayı başarabilelim şu içinde bulunduğumuz nadir ve kritik coğrafyada.Bunda hem fikiriz ama şöylede bir gerçek var ki bizi bize bırakmayan ve dünyaya şekil veren güçlerin özellikle medya aracılığıyla algı değiştirmek,oluşturmak adına yaptıkları çalışmalar en kritik alanlarda tamda zamanında attıkları el bombaları ile bir anda bir sorunu çözemeden hızla başka sorunlara geçiyor oluşumuz hani tabiri caizse düşüyoruz ama kalkamadan bir tekme daha atılıyor.Şu son bir yılı hangi tarafta olursak olalım haklı haksız taraflarımızla değerlendirebilirsek çok daha güzel olacak.Haber okumaktanda dinlenemktende nefret eder olduk.Herkes işine geldiği açıdan bakıp yorum yapınca bir noktadan sonra ipler kopuyor uzak durmayı tercih ediyorsunuz.Saygılar selamlar değerli kalem.
Bir tutam hayat
Çok dikkatle okunması gereken bir yorum...
Bir yerlerde hata yaptığımız kesin ama,
yitirilen hak da bu şekilde aranmaz ki.
Yazıların içinde, az buçuk da öz eleştiri olmalı.
Bu konuda haklısınız.
Ancak,
her ne hal olursa olsun,
benim malımı yakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Şiddetle cezalandırılmalıdır.
Terör, bir hak arama yöntemi olamaz.
Dünyanın neresinde sonuca ulaşmış ki, burada da ulaşsın?
Bu yazdıklarımızın siyasetle ilgisi yoktur.
İnsanlar, istedikleri siyasi akıma, istedikleri ideolojiye gönül verebilir, savunuculuğunu yapabilirler.
Ülkeyi yönetenlere ana avrat küfür de edebilirler.
O durumlar,
bizim değil, kendilerinin sorunudur.
Bizim savunduğumuz, milletin malına zarar vermenin yanlış olduğudur.
Küçük yazımızda da, bunu vurgulamak istedik.
Ne derecede becerebildik, bilemiyorum.
athena
Dış devletlerde çalışıyorsun oralar da böyle olaylar çok nadir neden acaba ağır olan cezalardan mı .Ne oluyor Türkiyede 60 yıllarda amerikada sen zencisin diye beyazla ayni yerde oturtulmayan başka yere git diyen bizim bilmediğimiz olaylar mı var acaba.
Sen memur olamazsın ,sen oraya giremezsin sen sen diye olaylar mı var acaba..
Ne geçti yakıp yıkmakla eline bedduadan başka.
Biraz olayları değiniyorsun hemen bir partiye sokuluyorsun ,destek veriyorsun terörist oluyorsun
Bu gemi batarsa hepimiz batarız..
Duyarlı yüreği tebrik ederim saygılarımla.
Bir tutam hayat
Bu vatan hepimizin.
Her kırılan ağaç dalına, hep birlikte üzülmeyi beceremez isek,
torunlarımıza ne bırakacağız?
Güzel bakmayı bilen yüreği sevgi dolu bir kalemden acı gerçeklerin hali pür melali düşmüş sayfaya.
söylenecek çok şey var ama söz gümüşse sukut altındır sözünün geçerli olduğu bir zaman diliminden geçiyor bu aziz millet ve güzel vatan.
Deveye neden boynun eğri demiş ler deve nerem doğru ki diye cevap vermiş.
günümüzde ellerinde haklarını mecliste koruma imkanları olanlar bunu doğru değerlendirecekleri yerde bu yolu tercih etmeleri akıl alır gibi değil
bu vatan hepimize yeter biz zaten harman olmuş bir ulusus
kız alıp kız vermiş harman olmuşuz bedenin bir uzvu koparılırsa yerinden ne kadar mutlu olur o yarım beden.
dış mıhrakların topla tufekle yutamadıkları bu vatanı lokma lokma yapıp yutmak istedikleri yatıyor bunun altında.
kürt kardeşlerimiz biraz düşünmeli neden bize arka veriyor dış mihraklar diye.
kar kaşlarına kara gözlerine mi acaba.
dünyanın her yerinde müslüman milletlere yönelik katliamlar yaşanıyor neden arka çıkmıyorlarda bize çıkıyorlar diye
sebep başka canlar gelin bir olalım diri olalım.
yolumuz bir kıblemiz bir örfümüz bir bu vatan hepimize yeter
oyuna gelmeyelim elele verelim birlikten güç doğar ve her karanlığı aydınlığa götürür
yakmakla yıkmakla hak alınmaz sadece can yanar.
sevgili bir tutam hayata çok teşekkür ederim bu güzel uyarısı için .
