- 2501 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BABAMIN MEKTUBU
28-12-1973
Pek kıymetli dayım sonsuz selamımı sunar hasretle ellerinden öperim. Dayıcığım nasılsın iyimisin iyi ve rahat olmanı Allahtan dilerim.
Sende bizleri sorarsan hamdolsun cümlemiz iyiyiz. Sizlerin de aynı minval üzere olmanızı Allah’tan dilerim.
Gülsel selam eder ellerinden öper, Sıdıka anasına selam eder ellerinden öper, çocukların gözlerinden öper. Şefik ve ailesine selam eder, ellerinden öper çocukların gözlerinden öper.
Dayıcığım yeğenlerimi gör benden çok çok selam söyle, kusura bakmasınlar, bacım öldüğünde gelecektik Suriye’nin düzeni bozuk olduğu için göndermediler.
Şimdi ise Gülsel’in durumu ağır, yani doğumu yakın, İnşallah ekin biçimi geliriz.
Dayıcığım biliyorsun ki büyüğümüz yok, eve bakacak.
Sıdıka bacıma selam eder ellerinden öperim.
Dayıcığım bizden ayrı geçen Kurban Bayramınız kutlu olsun.
Mektubun arkasında bir küçük not. (Dayıcığım İsmet paşa hakkın rahmetine kavuştu başın sağolsun)
DİKENLİ AYRILIK, MAYINLI ÖMÜR
Bu kısa mektup babamın aynı zamanda kayınpederi olan dayısına 1973 sonlarında yazdığı mektuptu.
O günler mektup tek iletişim aracıdır ancak yazılan mektupları gönderecek kaçakçıları bulmak her zaman nasip olmazmış. Bu nedenle mektubu yazan onu gönderebileceğini, gönderdiğinde ise yerine yetişeceğini fazla umut etmezmiş.
Hatay/Suriye arası, Hatay’ın en uzak mesafesinden bile ancak 50/60 kilometredir.
Fakat sınıra çekilen dikenli teller ve döşenen mayınlar, bir ülke sınırını belirlemekten çok, aileleri parçalama görevi görmüştü.
Babam mektubunda “ İnşallah ekin biçiminde geliriz” demiş, oysa ne ekin biçimi, ne bayram ne de Annemin, babasının ölümünde oraya bir daha gidemediler.
Savaş kazanmak her ülkede böyle midir? Yani savaş kazanan ülke, o savaşın sonunda topraklarını kaybeder mi? Hem ailelerin, köylerin, şehirlerin arasını dikenli telle mayınlarla ayırırlar mı?
Eğer kazanmak bu ise, biri kaybetmeyi tarif edebilir mi?
YORUMLAR
Evet savaşların kazananı olmuyor, kaybeden kaybettiğini fark etse idi belki yaralar daha çabuk sarılırdı. Fakat hafızalarda yapılan tahribat sınırlarda yapılan tahribattan daha zalim oluyor. Aynı vatan evlatları, aynı amaç uğruna aynı cephelerde savaşıyor. Yüz yıl sonra anlıyorsunuz ki, yalnız savaşı kaybetmekle kalmamış fikri evrimler geçirmişsiniz, asırlarca bir bütünün parçası olan, Arap hain, Kürt terörist, Türk Ateist, olmuş. İyi senaryo yazmışlar, biz de iyi oyuncular olmuşuz galiba. Bu gün Avrupa devletleri arasında sınır problemi yaşanmıyor, bir de bize bakın dikenli teller kalksa aradan, mayınlar kaldırılsa hafızalarda yer ettirilmiş engellerin kaldırılması ne kadar zor. Bir Kürt'le bir Arapla, aynı kaderi paylaşan biz Türkler olmasa, şimdi sığınmacıları anlamamız, daha zor olacaktı belki de. Hamt olsun Rabb'imiz, teraziyi ne güzel dengeliyor. Yorum için teşekkür ederim.