''Devrim'' ve ''Barış'' Ülke yanıyor karış karış!..
’’Devrim’’ ve ’’Barış’’ Ülke yanıyor karış karış!..
İşaret parmağıyla, Orta parmağı yukarı kaldırıp, Devrim adı altında barış istemek!...
Körpe bedenlerin, yetişmiş üniversiteli gençlerin ağzın da bir sözcük (devrim) sakız gibi çiğneyip duruyorlar.. Bu sözcüğün anlamını bildiklerini sanmıyorum… Ellerini kaldırıp işaret parmağı ile orta parmağını gösterip yaptıkları işaret yok mu? !...Neymiş ‘’barış’’ (!)... Barışın iki parmakla yapıldığını sanan bu aklı kıt kişilerin Atatürk’ün “sulh” dediği barış mı kasıtları (?) “Yurtta sulh cihanda sulh.” değil miydi bu sözcüğün cümle içinde tamamı?
Bu işaretle boy boy fotoğraf çekenler, bir eliyle bu işareti yaparken diğer elleriyle devletin Polisine molotof atanlar, Devletin Askerine kurşun sıkanlar değil midir….
Doğuda polisle, askerle çatışanlara terörist, yaptıklarına da terör yaptı denirken; batıda bu yapılanlara eylem denilmesini, ‘’barış’’ istenmesi hangi akla hizmettir... Bunların Cenazeleri bile fark yaratıyor… Ölenin ardından yas tutulur dua edilirdi bizde. Bunların cenazeleri, sokaklar savaş meydanı, ülke bir ganimet, akın akın haçlı ordusu geçiyor sanki ülkemin üzerinden. Dost kim, düşman kim seçemiyoruz . Sis sarıyor sokakları göremiyoruz..
Düşman artık dağlar da değil ülkenin her ilinde, sokağında yüzleri renkli, renkli maskeli, ellerinde sopa, kaldırım taşları yerinden sörülüp topluca dolaşan kamu malına zarar verme yarışına girmiş dolaşıyorlar… Bunların biri bana kurşun sıksa canımı yakmaz kanım dahi akmaz, canımı yakan vatanseverlerin aymazlığıdır..
Bu nasıl bir vatan her yerin de yangın var, alev alev yanarken kirlenmiş siyaset koltuklarında izlemek tat veriyor ülke yöneten siyasilere…
Yazı yazmak; Biz yazı yazmayı evlerimizin kireçli odalarının duvarlarına yazarak öğrendik, bizim kalemlerimizden çıkanlar vatana ihanet yazıları değildi… ‘’ BARIŞ’’ isteyen ‘’ DEVRİM’’ yapmaya çalışan sokaklara, işyerlerine sprey yazıları ile vatana ihanet yazıları ile yazı yazmak mı dır ?....
Köyümün tandırın da pişerken toprak ve vatan kokan ekmeğimin bir parçası yere düşse öpüp kaldırmayı bilenlerin torunlarıyız biz… Beton zeminin üzerine ekmek koyup ’’devrim, barış’’isteyenlerin maksadı nedir?.. Kimlere hizmettir bu rezalet..
Vatanımın etrafını ateş topu sarmış, içerisinde ise Nevruz ateşi yanıyor diye üzerinden atlayanların bu ülkeye zarar verdiklerini gördükçe içim yanıyor….
Kendi çıkarları uğruna bu vatanda ‘’devrim barış’’ gibi saçmalıklarla ‘’demokrasi’’masallarıyla yaşayan , nefes alan kişilerin yerleri Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışın da kalmasıdır..
Bu ülkede iki ölü var. Biri Vatana can verip şehit olan, diğeri ‘’devrim’’ ve ‘’barış ‘’ adı altında vatana ihanet eden..
Bu ülkede iki katil var. Biri vatan bölünmesin diye gözünü kırpmadan vuran Kahraman.. Diğeri; arkadan kalleşçe yüzü maskeli eli silahlı ‘’devrim’’ve barış’’ isteyen terörist..