Bir tutam hayat
makinalarda problem oluştu, fabrikaya bakmak zorunda kaldım.
kusuruma bakmayın efendim.
Ne güzel.
Buradaki bir çok insanla aynı fikri paylaşıyoruz.
Siyasi görüşlerimiz,
benimsediğimiz ideolojiler,
dünyaya bakış açımız,
dini inanışlarımız farklı olabilir.
Ama,
hayatın gerçeği birdir.
Terörle bir yere varılamaz.
Benim toplu taşıma aracımı yakan teröristtir.
Sebebi ne olursa olsun.
Cezalandırılmalıdır.
Teşekkür ederim güzel yorumunuza.
Kıymetli Dostum
Kısa ancak anlamlı yazınızı ilgi ile okudum.
Mutlaka sizin bir bildiğiniz vardır fakat doğal olarak Gökhan Bey dostumuz acaba (bu sayfalarda,
utanmadan çarşaf çarşaf yazılar yayınlamak ) diyen bu sözlerinden kimi kastetti diye insan düşünmeden edemiyor.''en azından benim bilgisizliğim gereği''
İki gün önce Osman Oktav dostumuzu sayfasındaki ‘’sökülen hiçbir kaldırım taşı kırılan hiçbir cam yitip giden gencecik bir candan daha kıymetli olamaz ‘’ sözüme atıfta mı bulundu şeklin deki kafamda oluşan sorunun cevabını yine kendi kendime verdim. Dostum beni kastetmemiştir.
Yazınıza dönecek olursak elbette bu fotoğrafın tasvip edilecek bir yanı yok. Ancak bu eylemleri yapan kişileri kınayıp eleştirmek ve hakaret etmek yerine birde kendimize dönük öz eleştiri yapsak acaba biz nerde hatta yaptık. Yâda yapıyoruz da o insanlara bu ülkeyi ve bu ülkenin değerlerini sevdiremedik öyle ya bu işin birde sosyolojik ve psikolojik boyutu da var.
Elin oğlu birçok farklı etnik kökenden gelen vatandaşlarına üstelik o insanların dünya üzerinde mevcut kendi öz vatanları varken ben Amerikalıyım dedirte biliyorsa ve o ülkenin çıkarları için özveriyle mücadele ettiriyor ve o ülkeyi sevdirip tüm değerlerini benimsete biliyorsa sanırım bizimde oturup düşünmemiz gerekir. Tabi bu örneği başka ülkeler üzerinden de vermek mümkün Almanya, İngiltere, vs hatta düne kadar komünizmle yönetilen Rusya da dâhil.
Yada kafa yormak yerine,
boş verelim bizim bir hatamız yoktur. Bu insanların hainliği deyip geçelim.
Saygı sevgilerimle.
Bir tutam hayat
Her zamanki gibi,
gerçek bir beyefendi nezaketi gölgesinde yazılmış cümleler.
Size hak vermediğimi zannetmeyiniz.
Son derece haklısınız.
Bir yerlerde, birileri çokça yanlışlıklar yapmışlar.
Hala da yapılıyordur belki de, bilemiyorum.
''’sökülen hiçbir kaldırım taşı kırılan hiçbir cam yitip giden gencecik bir candan daha kıymetli olamaz ‘’
Çok doğru söz. Yürekten katılıyoruz.
Ancak,
bu güzel cümleyi sayfalarımıza aktaran akıl,
birilerinin, her gün bir genç canın daha toprağa düşmesi için, elinden gelen her türlü pisliği yapmakta olduğunu fark edemiyor mu?
Kurulan bu tezgahın, alenen yurt dışından da destek aldığını?
Gelişmiş ülkeler mi?
Refah seviyesi yüksek ülkelerin hangisinde bu tür karışıklıklara rastlarsınız?
Hiçbirinde.
Bir de,
gelişmenizi engellemek için her türlü rezilliği yapmaktan geri durmayan ülkeler yoktur.
Sizi bölmek, parçalamak isteyen.
