Yakışır..!
YAKIŞIR ..!
Usulca gözlerini aralayıp geceyi dinledi.Uzaktan bekirin çilli horozu ötüyor , köpek havlamaları birbirlerine nazire yaparcasına sırayı şaşırmadan yakındaki ve uzaktaki...
Kavak ağaçlarının yapraklarının rüzgarın etkisiyle birbirlerine dokunup hışırdamasını dinledi can kulağıyla bir süre / Ve sonra kendisini...
Yerli yersiz uyanmaya başladım hadi hayırlısı diye düşündü , sol tarafına döndü. Pencereden düşen ışığa göre saatin kaç olduğunu tahmin etmeye çalıştı.
Mustafa emmiiii !
Başını hafifçe yastıktan kaldırıp sesin geldiği yöne kulak verdi.
Mustafa emmii!
Bir hamlede doğrulup yatağın kenarına oturur vaziyette ayaklarını yere sürdü , ayağına ıslak bir şey değdi , elma kabuğudur diye öteleyip terliğini buldu ve giydi karanlıkta.
Işığa dokunduğunda aynada gördüğü kendisinden irkildi .Yüzüne yastığın izi çıkmış , gür saçları ve kaşları birbirine karışmıştı.
Ağır ağır yürürken yine fazla kaçırmışım dedi ağzının içi zehir gibiydi.
Kapıyı açtığında elinde fenerle berber muhteremle burun buruna geldi.
Hayırdır muhterem bu saatte dedi sitemkar bir tavırla.
Yüzünü ekşiterek başını geriye attı , hatice nine yaw dedi berber muhterem.
Ses etmeden geri dönüp kapının tokmağına iple bağlı olan anahtarı iki kez çevirdi mustafa emmi
Berber muhterem önde kendisi arkada iki binanın arasından süzülüp cümle kapısından bahçeye girdiler.Sağlı sollu pembe ortancaların gece esintisiyle dansettiği uzun bahçe boyunu yürüyüp beş basamaklı merdiveni çıktılar .Kapıyı berber muhteremin karışı açtı , üzgündü !
Kızcağız çok perişan dedi , zor sakinleştirdim!
Odaya girdiklerinde hatice nine üzerine boydan boya beyaz çarşaf örtülmüş halde yerde yatıyordu . Oda limon kabuğu kokuyordu .
Tek hayali vardı o da gerçekleşmedi diye düşündü mustafa emmi . Kendisini her gördüğünde ölmeden şu kadriyemi telli duvaklı gelin ediversem der , derin derin iç çekerdi .
Köyün en çalışkan kadınıydı . Kocasını genç yaşta kaybedince ondan miras kalan tek yoldaşı biricik oğlunu çalışıp didinip bbüyütmüş evlendirmiş ,sonrada bir anne için en zor sınavdan geçip oğlunuda bir iş kazasına kurban vermişti.
Gelini kimsesi olmadığı için bir süre hatice nineyle yaşamış , sonra kızını bırakıp memleketine hısımlarını görmeye gitmiş, bir daha da geri dönmemişti.Bir süre sonra evlendiği haberini alınca , torununu daha bir sıkı bağrına basmıştı.
Sabah erken cenaze işleriyle uğraşmalı diyen muhteremin sesiyle kendisine geldi , olur anlamında başını öne eğdi.
Yıllardır komşu olmalarına rağmen kadriyeyi hiç bu kadar yakından görmemişti . Kocaman ela gözlerinden sürekli yaşlar süzülüp akıyor , dudaklarının arasından belli belirsiz sözler dökülüyordu . Dua ediyordu belli ki / ara ara yemenisinin ucu ile burnunu siliyor , narin parmaklarını yüzünde gezdiriyordu dua temennisinin kabulu için .
Pembe beyaz çok güzel bir kızmış diye aklından geçirdi .
Elli yaşını doldurmuştu .Kendisinden yaşça büyük olanlarında , henüz okula başlamamış çocuklarında mustafa emmisiydi (o)
Yataktan kalktığı gibi yürüdüğünü hatırlayınca elleri bilinçsizce saçlarına gitti , düzeltmeye çalıştı.
Lan salak mustafa bu harekette neyin nesi şimdi ? diye geçirdi içinden .
Kazanın ileri gelenleri uzun zaman kendisine çöpçatanlık yapmak istemiş , yahu sen bize babanın emanetisin gel kır şu inadını bir yuvan olsun , felancanın kızı tam sana göre dediklerinde , içim çekmedi diyemezdi , belli ki iyi biri Allah sahibine bağışlasın deyip savuştururdu.
Tek kız kardeşi esma da defalarca benzer girişimlerde bulunmuş , yahu çocuk diyorsunda hasanımız varya ha senin ha benim ne farkeder demişti abisi.
Kadere kısmete inanırdı ,demekki kısmetinde yuva kurmak yoktu . Kimsenin karısına kızına kötü gözle bakmamıştı ,baktıklarınada alıcı gözüyle dedikleri şekilde bakamamıştı işte.