Atatürk’ün ‘’ Yurtta sulh cihanda sulh.”
Sözü ile SON.
Osman Onuktav
Avar
________
YORUMLAR
Yıll...2000 yada 2001 beyazıt meydanı 40-50 kadar başı kapalı genç kızların ve etrafında onlara zarar gelmesin diye bekleyen üniversiteli genç erkeklerin bulunduğu bir ortama tanık oldum daha sonra polis bunları dağıttı ve görüntü yine harbede.şimdi bunlar nasıl ki terörist değilse ki değiller okuma özgürlüğü için meydana çıktılar yobaz bir düşünceye karşı eylem yaptılar.bugünkü gençler de kısıtlanan özgürlük için meydanlara çıkıyor,doğru yada yanlış ama bu demokratik hak olarak anayasada tarifi var.
Şimdi diyeceksiniz ki taşlı sopalı eylem meşru olamaz haklısınız.ama ülkemizde T.C harflerinden rahatsız olunuyorsa ve kaldırılıyorsa okullarda okutulan and'ımızdan rahatsız olunuyor ve kaldırılıyorsa.Atatürk heykellerinin yerine değişik heykeller konuluyorsa,mecliste eğitim sistemi için kız erkek ayrı olmalı söylemleri başlamışsa normal devlet okulları imam hatip okullarına çevrilmişse,üniversitelerdeki hocalar devlet tarafından atanıyorsa,yargı sistemi alaşağı edilmişse,bu gençler meydanlara çıkıp bunların düzeltilmesini istiyor diye terörist olur mu..
Aralarında provakötör yok mu tabii ki var,bu karışıklık kimin işine geliyorsa provakö edicektir bu olayı bu da onların fırsatı..
Efendim yer gösterdik orada yapsınlar,tabii ama siz sabaha kadar metroyu çalıştırmazsanız tüm ulaşımları başka mitinglerde nasıl mi bedava yapıyorsunuzve insanları taşıyorsunuz ,taşımazsanız sırf tepki olsun diye bile orada yapılmaz.
Efendim cenazeleri gösteri alanı oluyor..doğru ..ama yinede engellemeler oluyor
Ülkemde mısır rabia olayı için fatih'in göbeğinde miting yaptı ses çıkmadı
Ülkemde filistin olayına bağlı mavi marmara için çağlayanın göbeğinde eeylem yapıldı ses çıkmadı
Ülkemde kaza kurşunu denilen kurşunla can veren türk evladı için miting yapılmasına izin verilmedi
Ülkemde basit
bir çevre olayı büyüdü ve ölenler oldu terörist kabul edildi,bu gençler yarın birgün hükümetler değişirde kendini bilmez hükümetlerin yasaklarıı insanın dinine kadar ulaşırsa 2000 yıllarında nasıl ki başı kapalı kızlarımızın özgürlüğü içinmücadele ettiler herkezin dinini yaşama özgürlüğü olmalı diye meydanlara yine çıkarlar.
Bunların içinde vatan hainleri olabilir ve vardır da ama esas vatan haini gerçekleri görüp görmezden gelerek bu ülkeyi bölmeye çalışanlardır..
Atatürk'ün yurt'ta sulh cihanda sulh sözüne sahip çıkarken Atatürkün getirip bizim çöpe attığımız o değerleri görmezden gelmek ne kadar doğru...
Saygılarımla
Bir tutam hayat
Bir numaralı kırlangıcın yorumunu da etkili yorum seçmiş yazarımız.
Burada yazılanların bir çoğu doğrudur.
Belki he hepsi toptan doğrudur.
Ülke gündemini çok yakından takip edemiyorum doğrusu.
