- 516 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
siz özelsiniz
Dün gece saat 12 gösterirken platonik acı acı çalan telefonun sesi ile irkildim . bilgisayarın başında bir arkadaştan gelecek mesajı beklerken uyuyakalmışım telefonu açmamla kendime gelmem bir oldu , arayan arkadaşım gece yarısı iskambil kağıtlarından fal tuttuğunu söyledi. Güldüm tabii! İnsanın canı eğlenmek istiyorsa, her şey ona bahane olabilir. Hayat kısmen seçimlerimizden, biraz da kaderimizden ibaret gibi geliyor bana. Yaşamın rengi de burada saklı olmalı. Tevafuk, mucize, sihir, her neyse ismi; o da devreye giriyor zaman zaman ancak yine de işin asıl kısmı inançta düğümlenir .
yaşadığımız hayatın ne kadar zor ve ağır olduğunu hepimiz biliyoruz. şartlar ne olursa olsun Kim bilir bizler gerçekte hangi sıkıntının ortasındayız? Sorumluluklar, beklentiler, üzüntüler, kayıplar var ama bir tarafta da mutluluk ümitler isteklerimiz var. Hayat için hiçbir zaman düz bir grafik çizilmez bunu bilincindeyim. Sevinçler de, üzüntüler de, belirli yaş aralıklarında yükselip alçalarak değişiklik gösterir
Her şey anlarda inançlarda saklı!
bakın bana bir mesaj için bugün tam 18 saat beklemişim . oysaki mesajı göndereni hiç tanımıyorum sadece uzaklardan bir nefes o kadar in midir çin midir yoksam iyi bir insan mıdır bilmem ama bana yaşadığım bu trende çok iyi geliyor onun varlığı meni mutlu kılıyor ve ben buna içten tüm kalbimle inanıyorum
bana göre yaşamın başlı başına tek önemi inançtır
ister menfi ister müspet olsun.onun içindir ki naçiz hane tavsiye önce kendi bahçemize ekelim
tüm çiçekleri sevgi ile besleyelim saygı ile onurlandırmalı neşe veya gözyaşı ile sula sakta
açtıklarında hep ilkbaharı hatırlayalım. çiçeklere bakmak onlarla konuşmak ,belki edebiyat defterinde bir makale şiir okumak .siz alıp götürüyorsa size iyi geliyorsa, o anınızı keyiflendiriyor sa,içinizden ne geliyorsa neye inanıyorsanız ister, kahve kapatın, bakla açtırın, iskambil karıştırın, şarkı tutun,ister makale şiir yazın ya da arkadaşım gibi, yazılardan fal tutun.Her şey normal tatbiki başkalarına zarar vermediği sürece .
Aslında her saniye bir seçim yapmıyor muyuz. mesela ben bu makalemi yazarken kullandığım her kelime, benim seçimim ve benim duygu ve düşüncelerimi hayat görüşlerimi . hayata bakış açımı yansıtmıyor mu?.
bu gün çay içip içmemeye karar vermekten tutun da, hayatınızı değiştirecek radikal kararlara kadar, hepsi karar vermek ve seçimlerimizden oluşuyor. Seçtiğimiz her şeyin doğru olduğunu söyleyemem ama her seçimin bizi yaşamın bir başka halkasına sürüklediği de tartışılamaz bir gerçektir bana göre. Bunu ancak, aradan geçen zaman öğretiyor . durun şöyle geçmişinize bir bakın olmaz denilen neler olmuştur .garanti dedikleriniz elden gitmiştir . zaman denen öğretmen öğretirken kimleri ve neleri öldürmüştür içimizde
Eskiden Bahçelievler de otururdum. gazi hastanesinin önünden gelip geçip eve dönerken, her seferinde aynı kararsızlığı yaşardım. Köprü kavşak çıkışında Dört yol ayrılır: AŞTİ yolu, Kızılay yolu,ve a.o.ç yolu! Eve bu 4. yoldan da gidebilirdim. Hepsi aşağı yukarı aynı mesafededir.