Milli gelirinizin oldukça büyük bir kısmını terörle mücadeleye harcamanıza sebep olan.
Bu PKK ve DHKP-C hiç olmasaydı...
Düşünün şu anda ülkenin durumu ne olacaktı.
Türkiye, zor memleket.
Allah, sonumuzu hayır etsin diyorum.
Son cümlem,
aracımı yakanın evi yansın.
Oh!... Rahatladım vallahi...
Minos
Sevgili birbtutam hayata cevabın yazdığınız yazıyı okudum.
Sizinle fikir paylaşabileceğim kanaatine vardım yazınızın özeti itibariyle.
Haklısınız yedi düvelden görüp giden insanlar Amerika'yı vatan beklemiş ve bir ulus devletimolmuş.
Ilk zamanlar orada da bazı olumsuzluklar yaşanmış, ve verilen mücadeleler sonunda eşitliğe ulaşılmış.
Bizim yurdumuzda hiç bir zaman vatandaşlık anlamında bir ayrım olmamıştır.
Ne demiş büyük önder
Türkiye topraklarında yaşayan halkların tümüne Türk halkı, Bunu topraklarda
Türkiyedir demiş. Ben hiç hata yok diyemem ama hatalar karşılıklı olmuş.
Amerika'da yayadan hiç bir Alman hiç bir İg
Liz hiç bir Fransız ben bu böyleyi istiyorum kavgasına girmemiş.
Onların durumu başka bizim durumumuz başka.
Bizler bu vatanı yedi düvelin elinden Kürdü türkü Çerkezi Lazı hep beraber kan dökerek kurtardık. Bu vatan hepimizin.yurdumuz bir kıblemiz bir örfümüz bir.halayımız Türkülerimiz bir.
Kız almış kız vermiş harman olmuşuz. Bu nesillerden gelen hakları hangi kategoriye koyacağız.referandumla mı tesbit edeceğiz hangı ırka tabisinin diye
Hak aramakta maksat mecliste m
Vekiller var siyaseten mücadele etmek varken yakıp yıkmak çoluk çocuk kaçırmanın ne gereği var, ne Kürt halkının Ne de Türk halkının gerçek dostu yok dünyada ancak bız birlik olup sahip çıkalım bu güzel yurdumuza
Oynana. Oyunu bozmalıyız bir olalım diri olalım hoşça kalın saygılar
Serhat BİNGÖL
Fark etmez olur muyum sevgili dostum yıllarca gücüm yettiğince dilim döndüğünce bu güzel ülke ve insanları üzerinde oynanan oyunları acizane her ortamda her platformda ortaya koyup anlatmaya çalışmış bir kardeşinizim.
Fizikte de bir tanımlama vardır.( -Hiçbir hareket anlık değildir.-) sadece biz anlık zannederiz. Bu kuram bireyin Psikolojisi içinde geçerli, toplum psikolojisi içinde geçerlidir. Mutlaka her davranışımızın düşünsel davranış kökü vardır. Gülmek, ağlamak, sevinçli olmak, öfkelenmek gibi tüm davranışlarımızın bir geçmişi vardır aslında.
Örneğin; bir futbol maçında yenilen takımın taraftarı yenilmeyi aşağılanmak olarak görür. Oysa kişinin tuttuğu takım puan kaybetse bile lig deki yerini korumuştur. Ancak aşağılanma içgüdüsüyle taraftar saldırgan ve asabi davranışlar gösterip etrafına zarar verebilir.
Diyeceğim o ki hayatı boyunca aşağılanmış hiçbir değer verilmemiş bir insanın ‘’eğitim düzeyi ne olursa olsun’’ kendisine değer verilmeye başlanmasının hemen ardından olumlu tepki vermesi beklenemez çünkü onda yılların düşüncelerinde yer etmiş bilinçaltı davranış biçimleri vardır ve bu türden davranış biçimleri doğaldır. Bu sürecin sabır’a Yani zamana ihtiyacı vardır. Yeter ki canlara bir şey olmasın.
İşte dış güçler ve onların ülke içindeki işbirlikçileri tamda bu noktada devreye girer toplumu kendi çıkarları doğrultusunda çatıştırırlar.
Sonuç; eğer bizler milli ve dini değerlerimize sahip çıktığımız gibi demokrasi ve insan haklarına da sahip çıkarsak zamanla bu sorunların üstesinden gelir yaralarımızı sarar tedavi ederiz.
