- 1108 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
KADIN BUDU KÖFTE Final
Sivillikten birden farklı bir ortada bulmuştum kendimi.Ortama şartlara alışıyordum.
Üç günlük işçi iken fabrikaya mutemet geldi lafları dolaştı.Mutemet neye gelirdi o zamana kadar bilmiyordum çünkü hiç maaş almamıştım.
Niye gelmiş diye sormuştum ikramiye dağıtmaya gelmiş dediler.Daha üç günlüktüm bana ikramiye vermezler dedim içimden.
Yanında çalıştığım ağabey ,
--- Sende git haydi dedi.
Sıraya girdim sıra bana gelince ezile büzüle adımı söyledim.Listeye baktı elime kalem verdi ,
---At şuraya imzayı deyince şaşırmıştım.
Sanki piyangodan büyük ikramiye bana çıkmıştı.152 lira para almıştım.150 lirasını hemen ağabeyime askere göndermiştim.
Maaşlarımızı her ay bu şekilde mutemet geliyor alıyorduk imza karşılığı.
Evimizde televizyon yoktu kafaya koymuştum eve televizyon alacaktım.Biz de olmadığından filim seyretmek için tanıdık akrabalara gidiyorduk.O zaman ki çalıştığım üç aylık maaşımla bir televizyon alınıyordu.
Beşiktaşlının evinde siyah beyaz televizyonumuz olmuştu.
Olan kız kardeşime olmuştu,eve gelen misafirler artmış çay taşımadan ikram vermeden televizyon seyredemez olmuştu.
Hele komşumuzun küçük kızı biz daha yemek yemeden damlar yerini alırdı.O zamanlar somya vardı somyanın üstü iki sıra önü yerde de bir sıra seyirci olurdu..
Olsun diyordu annem televizyonsuzluk ne demek olduğunu bildiğinden..
Fabrikada yemekler sekizer kişilik verilirdi iki masa birleşmiş masa başına genellikle iki büyük tencere içinde sekiz on kepçelik yemek olurdu.
Masa başında oturan yemekleri önce birer kepçe verir daha sonra isteyen var mı diye sorar dağıtırdı.Tabii önce ilk dört masadakiler uzatır bize gelesiye kadar yemek kalmadı derdi.
Bu olay böyle devam etti.Yanında çalıştığım ağabeyime bir gün şu yemek dağıtma işini biz yapalım dedim ayıp olur dedi yanaşmadı.
Kararlıydım kepçenin başına geçecektim.Bir gün erken davranarak masanın maşına geçip kepçeyi elime aldım herkese eşit dağıttım.daha sonra o yüz kiloya yakın ağabeyleri bu gün aç kaldık dediklerini duydum.
Gece postalarında sabah olmak bilmezdi oysa şimdi ne zaman vaktin geçtiğini anlamıyor insan.Gece mesaide düşünürdüm evdekiler uykuda sevdiğim kız uykuda ne rüyalar görüyordu acaba..
Fabrikada çalışırken kurban bayramına denk geldi.Bayramda evli olanlar kurban kesmek için bir iki saatliğine kurbanını kesmek için gittiler.İlk defa kurban kesilirken yoktum akşamında kurban etini yemiştim.
Yemekhanenin önünde o gün hangi yemekler olduğunu yazarlardı.
Bir gün okuduğumda şaşırmıştım.
Çorba,kadın budu köfte ,tatlı.
O güne kadar böyle bir yemeğin ne adını duymuştum ne de yemiştim.
Artık kafamda yorumluyordum.Reklamlarda hep güzel kadınları oynattıklarına göre iyi bir yemekti..
O gün tanışmıştım kadın budu köfteyle...
YORUMLAR
Hasan Hocam.
Bizim İstanbul Üniversitesinde okusaydın öğrencilik yıllarından tanışırdın kadın budu ile. Turan Emeksiz dediğimiz yemekhanemizde sık sık çıkardı ama annem rahmetli bilmezdiç Ondan hiç yemedim.
Güzeldi anı yazın keyifle okudum.
Selam ve sevgilerimle.
Hasan Özaydın
hocam bende istanbula ilk geldiğim dönemlerde patron bana iki lira verip git bana manavdan iki tane kivi al dedi ben parayı aldım ama düşünceli bir şekilde başımı öne eğdim bu patron benimle oyun oynuyor dedim kendi kendime benim o halım dikkatini çekmişki dedi kivi nedir biliyormusun diye sordu evet pil dedim bana güldü ne pili oğlum meyve meyve dedi git sen manava iste verir dedi bende o zamana kadar kivi diye bir meyve olduğunu bilmi,yordum eskiden radyolarda reklam vardi ali veli selami kivi getir kivi diye radyo pilinin reklamı yapılırdı ve bende sanıyordumki patron benimle oynuyor bende böyle tanışmış oldumdu kivi denen meyveyle saygılarımla selamlar
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın
Çok güzeldiler.
Küçük küçük anılar...
Unutulamayan, hatıraların derinliklerinde tatlı tatlı uyumakta olan...
Ne güzel anlatılmış çalışma hayatının çömez günleri.
Hepimizin vardır...
Çok hatırlamak istemediğimiz,
genellikle perişanlıkları yaşadığımız günlerdir.
Güzeldi her şey.
Televizyon misafirlikleri de çok hoştu o zamanlar.
Kimse şikayet etmezdi.
Komşuluklar da bir başka güzeldi galiba o günler.
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın
Yazının ilk bölümünü kaçırmışım.
Son günlerde siteye fazla giremiyorum.
Televizyon bizim eve alınmadan ve alındıktan sonraki günleri okudum.
TV bizde yokken güzel bir dizi veya müzik proğramı olduğunda eski kiracımız Ayşe'lere damlardık.Allah'tan
çok iyi bir insandı ve hep güleryüzle karşılardı.
Daha sonra biz de televizyon aldık. O zaman da bizim misafirlerimiz oldu. Güle oynaya geçen zamanlardı.
Kadın budu köftenin hep adını duyarım. Yemedim. Hayatta bilmediğim şeyleri yemem:)
tebrikler,
güzel bir yazıydı,
selâm ve saygılarımla..
Hasan Özaydın
Teşekkür ederim Nazik hanım saygılarımla.