Ancak,
yüzünde maske, elinde molotofla polise saldıran,
esnafımın camını çerçevesini indiren,
benim paramla alınmış, benim otobüsümü yakan hiç kimsenin,
bu ülkede gösteri ve yaşama hakkı olamaz.
Şu saydığınız eylemlerin hangisinde bir tek kamu malına zarar verildi?
Her şeyin bir yolu yöntemi var.
İstediğin zamanda, istediğin yerde gösteri yapma, hakkını arama eylemi yapmana izin verilmedi diye, ülkeyi yakıp yıkma hakkını nereden alıyorsun?
Bilemiyorum,
yanlış mı düşünmekteyim?
KAFKASİ
Güzel konulara temas etmişsin..
Ülkemizde Arap ve her türlü ırk milliyetçiliğine koşanlar, ve yine ''hepimiz ermeniyiz, hepimiz rabiayız'' diyenler var oldukca bunlara sesiz kalındıkca Türk'ün isyan etmemesi elde değildir..
Yazmış olduğum yazıda anlatmak istediğim konular ülkemizin yangın yerine çevrildiği ve bu yangına başta mevcut hükümet'' mağdurum'' duygu sömürüsü ile alev tupuna körükle gitmesi, yapılan bu eylemlerde de eylemcilerin amaçlarının ne olduğu bellidir, birlik olmayın vurun,yıkın parcalayın diye maşa olarak kullanılan bir toplum olduk.... Bir eylem amacının dışına taşıyorsa ki öyle görünüyor bu da ülkenin çıkarına değil zararınadır.. Yapılacak eylemler de söylemler ve fiili hareketler mevcut hükümetin ekmeğine yağ ve bal sürmektir..
Başı kapalı kızların eylemleri ile yapılan bu eylemler arasında Siyahla beyaz kadar fark vardır.. Ülkenin temel taşlarıyla oynayan bu siyasi zihniyete dur demek ortalığı savaş alanına cevirmek değildir.. Zaman zaman biz de bazı eylemler de bulunduk Örnek verecek olursam ''AKİL'' ADAMLARI diye seçilen zatları protesto ettiğimiz günlerde sivil polislerin içimize girip normal bir vatandaş gibi eylemciliye soyunduğunu ve bizlerden daha çok tepki gösterip propagatörlüğe soyunduğuna şahidim... Yani oyunlar oyunlar siyasi oyunlar, rant, çıkar, koltuk meraklılarının bu ülkeye verdiği zararı denize dökülen yedi düvel vermemiştir..
Unutmamak lazım gitmediğin köy senin değildir.. Gittiğin köyüde yıkıp dökmek marifet değildir..
Vatanı bölmeye kalkan ''devrim ve barış'' sözcükleri altında vatana zarar veren kişilere karşı polisin dışında kaçtane vatansever gördünüz.. Bu kadar aymazlık vurdum duymazlık olmaz...
Bakın filistinde bir kişi öldüğünce mevcut hükümek devlet olarak tel örgüleri aşarak yardım da bulunuyor.. Kerkür, Karabağ, DoğuTürkistan Kan ağlıyor yardım var mı ? coğrafya olarak yerini bilen bile yok...
Kardeşim yara derin kabuk tutmuyor vesselam..
Saygılarımla..
KIRLANGIÇ_1
İzmir kordonda bir kızcağız polis tarafından tartaklanması normal mi,
Birde tabii hani benim vergimle dediğiniz şey...o vergileri tüm türkiyede yaşayanlar ödüyor ama hem büyük vergi yükünü istanbullu çekiyor .yani önemli olan kimin cebinden ne çıkıyor nekadar çıkıyor değil,tüm türkiye bir aile ve siz çocuklarınız arasında ayırım yaparmısınız.hükümetlerin bunu kabullenmesi ve ülkeyi bir aileyi yönetir gibi yönetmesi gerekiyor
saygılarımla..
Okudum... ve bekliyorum...
