- 841 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
"NEFES"
-Bence müebbet verirler.
Bekçi Nizam, kollarını kavuşturup duvara yaslanmış, bütün bilmişliğiyle ahkâm kesiyordu. Bağırarak vurguladığı “Müebbet” karakolun duvarlarında yankılandı. Konuştuğu yeni hademe;
-Deme öyle ağabey. Allah kurtarsın.
-Niye kurtarsın be! Sürünsün iblis. Oyuncak yüzünden adam mı öldürülür!
Nizam’ın tükürerek söz ettiği adam her şeyi duyuyor.
Nezarethanenin bir köşesine büzülmüş , süklüm püklüm oturan bu garibanın değil cinayet işlemek, karıncayı incitebileceğine inanmazsınız. Öyle çaresiz, korkmuş, zavallı. Yüzünde tarifsiz bir keder. Yerden ayırmadığı gözleri taşlara takılıyor. Yeni döşenmiş, düzgün dörtgenlerin çizgilerine basmadan zıplayan oğlu beliriyor birden. “Hadi baba, gelsene sen de.” Özlemle seyrettiği bu görüntüyü de hapsedebilmenin bir yolu olsa... Kulaklarında tiz kahkahaları, birlikte zıplarken yanan hep o oluyor. Dudağına yerleşen tebessümü, açılan kapının gürültüsü kesiyor.
Jandarmalar eşliğinde sorguya götürülürken aklı taş döşemede kalıyor.” İnşallah orada da vardır.”
Hademe , nezarethaneyi yeni ziyaretçilere hazır etmek üzere işe koyulurken , Nizam esas duruşta jandarmalara selam çakıyor.
Savcı sert görünümlü , yumuşak sesli, babacan biri;
-Hırsızın yaşı on beş çıktı. Silahsız birini öldürdün. Ailesi perişan. Bir şey de çalmamış zaten niye yaptın bunu?
O güne dönüyor. Evde oturup, fotoğraflara bakarken çocuğunun odasından gelen sese kalkmıştı. Masadaki şamdanı alıp sessizce yürüdü oraya doğru.
-Çaldı. En değerli şeyimi.
-Evlâdım en değerli neyini çalmış, üzerinden bir şey çıkmadı. Odada oyuncaktan başka bir şey yoktu zaten.
Kazadan sonra kendisinden başka kimsenin girmesine müsaade etmediği odayı kurcalayan gölgeye yaklaştı arkadan usulca. Öfkesi büyük.”Kokuları bozdu, sildi. Olmaz. İşte o olmaz.”
Sesi titriyor önce. Dudaklarını büzerek ,
-En, en kıymetli şeyimi çaldı. Ağlıyor, haykırarak, sarsılarak ağlıyor.
Durdurmazsa yok olacak. Kaybedecek. Hayır balonu aldı. Büyük bir gümbürtü. İşte şimdi öfkesi de patladı balonla . Şamdanı indirdi kafasına. Bir daha, bir daha…
Gözyaşları boşanmış, salya sümük konuşmaya çabalıyor.
-O benim her şeyimdi.
Hıçkırıklarla sarsılan adam, başı önde, dizlerinin üzerine çöktü.
-Nefesiydi oğlumun. Nefesiydi. Alıp arada içime çekerdim. Kıyamadığım. Of, ben şimdi ne yapacağım!
Şule TEK
YORUMLAR
Vallahi; Ne yalan söyleyeyim Dünde Bu günde okudum.Ya bende bir noksanlık var ya yazılmak istenen şey çok eksik.
Benim için şunu anlamak mümkün olmadı.
* Bir baba kazara hırsız zannedip oğlunu mu öldürdü
* Kazadan kasıt bu olan mı yoksa bilmem kaç yıl önce kaybettiği yavrusunun ....
* Belki Hikayeye konu olan "OĞLUMUN NEFESİYDİ" Vurgusu çok ama çok orjinal. Balonda hapsedilen nefes ve keşke bu görüntüyü de gözlerine haps edebilseydi...Kısmı en çok etkilendiğim yerlerdi..
Birde nacizane tavsiye;Babalar evlatlarını korumak için bile ölse kimseyi öldürmesin.Savaş senaryoları müstesna Hikaye ve Romanda yaşatma güdüsü daha kuvvetli değilse okurda pozitif etki düşük olur. Ben şahsen Hikayenizdeki babaya kızgınım elime geçirsem kesin sıkarım boğazını. Bekçi Nazım haklı.
suleteker
bu psikoloijiyle işlenmiş bir cinayette kimin haklı olduğu okuru ilgilendirir. Ama verememişim demek. Gene olmamış, anlaşılmamış :( öneriniz nedir?
yeğinadnan
Gibi bir baba figürü okuru yanılgıdan alabilirdi
Savcı sert görünümlü , yumuşak sesli, babacan bir edayla
(ÖLDÜRDÜĞÜN)
-Hırsızın yaşı on beş çıktı. Silahsız birini öldürdün. Ailesi perişan. Bir şey de çalmamış zaten niye yaptın bunu?
ifadesi eklenerek Diyaloğu sağlamlaştırıp okurun fikir yürütmesinin önüne geçilmeliydi sanki
Diye iki örnek verip keseceğim.
Eminimki kardeş can Kaleminiz benden çok ama çok iyi ben bir yazar sıfatıyla değil okur sıfatıyla ve yazdıkalrınız'a hayran biri olarak varım Maksadım eleştirmek de değil belki işe yaramak Dilerim çok olmuyorum dur
Arı çiçeği nerede olsa bulur bal özü topladığımız çiçeği örselemek değil maksadımız. İnşallah bize sunulan emeğe nankör olmamaktır.
Sevgi saygı ve selam.
Öykü? Kısa bir romandı sanki. Öykü demek az. Bir ömür, olan biten sığdırılmıştı yazıya. Soru işareti bırakılmamıştı hiç. Kendi yazdıklarımı düşündüm de, ne kadar eksik olduğumu da gösteren bir yazıydı. İşte bu platformun öğretici yanı da burada beliriyor galiba. Çok teşekkürler ve tebrikler.
suleteker
İnanılmaz güzel bir hikaye.
Muhteşem bir final.
Çok güzel seçilmiş bir konu.
Oğlunun nefesi ha?
Bir celsede beraat bence.
Aynısını ben de yapardım belki de.
Oğlumun nefesini çalanın, nefesini keserdim.
Belli mi olur?