- 814 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Can kurtaran kırlangıçlar
Can kurtaran kırlangıçlar
Adam o gün işine giderken başına gelecekleri bilse heralde evinden hiç çıkmazdı.
Basit bir işi vardı ama yinede o sene işler o kadar kötü gitmişti ki
Yüzlerce esnaf gibi o da mali krize girmişti.iki çocuklu bir aile olmasına rağamen geçinmekte zorluk çekiyordu..
O sabah kapısından içeri girecek ilk müşteriye satış yapmak zorunda olan adam ilk zil sesinde yerinden fırladı kapıyı açtı.karşısında iyi giyimli iki beyefendi duruyordu ellerinde bond tarzı çanta yüzleri asık tı bunların müşteri olmadığını hemen anlamıştı.
-buyrun dedi adam
Adamlar icra müdürlüğünden geldiklerini ve maliyeye olan borç’tan dolayı icra işlemi yapacaklarını söylediler
Adam dil döksede sonucun değişmiyeceğini biliyordu bu yüzden fazla zorluk çıkarmadan olayları bir misafir gibi izlemeye başladı.hiç bir şey almamışlardı sadece alınacakların. Listesini yapıp gittiler.
On dakika geçmemişti ki kapı tekrar çaldı ve çalması ile elektriklerin sönmesi bir oldu.loş karanlıkta adam kapıyı açtığında elinde pense ile duran adamı gördü adam elektrik saatini söküyordu
-abi elektrik borcun varmış saatini söktüm borcunu iki gün içinde yatırırsan tekrar gelir takarım diyen adama hiç bir şey söylemedi kapıyı kapatıp içeri girdi.
Adam
--bu nasıl bir gün allah’ım diye düşünürken belli ki komşular olayı hemen yaymaya başlamıştı çünkü çok uzaklarda olan ve kiracısı olduğu mal sahibi hemen telefona sarılmış ve adamı aramıştı
---bak evladım ben sana dükkanı kiraladığımda işlerin iyidi ama şimdi kiranı ödemekte zorlanıyorsun iyisimi sen dükkanı boşalt başka bir yer bul kendine,sözünden sonra adam eyvallah ağabi tamam der ve telofonu kapatır...
--- çok zaman sonra kapıdan kardeşi girer abisinde bir tuhaflık olduğunu anlar ve ne oldu der gibi hayrola abi ne bu hal
- adam gülerek birader hani ölüm öbür dünya için derler ya
--hee
--ben biraz önce öldüm,dirildim öldüm bidaha dirildim der ve daha bu dünyada artık bana ölüm yok der..
Kardeşi ne oldunu pek anlamaz dışarı çıkar.
Tam her şey bitti daha ne olabilir ki diye düşünürken,tekrar tekefon çalar,arayan eşi dir hal hatır sorduktan sonra eşi adam’a
--eve gelirken kız için bez alırmısın ha unutmadan birde maması bitti onu da unutma der ve telefon kapanır
--adam koltuğa oturu cebindeki paraya bakar
--bu yetmez der ve gözleri dolar
Kendi kendini ayıp lar
--yuh lan bir bebeğe bile babalık yapamıyorsun der ve elleriyle yüzünü kapatır.belli ki kendinden utanır
Aradan yarım saat geçti geçmedi korna sesleriyle irkilir etrafına bakınır arkadan gelen küfür eden seslere anlam veremez,yolun ortasında ne aradığına da anlam veremez oraya nasıl geldi.durduğu yer işyerinden bir km uzakta idi,kim getirmişti onu oraya,yol ortasında işi neydi ,araç kullanan şöförler neden ona küfür ediyordu.
Hemen kaldırıma çıktı,boş boş bakındı etrafına aklında bu gün yaşadıkları vardı,hiç biri onu etkilemezdi karısından gelen telefon olmasaydı,ilk defa bu dünya için ailesi için çocukları için beş para etmez biri olduğunu düşünüyordu.kendi kendine
---ufacık bebeğe bez alamıyan kocaman adam demeye başladı
Askerliğini doğuda yapmıştı ölümler atlatmıştı,sürekli olarak
---niye lan ölmedin orada deyip durdu.
Bir köprünün başına geldi,altından vızır vızır geçen arabalara baktı
--buradan atlarsam belki ölmem ama bu arabalardan biri bana çarpar o zaman ölürüm herkez rahatlar eşim çocuklarla baba evine döner babası varlıklı onlar bakar der.boş boş bakmaya başlar atlamak için yeterince emin olunca demir parmaklıklara iyice yaslanır ..
--akşam vakti kadın kapıyı açar gelen kocasıdır.elinde sabah sipariş ettiği bez ve mama vardır,birazda meyva almıştır adam..yüzünde tebessüm karısına bakar,karısı
---ne o neşen yerinde der.adam
---evet der ve içeri girer...
Oysa adam tam köprüden atlamak üzereyken tuhaf çığılık sesleri duyar sesin geldiği tarafa bakınca bir kırlangıç gurubu nu görür bu sesi onlar çıkarıyordu,üstelik öyle bir oyun oynuyorlardı ki adamın bütün dikkatini çekmişlerdi.büyük binanın cephesini sanki yalıyarak uçuyorlardı duvara değeseler ölüm kaçınılmaz olucaktı.bütün ömürleri zahten altı ay’dı bunu niye riske atıyorlardı ki adam anlam verememişti.sonra kendisini düşündü
---ya ben,ben ne yapıyorum neyden kaçıyorum böyle,bir kırlangıç kadar cesaretim mi yok hayatı karşılamaya diye düşündü heyer kırlangıçlar hayatla oyun oynuyabiliyorsa ben neden oynamayım der ve vaz geçer atlamaktan.o korkak düşüncede utanmıştır.dükkanına geri döner bir kaç müşteriyi arar yaptığı işlerden biraz fiyat kırar yeni iş anlaşması yapar.iş yerindeki hurda ne varsa hurdacıya satar hem elektrik saatini geri alır hem de eşinin siparişlerini.o günden sonra işleri düzelmiştir küçük atölyesini büyütmüş sıkıntı hiç yaşamamıştır.adam her gün gök yüzüne bakar ve her gördüğü kırlangıca teşekkür eder...
YORUMLAR
Çok anlamlı ''hep kıyıdan giden gemiler büyük keşifler yapamaz''.Akıcı ,sıkmadan okunabilecek bir eser yazarını kutlarım.
orada kırlangıçların ona hissettirdiği içsel iman ve ınançtır takdiri ilahi imanil mubin imanlı inançlı
biriymişki içsel sesi onu yaşama sıkıca tutunmasına çok ince noktada anlamış ..... umudunu kaybetmiş ama izani ile düşünmeyi iman inancı sağlamış kırlangıçlar ona resim olmuş hayatın kocaman büyük zor resmi .. .. .. yaşamdan esıntınize teşekürler ...