- 5417 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
GÜÇLÜ KADIN OLMAK MI OLMAMAK MI ?
GÜÇLÜ KADIN OLMAK MI OLMAMAK MI ?
Bazen öylesine gururlandığım bazen de öylesine yorulduğum anlar da hep düşündüğüm durumdur.Bir erkeğe sırtını dayamak ve onu sömürmek bana onursuz bir davranış gelmekle birlikte yazar Kotil in yazısı okumaya değer.Çevremde baktığımda iş kadınıyım havalarındaki çoğu kimliklerin kendilerine bakan zengin birinin kolları altında onursuz bir hayat sürdükleri örneklemeleri çok.Bu noktada bu erkeklerin paralarını çaktırmadan değişik sevgililere yediren bu tür hemcinslerimiz ne yazık ki yazıda anlatılan biçimde erkekleri avlayıp listelerine dahil etmekteler.Bu tüe kadınların bedeninden ve ortamından faydalanan erkeklerse bu kadınları göklere çıkarmaktadırlar.Aslında o türlere o.......derlerken çıkar uğruna hanım efendi ilan ederler ki bu hem kendilerini hem çevrelerindekileri kandırmak ,minareyi çalıp kılıfını uydurmaktır..Çalışmak ayıp değildir ama bedenleriyle bu işi yapanların kendilerine bir meslek edinmeleri ve bunu bilenlerin onları taltiflendirmesi ayıptır.ya da birilerinin gözünü boyamaktır.Yazıdan öğrendiğim ise evlere(yadsımıyorum işin şeklini iş iştir edebi dahilinde yapılan)temizliğe gidenlerin kendilerini farklı mesleklerde reklam edip erkekleri inandırma şeklinin oerkekleri erkek gibi hissedeblmeleri adına kullanmalarıdır. Bu da benim gözümde üç kaçıtlığın zirvesidir.
Sözün kısası :GÜÇLÜ KADIN ONURLU KADINDIR.......EMA
************************************
Güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. Anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. Onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. Evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anlarlar. Bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler. Faturalarını kendileri yatırırlar. Hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. Hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. Özgürlüğü severler,dik durmayı da,güçlüdürler çünkü…
Aşık olduklarında hissederek yaşarlar. Aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. Sevdiklerine problem çıkarmazlar.Bütün gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere giderler.
Çoğu zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan,yansıtmazlar çünkü. Para var mı,işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. Çünkü istemezler kimse onlara acısın.
Sonra da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. Bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. Eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın,tahammül edilmez kadın damgasını yerler. Bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar!
Terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bihaber.
Sonra bir dosttan, eşten, ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış.
Erkekler çok severler böyle kadınları. Birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. Onlara kendini erkek gibi hissettirir! Bu zayıf kadınlar erkeklere bağımlıdır.
Mesela fatura filan yatıramazlar,anlamazlar çünkü. Nerden yatırılır onu da bilmezler. Ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. Hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. Akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. Akşam eşleri eve geldiğinde,bugün nereye yemeğe gidelim,diye sorarlar. En kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. Zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. Kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. Huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbirşeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. Pek teşekkür etmezler,kıskançlık krizlerini de severler. Kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. Erkekler bu kadınları asla terk edemezler. Çünkü o güçsüz,kırılgan bir kadındır. Ayrılırsa kurda kuzuya yem olur.Koruyup kollanmalıdır her an o!
Zayıf kadınlar hiç çökmez,buruşmaz ve yıpranmazlar. Ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. Ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar...
AYLİN KOTİL
YORUMLAR
Evet güçlü olmak; her kadının becereceği bir şey değildir...Bu nedenle bir erkeğin gölgesinde hele de narsist bir erkeğin yanında ömrü boyunca onursuzca yaşamak zorunda kalır...biliyosun ki bu konuda çok dertliyimdir:)
kalemin daim olsun arkadaşım sevgi ve saygılarımla
size katılmaktayım.
Ne yazıkki her zaman şanslı olan o beceriksiz kendini erkeğe muhtaç hisseden kadınlardır bu kadınlar çok fazla da düşünmezler.
hatta erkeğe karşılık bile vermez her zaman erkeğin sırtını okşarlar.
Mücadele eden ve ayakları üzerine durmak isteyen kadınlar özgürlüğe düşkündürler.
ezilmek istemez erkeğiyle çatışmaktan çekinmez bu yüzden çok kere mutsuz olurlar.
Şahsen hayatımda her zaman mücadeleci bir eşim olsun isterdim.yeri geldiğinde bana bile kafa tutmalı, beni bile gerektiğinde korumalı.Ama hayat bu hep bir erkeğe muhtaç biri ile yıllarım geçti giti.
