SEVGİLİLER SEVGİLİSİ!
Gökyüzünün dünyaya sunduğu ışıklar o gün her günkünden daha da fazlaydı. Tüm kuşlar daha da çok kanat çırptı gökyüzünde. Bülbül aşkın melodisini şakıdı dünyaya! Solan güller, kopan dallar yeniden filizlendi. Bu büyük bir olayın göstergesiydi. Doğa mutluluktan tüm dünyaya gülümsüyordu. Sevgililer sevgilisi büyük mutluluğun habercisi “Hz.Muhammed” doğuyordu. Tüm kalpler “Ya Muhammed! “diye atmaya başladı. Yüce rabbimizin bizlere gönderdiği güllerin efendisi geliyordu!
Gökten bir melek indi yeryüzüne ve sevgililer sevgilisine vahiy getirdi. O gün dünya büyük bir olaya şahit oldu. Peygamberler peygamberi Hz.Muhammed tüm insanlığa sözlerini, o gül sevgisini gökteki bir yıldız gibi yansıtmaya başlamıştı yavaş yavaş... Yıllarca çöllerin suya hasret kaldığı gibi hasretti insanlar sevgililer sevgilisine! Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş o yüce insan tüm insanların sıkıntılarını, acılarını hisseder ve yaşadıkları kötülüklere dayanamazdı. Muhtaçtı tüm insanlık yüceler yücesine! Gül Muhammed, insanları karanlık yolun sonundaki ışığa ulaştırmak için uğraştı. Oysa inanmayan insanların o karanlık yolu, sonu gözükmez ve çıkmaz bir yoldu. Ama âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisi kalpleri körelmiş insanlara da aynı sevgiyi gösterdi. Yılmadı hiçbir zaman. O tüm insanlığın içindeki en yüce mevkideydi. O sevgililer sevgilisi, o güllerin efendisi sevdi; sadece sevdi herkesi! Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur:”Peygamber mü’minlere kendi canlarından daha yakın ve sevgilidir! “İşte bu ayet sizlere anlattıklarımın göstergesi. O gelmeseydi, o bizi sevmeseydi ne yapardık şimdi? O karanlık diğer tarafındaki uçurumdan aşağı, denizin azgın dalgalarının kollarında bulurduk kendimizi... Oysa o âlemlere rahmet olarak gönderilen yüce insan geldi ve aydınlandı tüm âlem! Kalplerimizdeki iman ateşi alevlendi, büyüdü... Ve büyük bir aşka dönüştü, Yüce mevlamıza duyduğumuz o sonsuz aşka... Güllerin efendisi gelmeseydi kalplerimize bir güneş gibi doğmasaydı biz gönüllerine mil çekilmiş insanlara dönerdik. Kalbimiz sevgiden yoksun, gözlerimiz kör, kulaklarımız sağır olsaydı denizin o azgın dalgalarında boğulurduk. Ama Gül Muhammed’imizin bize olan sevgisi çelikten bir duvar oluşturdu ve korudu bizleri tüm kötülüklerden...
Şimdi yaşıyoruz, görüyoruz, duyuyoruz. Tüm kalbimizle seviyoruz! Güllerin açtığında sevinen arılar gibi, yağmur yağdığında gülümseyen toprak gibi, güneşin bulutu sevdiği gibi, yıldızların geceye olan özlemi gibi seviyoruz! Ve bunu haykırıyoruz Dünya’ya. Biz sevgililer sevgilisinin, biz yüceler yücesinin âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin ümmetiyiz. Biz onun bizi sevdiği gibi onu seviyoruz. Biz gökte bir yıldız gibi parıldayan gül Muhammed’in ümmetiyiz...