Yaralarımızı açık bırakır iyileşmesi için sabır edip çaba göstermez isek başkalarının yaramızı kurcalayıp kanatmasından şikâyet etmeye hakkımız olmaz.
Söylenecek çok şey var ama Bu konular derin ve sosyolojik konulardır bu yorum köşesinden paylaşmak pek kolay değil.
Sonuçta
Bu ülke ve insanları dünyanın en güzel ve en renkli insanlarıdır.
Kıymetini bilelim.
Saygı sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Güler hanım merhaba
Söylediklerinize katılmamak mümkün mü? Evet, bizler et ile tırnak olmuş insanlarız ve müthiş güzel kültürümüz var şuna emin olun Kürt kardeşlerimizde en az bizler kadar bu ülkeyi seviyorlar. Ha denile bilinir ki o zaman ben türküm desinler sanırım bu noktada sizde benimle aynı görüştesinizdir. Varsın demesinler onlarda Kürt olarak bu ülkenin gök kuşağı renklerinden bir olsunlar.
Hem Kürtle Hem biz Türkler dünyanın her yerinden her milletiyle dostluklar kuracak medeniyete ve kültüre sahibiz.
Saygı sevgi selamlarımla.
Ne edebi abiciğim..edep elden gideli epey oldu... ilkTürk kadının dünya güzellik yarışmalarına katılmasıyla ortadan kaldırıldı..avrupa kadeh kaldırıken bu ülkeye, insanlarımız israil mamalarıyla büyüdü..nefis öyle bir halde ki her şey artık mubah ustadım...kadınlarımız erkeksi..erkeklerimiz kadınsı hal içine girdiler..hepsi mi böyle hayır babayiğitleri ve ana olanlara saygımız sonsuz..ama duru suya çamur düşmeya görsün ..toplumumuz duru bir suydu( Osmanlı) şimdi çağdaşlık ayağı ile çamurlaşan bir nesil haline getirildik..geçmişinden utanan..Atatürkü gözünde peygamberleştirenler..ulamaları gözlerinde peygamberleştirenler bu ülkeye zararı olan insanlardır ...herkes Tanrıcılığı oynamaya başladı medyada orda şurda burda :)...
kendini bilmez soysuz sayfa sayfa soysuz kanından sayfalara aklınca birşeyler yazacakda bizlerde okuyacak kabulleneceğiz öyle mi ...o kuş beyniyle biz okuyanları sürükleyecek peşinde öyle mi ... os....sun ....os...sun dizsin ipine... ne medyası ne mediası :) bizde sağlam iman ve yürek oldukça...
yaktıkları kadar yanacaklar...kötülük beladır ve belada kendilerini biçecektir...saygılarım kaleme ..üzülme...meydanlar yiğitide bilir kahpeyide...gül ağaçları gibi darağaçları da insanların yüreklerinde yer alır vatan söz konusu ise geriside teferruattır
..Rabbim TC. nin yar ve yardımcısı olsun..saygılarımla
GÜLESEN SANCAR tarafından 6/5/2014 10:33:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir tutam hayat
Söz konusu vatan ise, gerisi teferruattır.
Maalesef,
bazılarının teferruat olma süreci hızla yaklaşmaktadır ve onlar bunun asla farkında değiller.
Bu vatan,
hepimizin vatanı.
Dedelerimize, babalarımıza yetti.
Bize de yetecektir, torunlarımıza da.
Kırıp dökmenin, yakıp parçalamanın ne anlamı var?
Özgürlükmüş...
Hak aramakmış...
Senin özgürlüğüne de, hak aramana da...
Aranacak bir şeylerin var ise, adam gibi ara.
Eşkıya gibi değil.
Unutma, su testisi, su yolunda kırılır.
Da,
yazık oluyor körpe gençlerimize.
Çok öfkelenmişsiniz birilerine.
Tahmin edebiliyoruz kim olduğunu.
Çok aldırmayın.
Herkes, layığını bulur sonunda.
Bir tutam hayat
Neden oluyor böyle şeyler?
Neden insanlar böylesine kötü?
Anlamak mümkün değil.
Hiç bir bahane,
resimdeki olayı açıklayamaz diyorum.
Bir tutam hayat
Gerçekten çoklar.
Ama bizlere hep yüzlü olarak gözüküyorlar.
Bu konuda ustalar.