YILDIZLAR...
Göremiyoruz artık onları...Gözlerden uzak oldular bir bir...Kim bilir neredeler şimdi!...Ve ne yapıyorlar?...Unuttular mı sırlarına ortak oldukları nice aşıkları,ilham verdikleri onca şairleri ve de sabahlayan uykusuz gözleri...Uzaklarına düşmelerindeki sebep neydi?...Onlara kırılmış,küsmüş olmaları mıydı acaba?..
Belki de çok mutsuzlaştılar ondandı bu kaçış...Zifiri karanlık geceye verdikleri umudu yitirdiklerindendi belki de asıl sebep...Aydınlatamadıkları geceye utançlarını gizlemek için miydi yoksa...Kim bilir!...
Eskisi gibi parlak ve büyüleyici değillerdi son gördüğümde onları,sanki ruhlarının bedenlerinden kopuşunu yaşıyor ve çok acı çekiyor gibiydiler...Uzaklardaki sevgililerin aşkını gecenin içinden kalplerine taşıyamadıkları için ya da artık şairlere ilham veremedikleri,umutsuzluğa düşmüş,uzaklara dalan gözlere umudun ışığını yayamadıklarından mıydı acaba geceyi kimsesiz karanlığına terk ediş...
Gözden uzak olan,gönülden de ırak olurmuş derler ya...Gözler görmesede,gönlümüzde onları yeniden,karanlık gecede parlayana dek yaşatacağımızı ve asla terk etmeyeceğimizi bilmiyorlar mıydı acaba?...Oysa unutabilir miydik hiç onları!...Onlar değil miydi zamanına acımıza,aşkımıza,gecenin karanlığında binlerce çırpınışımıza ortak olan,karanlık gecede yolumuzu ışıtan,canımıza yoldaş olan,sırdaşımız ve yalnız gecenin bağrında hapsolmuşken onlar değil miydi yüreğimizi aydınlatan ışığımız...Onlardı değil mi!...
Geceler bilirim ben;ağustos böceklerinin sesleriyle,gecenin sesinin birbirine karışıp,milyonlarca yıldızın da onları gök kubbeden büyük bir hayranlıkla dinlediği...
Böyle gecelerden birinde aşık olmuştım ben de onlara...Gecenin semasında lacivertle gümüşün birleşimindeki güzelliği ilk o zaman görmüştüm ben...İlk o zaman gözlerimi ayırmadan bakmıştım onlara geçen zamanın farkına varmadan uzunca...
Kalplerde hep yan yana ama bedenlerini uzun yolların ayırdığı sevgililerin,birbirlerine dokunmak isteyip de ellerinin boş kaldığı anlarda hissettiklerini hissederim onlara o uzun uzun baktığım zamanlarda...
Bazen de sevdiklerimin gözlerinin içine derin derin baktığımda gözbebeklerinde görürüm onları...Anlarım ki yıldızların duygusallığı yansımış bu ruhların içine de...
Ve o zaman bilirim ki;aslında terk etmemiştir onlar bizi hiçbir zaman,içimizdedirler,erişemediğimiz göklerden çok daha yakında,gözbebeklerimizdedirler çünkü...Sevdiklerimizin belki de en güzel yerinde göstermişlerdir onlar bize yüzlerini...Işıl ışıl parlarlar,kim bilir neler anlatmak isterler o anlarda bize,neler saklanır gözbebeklerinin derinliklerinde...Ne aşklar,ne özlemler,ne dostluklar ve de ne hırslar,ne acılar,ne nefretler barınır küçücük gözbebeklerinde...
Ben onları görüyorum artık,gecenin lacivert semasından kopup gelerek,yürekteki hislerin kendini ele verdiği,bedenlerin içine hapsolmuş ruhların özgürlüğe aktığı yerde,her ışıl ışıl parlayan gözün derinliklerinde....
(02.02.2006/perşembe)