Bu Milletin Meclisinde, göle çalınmış maya kânunları yapanların âkıbetini sabırla bekliyorum...
Türk Askeri ve Polisinin elini, hareketsiz tutturan.
Sağlık dileğim ve Selâmımla... AVAR Ustam...
kadiryeter
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=129996
Osman Onuktav
KAFKASİ
Meçlis bu devletin ve milletin çıkarları için kanun çıkarmıyorlarki. Kendilerine ait bir şirket yönetiyorlarmış gibi yasa ve kanun çıkarıyorlar.
N ediyro başbakan.. ''Adana dan Vatan sever bir savcı çıktı'' Hürkümeti savunan savcılar vatan sever!. Hükümetin yolsuzluklarını soruşturan savcılar vatan haine!.
Sonumuz sabıra kaldıysa vay halimize..
kadiryeter
"Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır"
Akşamın hayır ola AVAR Ustam...
Selâm ederim.
kadiryeter
Kıymetli Dostum Osman Bey
Yazınızı ilgiyle okudum bu gün ülkemizde yaşanan sokak olayları aslında dünyanın hemen her ülkesinde
zaman zaman yaşanan olaylardır.
Bu olaylar her ne kadar kavga, gürültü, toz, duman, bir görüntü verip insanı ürkütüyorsa da aslında toplumun biriken enerjisini boşaltması açısından iyidir. Kaldırım taşı yada kırılan cam vs yerine yenisi konula bilinir. yeter ki ölümle sonuçlanan vakalar olmasın
Çünkü hangi etnik kökenden gelirse gelsin hangi siyasi düşünceye sahip olursa olsun bu ülkenin her evladı çok kıymetlidir.
Sizin yazılarınızı genelde beğenirim fakat bu yazınızdan kopyaladığım aşağıdaki satır doğrusu içeriğine katılmadığım ve eleştiriye açık sözlerden oluşuyor.
(Kendi çıkarları uğruna bu vatanda ‘’devrim barış’’ gibi saçmalıklarla ‘’demokrasi’’masallarıyla yaşayan nefes alan kişilerin yerleri Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışın da kalmasıdır..)
1.Devrimci düşünce her zaman olmalıdır burada kast ettiğim devrim ille de Marksist komünist devrim değildir. çünkü toplumlar zaman içerisinde sütotükocu kesimlerin değişime ve gelişime kapalı baskılarına maruz kalırlar eğer bir toplumda kendi çıkarlarını savunacak devrimci ruh varsa o toplumda yani ülkede gelişim olur. buda toplum dinamizmi açısından sağlıklı bir durumdur.
2.Barıştan anladığımız ( adaletsizliğe )herkesin kayıtsız şartsız biat etmesi ise emin olun en büyük savaşlar sindirilmiş ve bastırılmış toplumlarda yaşanmıştır.
3.Demokrasinin insanlık tarihiyle paralel bir gelişim süreci vardır. İnsanlık demokrasi kavramını yaşanmış acılardan elde etiği tecrübelerinin ve birikimlerinin zaman içerisindeki sosyolojik adıdır. Demokrasi..küçümsenecek bir masal değildir fakat insana özgü yaşanmış olayların damıtılmasından kaynakla masalsı bir geçmişi ve tarihi vardır.
Ülkemizin en büyük zenginliği kültür ve düşünce çeşitliliğidir bu nedenle de bu ülkede yaşayan nefes alan her kişi bu ülkenin bir değeridir kimsenin bir diğerini Türkiye cumhuriyetinin sınırlarının dışında kalmasını isteme hakkı yoktur. kaldı ki böyle bir durum ülkemizin zayıflığı anlamına gelir.
Fikir ayrılıkları güzeldir.
Saygı sevgi selamlarımla.
KAFKASİ
Fikir ayrılığımız olsa da birleştiğimiz nokta Vatanın yücelmesi, milletin refah içerisinde yaşamasıdır.. Ayrıca fikir tartışmaları olmalı ki bilgilerin paylaşılması sağlansın..