Babası sevilen sayılan güngörmüş bir adamdı , kazanın tek hızarcısıydı . Ağaçları keser budar sahibine hazır eder, bazılarını toptan satın alır keresteye ihtiyacı olanlar uzak yerlerden bile onu arayıp bulurdu . İşler yoğun olduğunda mustafayı yanında götürür , işlerini yaparken ona iyiliğe insanlığa dair nasihatler eder ders veren kıssalar anlatırdı.
Hiç birini unutmamıştı mustafa emmi , hala sohbet ederken yeri geldikçe dostlarıyla bu kıssaları paylaşırdı.
İkindi vakti evinin önündeki küçük bahçesinden topladığı yeşil biberleri tavaya doğradı , başını uzatıp soğan sepetine baktı / boştu . ne yani kanun değil ya bu seferlik böyle olsun dedi yağı gezdirdi , tahta kaşıkla hafifçe karıştırdı biberler çıtırdayınca doğradığı domatesleri ekledi..
Neden olmasın şener şen bir filminde kızı yaşındaki birine aşık olmamışmıydı ? Yüzüne sıçrayan yağa bir küfür savurdu , yağ bile aklımdan geçenleri anladı dedi. 4 yumurtayı tavaya kırıp tuz serpti ve altını söndürdü.
Kardeşinin mayaladığı yoğurttan ayrı bir kaba yiyeceği kadar doldurdu .Yemeğini yerken diğer yandan /Bu pazar ibonun oğlu evleniyor acaba o da gelirmi ki ? Yok yok gelmez , hem acısı çok taze hemde yalnız sokağa çıkmazdı üstelik nineside yok ! Yok yok hayatta gelmez .
Bende mi gitmesem acaba ? Belki bir ihtiyacı olur kapıya gelir geri dönmesin !
Yemeğini bitirince berber muhteremin dükkanının yolunu tuttu . yol boyunca acaba aklımdan geçenleri farkeden oluyor mu ? Hain hayıflı olur derler ya benim ki o hesap kim nasıl anlayacak ki !
Dükkandan içeri girip koltuğa oturdu özellikle bu saati seçmişti kimseler olmasın diye. Hadi muhterem göreyim seni şu saçımı sakalımı bir yola koy , beni adama benzet ki gören korkmasın .
Muhterem hayırdır düğüne hazırlık mı? diyerek bıyık altından güldü.
Ogece sabaha dek uyumad , sigara üstüne sigara içti .Gözlerini yumduğunda kadriyenin o geceki hali karşısına geliyordu. Lepiska sarı saçları yemenisinin kenarından nede güzel görünüyordu ,kirpikleri upuzun arkasını dönüp giderken ne kibar ne sevilesiydi .
Bir gönül ilişkisi olsa kulağına gelirdi demekki yoktu .Hatice nine onu bohçası gibi yanında taşımış kendince tüm kötülüklerden korumuştu .Dikiş kursuna bile birlikte gittiklerini işitmişti.
Mustafaa kendine gelll ! köylü duysa seni taşla kovalar dedi iç sesi ona , fakat diğer sesi bastırması mümkün değildi . yav diyordu diğer ses yıllarca kimsenin tavuğuna kış demedin onca güzel kızları reddettin demekki için almadı ! Ne yani dünya mı yıkılır ? gönlün ilk kez birine aktı işte . Yalnız günlerine gecelerine neden eş olmasındı kadriye ? Öyle güzel bakardı ki ona , gözünden bile sakınırdı , kıyamazdı ki incitmeye ! Neden olmasındı ? neden ?
Öksürük nöbeti tuttu kalkıp pencereyi açtı ,derin derin nefes aldı bir süre / yattı .
Sabah uyandığında vakit haayli geçmiş ortalık ışımıştı .Kalktı çayını koydu ,elini yüzünü yıkayıp tekrar mutfağa döndü , tepsiyi eline almıştıki kapı çaldı . Olurmu ki dedi ? Bunu der demez bedenini garip bir titreme sardı . Şaşkınlıktan boş tepsi ile birlikte yürüdüğünü kapıya gelince farketti. Tek eliyle tepsiyi arkasına saklayıp kapıyı açtı .
Dayı yarım saattir kapıda dolanıyorum sen bu saate kalmazdın hasta değilsinya ? dedi yeğeni hasan .
Bozulduğunu belli etmeden yarım ağız gece uyumadım dedi.
Dayı annem temizliğe gelecekmiş o gelmeden evden ayrılmayacakmışsın !
Yeni temizledi daha git söyle boşuna yorulmasın buraya kadar . N e bileyim dayı seninle konuşacaklarıda var zahir !
Mustafa emmi yeğeni ile havadan sudan konuşurken kardeşi çıkageldi , önce sohbet ettiler bir süre , Kardeşinin getirdiği yemekleri dolaba yerleştirirken , esma sen işlerini hallet ben az dolanıp geleyim bunaldım dedi . Abi sana danışacaklarım var otur hele dedi kardeşi , bizim hayta senin komşunun torununa gönül düşürmüş / ninesi öldü yalnız kaldı diye hop oturup hop kalkıyor , şimdi deyiver komşundur sen bilirsin nasıl kızdır? iyi mi namuslumu bize yakışırmı ?
Yakışır dedi içi ezilerek hemde çok yakışır ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.