- 1191 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Masum Değiliz...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Duvara yaslandı, korkuyla titreyen ellerine baktı. Çocukluğu geldi aklına. Annesi... Annesinin anlattıkları.
3-4 yaşlarındaydın. Ne zaman sokağa oyun oynamaya çıksan, aradan bir saat geçmeden suçlu çocuklar gibi ellerin beş metre ötede, başın önünde, koşarak gelirdin eve. Kapılar kapalıysa kalıverirdin kapının önünde. Ellerin kirli diye kapıya dokunmaya korkardın. Kızacağımı bildiğin için kısık bir sesle seslenirdin "anne" diye.
-Ne oldu yavrum?
-Ellerim kirlendi.
-Oyun bitti mi?
Bu soru bir hatayı hatırlatır gibi gelir, mahzunlaştırırdı seni. Ne kadar kirli olduğunu göstermek için öne uzattığın ellerini taşımaktan yorulan omuzların düşer, yalvaran gözlerle bakardın yüzüme. Oyun arasında, kirlenen elini yıkamak için eve koşuşturman, bu gereksiz titizliğin kızdırırdı beni.
-Bitmedi ama ellerim çok kirlendi.
-Tamam ama oyun devam edecek. Ellerin yine kirlenecek. Bak arkadaşlarının hiç biri koşturmuyor ellerini yıkamak için eve. Oyun bitince yıkarsın ellerini kızım!
Ağlamaklı olur, dolardı gözlerin. Boş yere ağlarsan daha çok kızacağımı bilir, kırpıştırıp kirpiklerini kovmaya çabalardın gözyaşlarını. Sessiz hıçkırıklarını bastırmaya çabaladıkça, kısılır çıkmaz olurdu sesin. Tek kelime etmeden çaresizce omuz silkerdin. Üstüne gitsem ağlamaya başlayacağını bilir, kucaklar seni bahçedeki çeşmenin başına götürürdüm. Akan suyun sesiyle ışıl ışıl parlardı nemli gözlerin. Bıraksam saatlerce köpük köpük sabun içinde oynar dururdun. Ne zaman çeşmeyi açmaya muvaffak oldun, büyüdün; o vakit kapıya gelmez oldun. Çocukken çok severdin suyla onamayı, çok titizdin...
Nereden gelmişti aklına şimdi bu sözler. Küçük bir çocuğun eline bakar gibi baktı ellerine. Titremesi geçmiş, yaslandığı duvardan güç almıştı bir nebze. Yumruk gibi sıktığı elinde saklı duran, buruş buruş mektubu açtı yeniden.
-Ben senin elini hiç tutmadım ki...
Diye devam ediyordu mektubun son satırları. Hırsla yeniden buruşturdu mektubu. Bir türlü atamıyor, atıp kurtulamıyordu elinden. Çocukken yaptığı gibi yaptı. Ellerinin arkasına saklandı, ağladı, ağladı. Kirlenmiş gibi elleri koşar adım evin yolunu tuttu. Sadece ellerini yıkamak istiyordu...
29 Mayıs 2014 - Zeynep Özmen
YORUMLAR
Üzücü bir durum.
Sevgilinin elini, ya da mektubunu tutan elin kirlenmesi.
Ya da,
hayatın sevimsizliklerinin de elleri kirletebileceği...
Tüm kirlerle,
tüm mikroplarla da yaşamayı öğrenebilmeli insan.
Yakamozmavisi
Teşekkür ederim okuma ve yorum için.
Saygılarımla.