Evet katılmadığınız paragrafa gelince. Büyük harfler ile yazıyorum. KENDİ ÇIKARLARI İÇİN.. ‘’ devrim ve barış’’ nidaları atarak vatana ,millete, devlete zarar verenlerden bahsetmiştim.. Zaten bu yapılanlar ;’’devrim ‘’ değil…
Diyorsunuz ya ‘’ Kırılan cam, yerine takılır, döşenen taş yerine konur’’ Hayır efendim… Neden , esnafın canı yansın, milyar dolarların harcandığı yandaş şirketlerin döşedikleri kaldırım taşları kimin cebinden çıkıyor? Senin Benim..
Katılmadığınız konu belki milli düşüncelerimden dolayı yazmışımdır ve arkasındayım da yukarıda da belirttiğim gibi. ‘’devrim ve barış’’ sözcükleri kullanarak devlete , millete zarar verenlerin sınırdışı edilmesi gerekiyor..
İdeolojik düşüncelerde. Ülkücüler İhtilal kelimesi kullanır.
Nedir İhtilal; Bir devletin, ekonomik, sosyal,ve siyasi yapısında kötü gidişata dur demek, köklü değişiklik yapmak..
Sol ideolojiye sahip olan ve onun kolları, dalları adı altında kullanılan kelime genelde ‘’ devrim olur..
Devrim: Yerleşik toplumsal düzenini sosyal ,siyasi olarak değiştirme eylemi..
Barış: Savaşsızlık, savaşmama durumu, birbiriyle iyi geçinme durumu, yani sulh..
Kızıl derililere barış değince Barış çubuğunu uzatırlar. Biz de ise Barış sokakları yak dök, milletin canına kast et…
Değerli kardeşim sözün kısası bu gidişattan sende memnun değilsin bende değilim..
Saygılarımla..
Serhat BİNGÖL
Çok kıymetli dostum
Daha önceki yazılarınızda sizinle aynı görüşte olduğum noktalar daha fazlaydı.
Maalesef bu yazınızda ve yorumuma verdiğiniz cevapta sizinle aynı görüşte değilim.
Elbette cam çerçeve kırılsın demiyorum. Ancak;İzin verirseniz bende sözümü tekrar edeceğim sökülen hiçbir kaldırım taşı kırılan hiçbir cam yitip giden gencecik bir candan daha kıymetli olamaz. Hele bunun savunması sizden veya benden çıkan bir rakam asla olamaz
Devletin asli vazifesi vatandaşlarının mal ve can emniyetini sağlamaktır ve bunun paralelinde de vatandaşına eşit davranmaktır.
KENDİ ÇIKARINDAN ne anladığımızı doğru tespit edelim, örneğin; ülke içinde yaşayan bir topluluk herkes gibi vergisini ödüyor vatani görevini yapıyor vs kısacası yurttaş olmanın kendine düşen tüm yükümlülüğünü yerine getiriyorsa ve yinede sosyal kültürel ve hatta direk yâda dolaylı ekonomik ayrımcılığa maruz kalıyorsa. Hak aramaları kendi çıkarları kapsamına girer ki buda doğaldır. Tabi bu benim düşüncem katılmaya bilirsiniz.
Devrimin nitelik ve nicelik kavramlarının izahı uzun sürer zaten konumuzla da çok alakalı değil.
Sizin ihtilalı tanımlamanıza bir küçük hatırlatma veya ilavemle yorumumu bitireceğim doğrudur ihtilalın kağıt üzerindeki tarifi bozulan devlet otoritesini ekonomik, sosyal,ve siyasi yapısında kötü gidişata dur demek,için yapılan uygulamadır ki’’ bana göre hukuk dışıdır’’...ne ülkemizde ne dünyada ihtilalın yukarıda saydığımız sorunları çözdüğünü görmedim aksine daha da karmaşık hale getirmiştir.
