- 591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
1
Üstün yetenekli çocukların eğitimi ile ilgili araştırma raporunun sonuçları hakkında görüşlerini açıklayan bir bayan milletvekilini izliyorum gözlüklü gri fuları yakasından sarkmış acaba meclisimizin yüzde kaçı bayan birden aklıma takıldı bu soru,saygılar sunarak tamamladı konuşmasını,ismini yada hangi ilimizin mebusu olduğunu bilmiyorum bir ara dağa çıkan çocuklardan dahiler çıkabilir dediğini hatırlıyorum bu cümleyi duyduğumda elimdeki kitabı bırakıp serin bir yaz gecesi yıldızları izleyerek uyumaya çalışan bir genç çizdim kafamda kimilerine göre özgürlük savaşçısı kimisine göre terörist ama son otuz yıldır hep gündemde olan gençler onlar;acaba bu gençler aşk hakkında ne düşünür?İlişkiye girenlerin infaz edildiğini anlatan bir röportaj okumuştum oysa serin bir yaz gecesi çimenlerin üzerine uzanıp sevgilinle birlikte yıldızları izlemekten başka ne vardır ki dünyada?Söz röportajdan açıldığı madem aklıma geldi bu benim de hep denemek istediğim bir alandır en çok da sosyal hizmetler il müdürlüğünde çalıştığım yıllarda,hayatıma giren farklı insanlar vardı o yıllarda …kocasından şiddet gören yada içki parası için satılan kadınlar,dayak ve tacize uğrayan genç kızlar,evden kaçıp kamyon şöförünün tecavüzü yüzünden kadınlığa özenen parlak delikanlılar …
Hayatımda eğitime ara verdiğim ama öğrenmeye devam ettiğim yıllardı,gece nöbetlerinde güvenlik görevlisi kanepede horlarken yatakhanede yorganın altında terk edildiği için sessizce ağlayan çocuk bana hayatı öğretti ve gençliğinde top peşinde koşarken kas erimesi sonucu yatağa mahkum olan iri mavi gözleri ile dağ köyündeki evinin penceresinden arabamızın geldiği yolu gözleyen Hüseyin de öğretti hayatı bana,hayatın hep düz olmadığını,hepimizin engelli adayı olduğunu öğretti,Hüseyin yatalak olunca tam bir kitap kurdu olmuştu,her ay ziyaretine gelirken ona kitap getirirdim,onu yaşama bağlıyan sadece kitaplardı ve ben onun okuma hızına asla yetişemezdim.Taze beyinlere zihnin en açık olduğu sabah saatlerinde karmaşık formülleri öğretmekle;aynı saatlerde televizyonun karşısında yeni uyanmış olmasına rağmen tekrar kestirmeye başlayan bir yaşlının sağlık durumunu sormak arasında kalmıştım aslında,bu kararsızlıkta egoistliğinde payı vardı ,neden mi?Çünkü gecede iki kitap bitirdiğim oluyordu ,daha önce yarım bıraktığım romanları penceremden serin havanın getirdiği çiçek kokusu ile birlikte heyecan içinde okuyordum,galiba okumak içinde yazmak için de tek koşul yalnız olmaktı.Gece sadece kuş sesleri eşliğinde okumanızı tavsiye ederim.Ayrıca kuş seslerinin ben de anısı vardır;ilk flörtümle gözden uzak olmak için girdiğimiz dallar arasında ne zaman yakınlaşsak bu seslerle huzur bulurduk.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.