İşin kötü tarafı iş kadını olması ve eve para getirmesi onu daha farklı bir konuma getiri.
hem zavallı hem egemen olma duygusu ile varlığını devam ettirme ilkesi. Farklı özelliklere sahip insanların yıllarını bir arada geçirmeleri nasıl olur, ancak yaşayan bilir.
oldukça güzel bir yazı ve paylaşım.Dopdolu bir çalışma tebrikler
Gülümsedim okuyunca yazınızı Ema'cığım. Katılıyorum yüzde yüz tüm yazdıklarınıza. Erkekler erkek olduklarını hissettiren kadınlara ihtiyaç duyuyor, dediklerini bire bir yapana. Kadının düşünenini değil, iri göğüslüsünü seviyor mesela...:) kendine tabi, zayıf olanı sevmek ve yönetmek daha kolay değil mi ki? Erkekler zoru görünce korkar sonuçta, kendini sürekli pohpohlayanı kim sevmez ki ? Haklılar aslında sevgili Ema
ERKEKLER erkektir üzerlerinde çok düşünmemek gerekir :)))
Teşekkürler size ve Aylin Hanım'a
Sevgiyle
KARDELEN'NİNİM
İpekyildiz
Sevgiyle hep ...
Sanıyorum yazı içerisinde yazı var. Her iki yazının da yönü aynı. Genellemeler çokçaydı. Kimsenin avukatlığı değil gayem ya, genellemelerin sonuçsuzluğunu deneyimlediğimdendir bu söyleyişim. Tamamlayıcı unsurlar olarak gördüğüm kadın ve erkeğin, birbirlerine hiç ihtiyaç duymaksızın yaşamlarını idame ettirebilmelerini eşyanın tabiatına uygunsuz bulurum. Ancak bölüşmek, anlamları birlikte kavramak değerlidir. Kadın denince akla incili boncuklu görünümlerin, sadeliği gölgeleme gayretinin getirilmesinden rahatsızım ben de. Pekalâ bir kadın da doğallığını koruyarak ömür sürebilir. Güzellik kavramının kadına giydirilmesi ve her daim güzel kalmasının beklenmesi ki, bu güzellik kavramı görelidir, bu da gayet yanlış bir yola sevkeder hepimizi. Bir yazımda sessiz ve sevi arayışındaki kadının da en az erkek kadar olağan bir hal içinde bulunduğunu belirtince, rahatsızlık duyanlar olmuştu bu yaklaşımımdan. Fakat malesef bizler görmezden gelsek de, yok saymayı denesek de böylesi durumlar var. En korktuğum, hep kaçındığım idrak biçimi yazıda bol bol bulunuyordu. Yani yargılamak. Ben, hayatları yargılayabilecek konumlarda olduğumuzu düşünmüyorum. İlginç, üzerine söz söyletebilen bir yazıydı.
KARDELEN'NİNİM
Bir erkek olarak bu anlattığınıza mağlasef katılmam mümkün değil.tarif ettiğiniz kadın tiplemesini hiç bir erkek evinin kadını olarak görmek istemez diye düşünüyorum.bir kadın nasıl ki kocasıyla gurur duymak ister aynı şekilde bir erkekte gurur duyacağı bir kadın ister,çünkü her ikiside sosyal ortamda birbirlerini taşımak zorundadır.sadece para kazanan kadın güçlü kadın imajı oluşturmak son derece yanlış olur .zira erkek ve kadın için ev,aile sığınma ve huzur yeridir yani kişinin tüm gün yaptıklarının mükafat yeridir.
Aksine erkekler eve geldiklerinde eşlerinden saçım ,başım ,kılık kıyafetim nasıl sorusundan ziyade haberleri gördün mü neler olmuş sorusunu soran kadına daha çok saygı duyar.
Ama tabii eskilerin söylediği bir söz çokta yabana atılmamalı,yani eğlenecek kadın ile evlenecek kadın ...kadın buna kendisi karar vermeli ve aldığı kararın sonuçlarına katlanmalı yani nasıl bir kadın olmak istiyor..
Tarih kadının üstün olduğu dönemleri gördü
Yerleşik hayata geçiş ile bu üstünlük erkeğe geçti
Ve günümüz şartlarında eğitimdeki kadının gücüyle birlikte güçleri eşitlendiği döneme girildi,belki süreç uzun olacak ama sonuç kaçınılmaz......
Dediğim gibi yazınıza katılmamakla beraber,tespitleriniz doğruluğuna katılmak zorundayım
Bir söz: sizin kendinizi nerede gördüğünüz önemli değil, karşınızdaki sizi nereye koyuyor ona bakın
Önemli bir konuyu açmanızdan dolayı kutlarım....
Mutluluk sizinle olsun