Her seferin o ayrıma geldiğimde frene basar, “acaba hangi yoldan gitsem?” diye düşünürdüm. Sonunda birini seçerdim elbette ama aklım hep diğerlerinde kalırdı. Öteki yoldan gitseydim, olacaklar değişir miydi? Bu sorunun cevabı yok!bunca yıl ben bulamadım.
küçükken hep gazeteci olmak istemiştim ama yaşadığım 1980 sancılı yılları buna engel olmuştu. okulumu bırakmak zorunda kalmıştım . ama bu benim tercihim değildi sonun da istediğim bölüm ol masada üniversiteyi çalışırken okumak benim tercihimdi .okum uyabilirdim .Madem seçimlerimizin sonuçlarına katlanıyor ve kabulleniyoruz, o zaman bugün kendimize başka bir perspektif çizelim, mutluluk verici bir şey seçelim. örneğin: kendinize yarım saat hediye edelim.
Sadece kendiniz için bir şeyler yapalım isterse yanlış olsun. Aklınızdan ne geçerse mantıken ol masada,bir dilim çikolatalı pasta, balkonda bol köpüklü bir Türk kahvesi, almayı çok isteyip de ertelediğiniz bir kitap,ayıp olur el alem nedir diye yazıp ta buruşturup atığımız müsvetteleri yayınlayın, iş çıkışında sinemaya gidip izlemediğiniz 6d filmini izleyin, öğle tatilinde en sevdiğiniz şarkıları dinleyin, piyango size çıkmış gibi yapacaklarınızı listeleyin, nebiliyim canınız ne istiyorsa onu seçin. hangi arada fırsat bulabilirseniz! Bir teklifim daha var! Hadi, şu anda bir dilek tutun. Gerçekleşirse, bana dua edersiniz. Olmazsa, bu yazıdan açılan fal gerçekleşmiyor demektir. Yine de, gülümseyin!....ve kendinize çok güzel bakın :çünkü bu hayta bir defa geliniyor ve siz özelsiniz
saygılarımla..
YORUMLAR
Seçimlerimiz ve dileklerimiz...
Lise yıllarımda en büyük dileğim hukukçu olmaktı. Ve inanıyorum ki; çok iyi bir avukat olabilirdim. Çok isterdim. En azından bu yalan ve bozuk düzende adaletin temsilcisi olabilirdim. Kader beni yanlış bir mesleğe savurdu. Karakterimle uzaktan yakından alakası olmayan bir deryaya düştüm. Ama havalı ve forslu bir çağrışım yapıyordu okuduğum okul. Aslında son anda yaptığım yanlış bir tercih sıralaması ve heba olan bir iş yaşantısı. Zaten ek olarak iş değiştirmenin yanı sıra meslek de değiştirdim. bir de üşenmeden, gidip eğitimlerini aldım. Hayır, hayır, övünmek için söylemiyorum bunları sadece boşa kürek çekmenin çok iyi bir örneğiyim. Ve şunu gördüm hayatım boyunca: ASLA VE ASLA İDEALİST OLMAMALI İNSAN. BIRAK VE UY DÜZENEĞE. NE GEREK VAR ÇIRPINIP DİDİŞMEYE...
Akıllandım mı? Hayır... Huylu huyundan geçer mi...
Biz kendimize ne kadar iyi baksak da dış dünya pek çok şeye ket vuruyor ve de insanlar. Öyle ya, çoğu insan kendinden ziyade etrafıyla ilgili ve düşünüp uyguluyor: NASIL ZARAR VEREBİLİRİM, diye. Alkışlıyorum hem de tüm gücümle.
Gerçekçi ve gözlemci bir insan olmak akıllara zarar. Üç maymunu oynayanlara zaten hayret ediyorum. Bir şekilde ortak bir amaç uğruna el ele verdiler mi, onlardan güçlüsü yok.
Çok uzattım sanırım. Ama konu yaramı deşti.
Kutlarım, düşünmeye sevk eden bir yazı kaleme almışsınız.
Selamlarımla, güzellikler dilerim.