Eğer ülkemizde barıştan yani sulh tan bahsedeceksek mutlaka ama mutlaka demokrasiye ve insan haklarına önem vermeli ve sahip çıkmalıyız var olan bir haksızlığa biz uğramasak bile sanırım bu konuda çok ayrılmıyoruz..
Saygı sevgi selamlarımla.
Bir tutam hayat
Önce, her ikinizi de, canı gönülden tebrik ediyorum.
Bu defterde yazı yazan bir çok insan, bu seviyeli yazışmanızdan dersler almalıdır diye düşünmekteyim.
Yazıyı da zevkle okudum, yorumcuları da.
Ve de,
yazarın yorumculara verdiği cevapları da...
Hepsi ayrı bir tat, ayrı bir lezzetti.
Ne güzel...
Memleketimde,
adam gibi adamlar da çok hala...
Mutsuzluk manzaramızda,
dudaklarımızı tebessümler yerleşmesine vesile olan irer küçük mor menekşe gibiydiniz.
Sağ olun.
Küçük bir not:
He şeye evet.
Yüzde maske, elde molotofa hayır.
Ekonomik ayrıcalık mı?
Kime?
Doğuya, güneydoğuya mı?
Karadeniz'e gidiniz, insanların sefaletini görünüz.
İnsanlar,
aç kalmamak için dünyaya dağılmışlar.
Deli danalar gibi çalışıyorlar.
Her şeyi devletten beklememişler.
Buna karşılık da,
ülkelerini deli gibi sevmişler.
Serhat BİNGÖL
Benim çok kıymetli dostum Gökhan Bey
İnce davranışınız güzel sözleriniz için teşekkür ederim ancak ben eleştiren Osman Bey açıklama getiren taraf olduğu için sabrı ve nezaketiyle bu güzel sözlerinizin gerçek muhatabı Osman Bey dir.
Bir not bölümü ayrıca tartışmaya değer önemli bir konudur.
Saygı sevgi selamlarımla.
İşlerimiz çok bu aralar.
Deftere çokça zaman ayıramıyoruz.
Bu yazıyı, o nedenle kaçırmışım yazıldığı günde, okuyup yorumlayamamışım.
Güne seçilmedi ama yoktur ziyanı.
Çünkü,
benim gönlümün gününe ebediyen seçildi.
Kutlarım yazanını.
Bu güzelliği bizlere sunduğu için de, kaleminden öpüyorum.
Ve,
neden hiç yorum almadığına da çok şaşırıyorum.
Aslında, yazanı satır aralarına gizlemiş bu nedeni.
''Bunların biri bana kurşun sıksa canımı yakmaz kanım dahi akmaz, canımı yakan vatanseverlerin aymazlığıdır..''
Olay budur.
KAFKASİ
Yazıyı yeni yorumunuzla aynı gün yazıldı..
İlk yorumcu olmanızdan dolayıda teşekkür ederim..
okumayı sevmeyen , fikir ve düşüncelerini edep çerisinde yazmayan bir tolum olmuşuz. Fikir ayrılıkları olmalı, olmaz ise sıkıntı yaratır..
Yazdığımız yazıların, şiirlerin güne düşmesi veya şak,şak edilmesi taraftarı değiliz..Yazdıklarımızı hisseden yürekler bizim günül hanemize düşmüştür zaten..
Yazının içerisinde sonuçlara ve nedenlere yazmak isterdim lakin konu başlığı zıt düşüyorum.. İyi bir tesbittte bulunmuşsunuz zaten, belirli noktalarda vurgu yapmıştım.. yorumunu da verdiğiniz örnek gibi..
Saygılarımı sunarım..
Bir tutam hayat
İki gece toplam olarak ancak 4 saat uyuyabildim.
Oldukça yorgundum.
Tarih meselesini karıştırdım galiba.